Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Kırmızı Halıdan Kırmızı Bültene!

21 Aralık 2014 Pazar

1998 yılı yazıydı. Soğuk Savaş’ın bitiminin ardından Orta Asya’da art arda bağımsızlığını ilan eden Türk cumhuriyetlerini sırt çantam ve inceleme notlarımla birlikte gezmek üzere Moğolistan’ın başkenti Ulanbatur’dan yola çıktım. En uca gidip deyim yerindeyse sürüne sürüne Sarp sınır kapısından Türkiye’ye döndüm. Ulanbatur Havaalanı’nın çıkışında bizi atlar ve çadırlar karşıladı. Ülke bin yıllık bozkır geleneğini sürdürüyordu. Büyükelçiliğimiz iki katlı sıradan bir binada hizmet veriyordu. Büyükelçi yarı mahçup
“Pek çok büyükelçilik böyle, bu tür binalarda hizmet veriyor. Ancak birkaç yıl sonra iyi bir yerimiz olacak” dedi.
Soğuk Savaş boyunca Çin ile Rusya’nın arasında kalan Moğolistan’da kurumsal temsile karşılık gelecek bina sayısı çok azdı. Bunlardan biri 5 katlı Dünya Ticaret Merkezi’ydi. Binanın bir katı IMF temsilciliği, bir katı uluslararası danışmanlık kurumu, bir katı da Moğolistan’daki Gülen okullarının merkeziydi.
Bizim büyükelçiliğimiz pek çok ülke gibi hizmet verecek bir bina bulamamıştı ama Gülen okullarının temsilciliği, yükselen uluslararası bir hareketi ifade eden bir gücü ortaya koyuyordu.

***

1990’ların başından bu yana Gülen okullarının Orta Asya’dan Balkanlar’a, Rusya içindeki özerk cumhuriyetlerden Afrika’ya kadar hızla yayılışı ülkemizin ana gündem konularından biri. Bu okulları gezenler arasında, hayretini gizleyemeyenlerden amacını sorgulayanlara kadar geniş bir yelpaze yer alıyor.
Gülen’in yükselişi Soğuk Savaş’ın bitimine karşılık geldi. Genişleme coğrafyasına bakıldığında Doğu Bloku’nun etkisi altındaki ülkelerin ağırlık kazandığını görüyoruz. Bu da akla şunu getiriyordu: Gülen, dünyanın tek kutuplu olması için siyaset üreten ABD’nin küresel taşeronumu?
Sadece ABD’nin değil, Avustralya’dan İngiltere’ye pek çok ülkenin dikkatinde olan Gülen için uluslararası alanda şu tanım yaygınlık kazandı: Gülen movement (hareketi).
AKP’nin iktidara gelmesiyle birlikte hareketin önü daha da açıldı. AKP hükümetinin yurtdışı temsilciliklerine gönderdiği ilk kriptolu mesajlardan biri şuydu:
Gülen grubu temsilcileri resmi protokolde yer alacak, ülkeye gelen Türk heyetlerinin programına Gülen okulları ve kurumlarına ziyaret de konacak.
AKP’de iktidar gücü, Gülen’de devletin her alanına yayılmış insan gücü vardı. Katlanarak artan bir güç!

***

Son 3 yıldır Gülen’le hükümet arasında giderek artan gerilim 14 Aralık operasyonuyla yeni bir ivme kazandı. Gerilimin başında “yolda anlaşırlar” deniyordu. Bu aşama geçildi.
Böylesi iktidar hesaplaşması zemininde yürüyen bir süreçte yargının kullanılması hukuk devleti ilkelerine ters. Bu ayrı bir yazı konusu.
Konu buradan açılmışken dileğimiz yargılamanın adil olması ve tutuksuz sürmesi.
14 Aralık operasyonu Gülen grubuyla ilgili bir dizi soru işaretini önümüzdeki günlerde yeniden açacak. Eğer samimi iseler şeffaflaşırlar...
Son olarak Gülen’le ilgili kırmızı bülten de çıkarıldı. Kırmızı halıdan kırmızı bültene!
Bu süreç Hizmet hareketini bir hezimet hareketine de götürebilir.
Laik demokratik çağdaş bir Türkiye’den yana olanlar, Türkiye’nin bu kavganın esiri olmaması gerektiğini göstermeli ve kanıtlamalı.
Ülkemizin bütün değerlerini erozyona uğratan bu ikili güçten kurtulup gerçek Türkiye’nin kurulacağı bir sürece gebeyiz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Özgen Acarkeoloji! 7 Kasım 2024
Hedef CHP! 6 Kasım 2024
Değişimin 1. yılı! 5 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları