CHP’nin yargılanmaktan sorumlu İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun 4 Haziran Perşembe günü 24 saatte yaşadığı döngüye CHP’ye kurulan kumpaslar açısından bakınca, üçüncü dalgadayız!

Üç haftada üçüncü dalga…

15 Mayıs günü, Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’na günler kala Adana Yüreğir CHP Gençlik Kolları Başkanı Eren Yıldırım tutuklandı. Aynı zamanda Vefa Destek Grubu üyesi olan Yıldırım’a kaymakamın koruması silah çekti. Yıldırım, “silahla tehdit edilmiş olma” suçundan tutuklandı! Erdoğan olayı kısa süre önce Van’da PKK tarafından düzenlenen bir saldırıyla ilişkilendirdi.

Görüntü var dendi, çıkmadı!

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da olaya başka bir boyut getirdi; gençlik heyecanı dedi!

Bir hafta sonra İzmir’de Diyanet İşleri Başkanlığı’nın sorumluluğu altındaki camilerden Çav Bella şarkısı yükseldi. Eski CHP İzmir İl Başkan Yardımcısı Banu Özdemir, bir haber sitesinin paylaşımını alıp, bunun araştırılmasını istediği için 22 Mayıs’ta tutuklandı.

Adana’da CHP’yi terör örgütüyle yan yana getirmeye, İzmir’de de din düşmanı gibi göstermeye çalıştılar. Her iki tutuklama da tutmadı!

Banu Özdemir 29 Mayıs’ta, Eren Yıldırım 2 Haziran’da serbest bırakıldı.

***

Haziran’ın üzerinden 2 gün geçti, 4 Haziran’da TBMM Genel Kurulu’na 2 yıldır bekleyen bir karar indirildi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın, “3 milletvekilini tez zamanda düşürün, hemen hapse atacağız” anlamına gelen yazısı, Meclis’teki muhalefet partilerine bilgi verilmeden genel kurula getirildi. Berberoğlu’nun yanı sıra HDP milletvekilleri Leyla Güven ve Musa Farisoğulları’nın milletvekilliği düştü.

Milletvekilliği bir yana, sıradan bir yurttaş için bile karar kesinleştikten sonra teslim olması için süre verilir. Milletvekillerini bir sınır ilinde, ülke dışına kaçarken yakalamışlar gibi alıp hapse attılar.

Berberoğlu’nun durumu salgın nedeniyle hapisten eve izinli gönderilenlere benziyordu. Buna bile bakmadan hapse… Berberoğlu, muhtemelen eski gardiyanlardan kim kaldı, kim gitti öğrenemeden evine gönderildi.

Bunu mantıkla, hukukla anlatmaya çalışırsak komik duruma düşeriz.

Akşam milyonlarca insana sokağa çıkma yasağı uygulayacağım deyip sabah vazgeçen anlayışın, Berberoğlu’na cezaevi turu düzenlemesine şaşmamak gerekir!

Berberoğlu davasının içeriği bir başka yazı konusu: Üç kez birleştirildi, ayrıldı. Önce casusluk dediler, tutmayınca gizli belgeye çevrildi. FETÖ’ye sokmaya çalıştılar, olmadı. Bütün bunlardan sonra Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurulmuştu. AYM, önceki ay Berberoğlu’nun avukatlarından ek belge istedi. Belli ki karar aşamasında. Önümüzdeki ay AYM, “hak ihlali” kararı verirse, yargılama yeniden yapılacak. Bu durumda Berberoğlu’nun düşürülen milletvekilliği ne olacak?

***

Başta vurguladık; olay CHP etrafındaki üçüncü dalga. İlk ikisi tutmamıştı. Üçüncüde CHP’yi HDP ile yan yana getirip, İYİ Parti’ye döneceklerdi, “Burada ne işin var” diyeceklerdi.

Bu da tutmadı.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener önceki sabah FOX TV’de İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtlarken, hem Berberoğlu’nu savundu hem de CHP’ye kurulan kumpaslar üzerinden İYİ Parti’ye yönelik planların farkında olduğunu vurguladı.

Bundan sonra ne olur?

AKP, “Hay Allah, ilk üç kumpas tutmadı, vazgeçelim” der mi?

Demez…

Çizgiye baktığımızda; gençlik kolları başkanı, il başkan yardımcısı, milletvekili…

Dördüncü dalga olursa, ne olacağı belli…

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “bu oyuna gelmeyeceğiz” zemininde, sağduyusunu koruyor, bir bakıma oyunları da bozuyor. Ancak süreç, “bu oyuna gelmeyeceğiz” söylemiyle göğüslenemeyecek bir yere gidiyor.

Evinizin duvarına kötü bir yazı yazılırsa, silip “bu oyuna gelmem” diyebilirsiniz. Ya camınızı kırıp evlatlarınızdan birini evin dışına atarlarsa?

Bu oyuna gelmemek yetmiyor, böylesi oyunları oynatmamak gerekiyor!