Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

İyi Günler Katil Bey!

29 Ocak 2015 Perşembe

Türkiye’de katledilen aydınların, gençlerin davaları çoğunlukla toplum vicdanını rahatlatmak yerine yaralar ... Öyle davalar vardır ki; insana, “cinayet mahkemede devam ediyor” dedirtir.
Gezi Direnişi sırasında yaşamını yitiren gençlerin hemen tümünün davası bu şekilde sürüyor. Son olarak, Ethem Sarısülük’ün katilinin, Sarısülük ailesi hakkında açtığı davanın bitimi konuşuluyor. Ethem Sarısülük’ü öldürmek suçundan yargılanan polis memuru Ahmet Şahbaz, duruşma sırasında Sarısülük’ün annesi ve kardeşleri tarafından darp edildiğini, yaralandığını iddia ederek dava açtı. Duruşmaya görüntülü sistemle cezaevi salonundan katılan Şahbaz’a mahkeme hâkimi, “İyi günler Ahmet Bey” diye uğurladı.
Şahbaz’ın yargılanmaması için aylarca savsaklanmış, yargı buna zemin olmuştu. Kamuoyu baskısının da etkisiyle hâkim kar-şısına çıkarılan Şahbaz, duruşmalara perukla katılınca, aile buna karşı çıkmıştı. Cinayet davası sonuçlandı, Şahbaz 7 yıl 9 ay 10 gün ceza aldı. İnfaz indirimleriyle hapiste 4 yıl kadar yatacak.
İster misiniz Sarısülük ailesine Şahbaz’ın aldığı cinayet hükmünden daha ağır ceza verilsin?

***

Gezi davalarını genelde iki ana gruba ayırmak gerekiyor. Bir bölüm hükümetin dayatmalarıyla açılan, Gezi direnişçilerinin terörist suçlamasıyla yargılandığı davalar, bir başka bölüm de Gezi’de pek çok kişinin ölümüne neden olduğu için polisler hakkında açılan davalar.
Birinci bölümdeki davaların hemen tümü zorlama olduğu için bir bir düşüyor. Hükümet
o günlerde, “düşüyorum” telaşıyla polisin topladığı, saptadığı tüm kişiler hakkında kafileler halinde davalar açtırmıştı.
Girişte bir örneğini verdiğimiz ikinci grup davalar, Türkiye’de yargı yoluyla vicdan kanatmanın acı örnekleriyle doludur. Geçen hafta sonuçlanan Ali İsmail Korkmaz davasını bu anlamda kamuoyu gündeminde tutmak, yargıçların toplum vicdanında neredeyse katillerin safında olduğunu haykırmak gerekiyor. Ali İsmail’in davasında yargılanan sanık polis öyle bir özgüvenle savunma yaptı ki, san-ki yargılanan değil yargılayandı. Bu davada hâkim en alt sınırdan ceza verirken gözettiği unsurlardan biri şuydu:
Polislik mesleğinin olumsuz etkilenmemesi! Asıl, gerçekten suçlu olanların gizlenmesiyle ya da kollanmasıyla polislik mesleği yara alıyor.

***

Hukukun üç ana ilkesi şudur:
Hızlı, adil, ulaşılabilir...
İnsanların, adalet ararken engellerle karşılaşmaması esastır.
Gezi Direnişi sırasında Hatay’da katledilen Abdullah Cömert’in öldürülmesinden sorumlu tutulan polisin de davası devam ediyor. Nerede mi? Balıkesir’de.
Ali İsmail Korkmaz’ın davasının Kayseri’ye alınması eleştirilirken Cömert’in dosyasının Hatay’dan tam 1200 kilometre uzaklıktaki Balıkesir’e yollanmasına ne demeli? Aile üyelerinden duruşmaları izleyebilmek için kredi çekenler var.
Yargının tepesi bugünlerde yeniden yapılanıyor. Kimlerin nereye getirileceğine ilişkin haberlerde, “Kaçak Saray’ın işaret ettikleri” diye tanımlar var.
Mahkemelerin tablosu ise yukarıda özetlediğimiz gibi...
Cinayet, sadece kan dökülerek işlenmez. Mahkeme salonlarında yaşanan hukuk cinayetleri, toplum vicdanında hiç kapanmayacak yaralar açıyor.
Başlıca tesellimiz, her şeye karşın hukuk diyenlerin sesini yüksetme çabasını sürdürmesi.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Özgen Acarkeoloji! 7 Kasım 2024
Hedef CHP! 6 Kasım 2024
Değişimin 1. yılı! 5 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları