Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Frensiz Gidiş...
Türkiye’de yeni bir yasa çıkacağı zaman, o yasayla doğrudan ilgili tüm kurumların görüşleri alınır, onlar sonra Meclis gündemine gelirdi.
Hükümetler, bu görüşlerin çoğunu dikkate almasa da ciddi hataların yapılması bu yolla önlenir, az da olsa yasanın muhatabı olacak kurumların sözü dinlenirdi.
Bu gelenek tümüyle ortadan kalktığı gibi, parmak kaldıranlar da nasıl bir değişikliğe imza attıklarını bilmiyorlar. Kaldı ki yasalar, sürekli uygulanacak temel yol göstericiler olarak çıkarılmıyor; mevsimlik gereksinime göre Meclis’e geliyor. Bir süre kullanılacak, işi bitince ya işlevsizleşecek ya da yenisi çıkarılacak.
Bütün bunlardan öte yasalar, hükümet koalisyonu içindeki tarafların birbiriyle savaşı için silah olarak kullanılmaya başlandı. Geçmişte de mevsimlik yasa değişiklikleri gördük ama koalisyon üyelerinin birbirinden intikam almak için Meclis’teki üyelerini kullanmasına ilk defa tanık oluyoruz.
Artık icraatı yasalara uydurmak diye bir şey yok; yasaları, icraata ve liderin hedeflerine uydurmak var.
***
Yukarıda özetlemeye çalıştığımız, devlet çarkının bütün çivilerini çıkaran bu uygulamalara bakınca, tarihte kurduğumuz devletlerin nasıl çok kolay yükselip çok kolay alçaldığını, parçalanıp birbirine düştüğünü daha iyi anlıyoruz.
Türklerle ilgili zaman zaman can sıkıcı araştırmaları da bulunan Arnold Toynbee şu tarifi yapıyor:
“Türkler, uçurumun kıyısında bir kayaya iyice tutunmuş kişiye benzer. Ne yaparsanız yapın uçurumun dibine atamazsınız, direnirler. Ama güçlerini toplayıp düzlüğe de çıkamazlar...”
Tabloya bakınca hak vermemek elde değil...
Tarihte Türklerin kurduğu devletleri inceleyenler çoğunlukla şu saptamayı yaparlar:
“Güçlü oldukları dönemler vardır ama bunu sürdüremezler. Bunun en önemli nedeni, iktidar değişimini sağlıklı yapamamalarıdır...”
***
Kendisiyle birlikte Türkiye’yi de fay hatlarına bölen AKP koalisyonunun tarihten anımsattıklarını bir kenara bırakıp bugüne gelirsek...
Tamamen frensiz bir gidiş var. Hükümet eli değip de güvenilir kalan bir tek kurum yok. En son Türkiye’deki yargı sisteminin kan dolaşımını sağlaması gereken Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Anayasa Mahkemesi’nin yasa denetimi beklenmeksizin başkalaştırıldı. HSYK’deki yüzlerce kadronun yenilenmesine değişim denemez; bunun adı öncekinden tamamen farklı başka bir kurum yaratmaktır. Kendisini de yok etmeye başlayan bu vahşi gidişe dur diyecek toplumsal mekanizmalar var mı?
Var...
Türkiye böyle bir iktidara mahkûm değil. Yakın geçmişte AKP’nin tüm politikalarına “reform” adı verenler bile “AKP sonrasında ne olur” sorusunu sormaya başladı.
Hükümetin her yöntemi kullanarak oluşturduğu tam resmi medyası dışında genel bir arayış söz konusu.
Artık güncel soru şudur:
Bu arayışın sonucunda sağlıklı bir buluş nasıl çıkar?
Gündemde çok öne çıkmasa da pek çok kesimde bu sorunun yanıtına kafa yoruluyor. Önümüzdeki 15 ay içinde 3 seçimin birden yapılacak olması ister istemez olasılık yelpazesini genişletiyor.
Bu hükümete mahkûm değiliz...
Toplum, sandıkta hükümetleri değiştirmenin tadına varmıştır.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Mahruki yine yandı
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!