Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kentsel Ölüşüm...
Pek çok kentin olduğu gibi Ankara’nın da girişi gecekondularla başlardı. Özellikle havaalanı yönünden gelişte yolun iki tarafında tepeden vadiye üst üste binmiş, düzensiz yapılı binalar yolcuları karşılardı.
Gecekondu sahipleri her seçim döneminde sorunlarının bir bölümünü çözer, 3-4 seçimlik bir süreçte yoldan elektriğe kadar günlük yaşamı kolaylaştırmaya çalışırdı. Her binanın önünde yükselen serviler, meyve ağaçları görüntünün başlıca tesellisi olurdu. Baharda çiçek açan ağaçlar, gecekonduları vazolaştırırdı.
Toplu taşım araçlarının bir noktaya kadar ulaşabildiği, kimi sokaklarından kanalizasyon sularının aktığı bu yerleşim yerlerinin sağlıklı hale getirilmesi elbette gerekliydi. Ancak kentsel dönüşüm adı altında başlatılan girişimin, bu arayışı karşılamak yerine, yeni bir kent sorunu yarattığı görülüyor.
Gecekondular gitti...
Betonkondular geldi!
Yıkılan binaların yerine kondurulan beton dikintiler, genel görünümden içindeki yaşam koşullarına kadar pek çok yönüyle insani değerlerin çok gerisinde.
***
AKP’nin başlıca icraat yöntemi bu; toplumun hemen tüm kesimlerinin “sorun” olarak kabul ettiği konuyu alıyor, soruyor:
“Ben bu sorunu çözmek istiyorum, itiraz eden var mı?”
Kim hayır der ki?
İşte asıl sorun bu aşamadan sonra başlıyor. Hükümet rant odaklı bir anlayışla o sorunu daha da içinden çıkılmaz hale getirirken eleştirenlere de çıkışıyor:
“Hem sorunun olduğunu kabul ediyorsunuz hem de çözümüne karşı çıkıyorsunuz... Bir kere de samimi olduğunuzu görelim!”
Kentlerdeki “çarpık” gecekonduların “çirkin” betonkondulara dönüşmesi yetmiyormuş gibi, bunlara orman alanları da ekleniyor. Plansız şekilde orman diplerine kadar gelen gecekonduların devamındaki ormanlar da “yasal düzenlemeyle” betonlaştırılıyor.
Dün Ormancılar Derneği Yönetim Kurulu üyelerinin ziyaretinde konu orman talanına gelince, çarpıcı rakamlar verdiler. 1956’da çıkarılan 6831 sayılı Orman Kanunu, 1971’e dek hiç değişmedi. 1971’den 2000 yılına dek 8 kez değişti.
AKP iktidarı döneminde ise tam 21 kez değişikliğe uğradı.
Neredeyse her “torba kanunun” içine Orman Kanunu’na yönelik bir değişiklik de kondu. Bugüne dek yok olan ormanların yüzde 58’i iktidarların yasal değişikliklerinin kurbanı. Yani yangınlar başta olmak üzere öteki yok olma nedenlerinin tümünden fazla “yasal yangın” zararı var!
Bunlar da çoğunlukla orman alanlarını rantın ve kentin parçası yapmaya yönelik.
***
Ankara ile devam etmek gerekirse, Atatürk Orman Çiftliği de (AOÇ) kentsel dönüşüm planlarından payını aldı.
Orman Genel Müdürlüğü’nün AOÇ sınırları içindeki düşük yapılaşmayla oluşmuş binaları, çevresindeki ağaçlarla birlikte ortadan kaldırıldı. Burada kesilen 3 bini aşkın ağaç, tam 133 ayrı türdendi.
Bu alan şimdi halkın Beyaz Saray adını taktığı beton kuşatmanın altında.
Yerel seçimler bu anlayışın da oylandığı bir süreç olacak.
Kentin ortasından otoyol geçiren, kentsel dönüşümü sözcüğün tam anlamıyla kentsel ölüşüme çeviren Gökçek zihniyetinin sona ermesi, sadece bugün değil, gelecek kuşaklar için de önemli.
Evet gecekondular sorundu...
Ama bugün yapılan, çözülmesi gereken bu sorunun üzerine kalın bir beton dökmekten başla bir şey değil...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Mahruki yine yandı
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!