Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Köşk Yokuşunda Siyasal İklim...

18 Haziran 2014 Çarşamba

Pazartesi günü bu sütunda yayımlanan, “Eyy AKP’ye Oy Veren Seçmen” başlıklı yazıya gelen karşılıklar Türkiye’de siyasal gerilimin hangi noktaya vardığını ortaya koyuyordu.
Karşılıkların bir bölümü “eksiklikleri” içeriyordu. “Daha şu yanını da vurgulamalıydınız” diye başlayan yorumlar vardı.
Önemli bir bölümü, “AKP’ye oy vermeyin demek yetmez” saptamasının ardından asıl can alıcı konuya giriyordu. “AKP’nin karşısında toplumu ikna edecek bir seçeneğin olduğunu gösterebilmelisiniz” cümlesiyle özetleyebileceğimiz değerlendirmeler vardı.
Bir başka boyut ise küfür ve hakaret tanımının hafif kalacağı cinstendi. Birbirine benzer sözler içeren bu karşılıkları yazanlarda adeta profesyonelce görev yapan bir eleman densizliği dikkati çekiyordu. Sosyal medyada böyle bir azgın azınlığın olduğu, hiçbir insani değer tanımaksızın saldırılarda bulunduğu bilinen bir gerçek.
Öyle anlaşılıyor ki, AKP’ye oy verenlerle bir diyalog zemini aramak, AKP’ye karşı olan kesimlerin kendi aralarında paylaştıkları eleştirileri sandıkta AKP diyenlerin vicdanına da ulaştırma çabasına girmek çok tehlikeli bir yaklaşım!
Buna karşın bu sütunlarda AKP tabanına da seslenmeye, gelen kimi eleştirileri de kabul ederek onları anlamaya çalışmaya devam edeceğiz...

***

AKP adına böylesine saldırgan tutum takınabilen bir yapının oluşması imamcemaat benzetmesinden yola çıkarak da yorumlanabilir. Partinin en tepesi siyasette var olmak için, olası rakiplerini biçmek için her türlü yöntemi makbul sayarsa alt kadrolarda elbette bu yapının değişik karşılıkları oluşur.
Ankara kulislerinde konuşulan bir iddia o ki; sosyal medya ortamında AKP muhaliflerine saldırmak için dört haneli rakamlarla ifade edilen ayrı bir kişisel ağ var...
İktidara ilk geliş yıllarında, “AKP’ye kimler oy verdi” sorusunu, bu kişiler kendisini niçin saklıyor sorusu izlerdi. Zamanla AKP’de çevrelenen halkaların renkleri daha net ortaya çıktı. Belli bir “inanmış” kesimin ve başka seçenek göremiyorum diyenlerin ötesinde siyasetin değişik tonlarındaki “çıkar yelpazelerinin” tümüyle burada kümelendiği görülüyor. Birbiriyle taban tabana zıt renklerin de burada halkalanmasını “çıkar ortaklığı” olarak da yorumlayabiliriz.

***

İşte böyle bir siyasal zeminde Cumhurbaşkanlığı seçimlerine gidiyoruz.
Adaylık başvuruları için son düzlüğe girildi. Devamında yarış var.
Cumartesi günü Hacıbektaş’ta bir aydınlanma buluşmasıyla anacağımız İlhan Selçuk’un önemli siyasi gelişmeleri anında yazmaya ilişkin şöyle bir genel ilkesi vardı; bir konu çok sıcakken 24 saat dokunmamak, yorumu biraz soğuyunca yapmak gerekir.
Muhalefetin çatı adayının açıklanmasının ardından beklendiği gibi çok ciddi bir tartışma ortamı oluştu.
Bu sütunlarda AKP’ye oy veren seçmene hitap etmeye çalışıp oy vermeyecek olanlara hitap etmemek, onlara seslenmemek elbette olmaz.
Türkiye’nin siyasal iklimi girişte vurguladığımız gibi. Başbakan’ın Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturması halinde bu iklimin çok daha keskinleşeceği kesin. Ana hedef bu gidişi durdurmaksa bütün yaklaşımları da ona göre biçimlendirmek gerekiyor. Muhalefetin adayının toplumla paylaşacağı ilk değerlendirmelerin ardından daha sağlıklı bir kamuoyu oluşabilir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Özgen Acarkeoloji! 7 Kasım 2024
Hedef CHP! 6 Kasım 2024
Değişimin 1. yılı! 5 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları