En Büyük Afet: Muhalefete Muhalefet!

12 Nisan 2015 Pazar

Roma’da bir gelenek vardı. Önemli bir sefere çıkılacağı ya da ülkenin geleceğiyle ilgili ciddi bir adım atılacağı zaman senato toplanır, her şeyi enine boyuna konuşur tartışırdı.
Buluşmanın anayasası şuydu:
“Burada herkes konuşsun, düşüncesini söylesin. Toplantı bitip karar alındıktan sonra herkes sussun ve zafere kilitlensin…”
7 Haziran seçimleri Türkiye’nin geleceği açısından büyük önem taşıyor. Devlet kurumları arasındaki dengeden sorumlu cumhurbaşkanı, devletin en ciddi sorunu halinde. Anayasayı ve yasaları tanımıyor. Yerine ne getireceğini de tam olarak söylemiyor. Kendine göre bir sistem peşinde.
Kendi başbakanlığı döneminde devrim diye getirdiklerini 2 yılda eskitti, kıra döke yenisini yaptı. Bunun ne kadar gideceği belli değil.
7 Haziran seçimleri sonrasında ortaya çıkacak siyasi tablo, parlamenter sistemle Erdoğan’ın ucubesi arasında bir tercihi öne çıkaracak.

***

İşte bu ikilemde parlamenter sistemden yana olanların, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş değerleri üzerinden çağı yakalamayı hedefleyenlerin, Erdoğan’ın ülkeyi kutuplaştıran dayatmalarına karşı çıkanların ayrı bir sorumluluğu var.
7 Haziran yarışının deyim yerindeyse takımları, tarafları belli oldu.
Bu aşamadan sonra asıl olan hedeftir.
Hedef, AKP karanlığını sandığa gömmekse bunun dışındaki her şeyin ikincilleştirilmesi çok önemli bir “ilk adım’’dır.
Bu “ilk adım’’ o kadar önemli ki, eğer başarılabilirse devamı çok daha kolay gelecektir.
Pek çok sağduyulu kişi, “mademki ortada böyle bir ana hedef var, keşke seçimlere ortak girilseydi” diyor.
Gelinen noktada bu, geride kalmış bir değerlendirme… Ama en az bu özlem kadar sonuç verebilecek bir yol daha var; hedef ortaklığı.
Partiler kendi kimlikleriyleseçime katılsa bile sadece ortak hedefe kilitlenerek büyük bir enerji yaratabilecektir. 

***

Bunun yerine daha farklı bir tablo ile karşı karşıyayız.
Erdoğan’ın AKP’yi maşa olarak kullanıp tek adamlığa gittiğini görenler arasında bununla mücadele yerine birbiriyle mücadele etme havası var.
Neden?
Bunun görünen en masum nedeni, AKP’ye oy veren tabanla uğraşmanın zor olduğunu görüp mevcut taban içinde yer edinmek…
Ancak bu yöntem, hedefi neredeyse aynı olan iki tarafın da yararına değil.
Böylesi birbiriyle uğraşmalar bala tuz atmak gibidir. Bala attığınız tuz çok az bile olsa tadı bozar.
Bu çekişme havası doğal olarak medyayı da etkiliyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Güven end-eksi! 2 Mayıs 2024
Emek en cüce değerdir! 1 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları