Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Eğitimden Tasarruf İsraftır!

07 Ekim 2014 Salı

Okulların açılmasıyla birlikte eğitime ilişkin gündeme gelen haberlerin hemen tümü sorunlar ve belirsizlikler üzerine. Biz de bu gündemin bir parçası olarak sorunları ve olabildiğince çözüm önerilerini sıralamaya çalışıyoruz.
Ancak bugün eğitime ilişkin olumlu bir durumu paylaşacağız.
Çevremizdeki gözlemlerin yanı sıra kimi araştırmalar ve eğitim uzmanlarının vurguladığı o ki; Türkiye’de ailelerin en az yüzde 30’luk diliminde aile bütçesinin ilk sırasında çocukların eğitimi var. Kimi uzmanlar bu oranın daha yüksek olduğunu söylüyor.
Yine araştırmalar gösteriyor ki, gelir ve eğitim durumu düşük olan ailelerin büyük bir dilimi çocuklarının kendilerinden daha iyi eğitim alması için varını yoğunu ortaya koyuyor. Dershanelerin eğitim ekonomisinin en önemli dilimini oluşturmasını da bu çerçevede değerlendirmek gerek. AKP iktidarının eğitimi, siyasal hedeflerinin bir parçası haline getirmesinin neden olduğu olumsuzlukların yanında ailelerin bu alanda varlığını hissettirmesi, üzerinde durmaya değer.

***

Türkiye’de karıştırılan kavramların başında büyüme ile gelişme geliyor. Her iki kavram eşitmiş gibi kullanılıyor. Oysa insandan örnek vermek gerekirse, kişi hayli büyümüş olabilir ama kendini geliştirmemiş olması da mümkündür. Ülke de öyle. Ekonomik olarak büyümüş bir ülkenin insani olarak da aynı ölçüde büyümüş olması beklenemez. Bunun pek çok örneği vardır ama biz kendi ülkemize gelelim.
Türkiye, yarım asrı aşkın süredir dünya ekonomisinde ilk 15 ile 20 ülke arasında geliyor. Bu yılki veriler 18. sırada olduğumuzu gösteriyor.
Peki, ya insani gelişmişlik?
İşte bu alanda değil ilk 20, ilk 50’de bile değiliz. Özellikle eğitimle doğrudan ilgili alanların tümünde yerimiz sonlarda geliyor. Konu eğitim olunca, tüm dünya ölçeğinde değil de OECD gibi 30-40 ülkeyi kapsayan araştırmalarda da yerimiz sonlarda geliyor. Örneğin öğrencilerimiz metamatikte 38 ülkede 31., fende 33. sırada.

***

Burada şu soru akla geliyor:
Mademki, aileler çocuklarının eğitimi için varlığını zorluyor o zaman neden başarı düzeyi düşük?
Gelişme ile büyüme arasındaki fark burada da önümüze çıkıyor; eğitime önem vermekle eğitimin kalitesini yükseltmek aynı şey değil.
Başta ailelerin çocuklarının eğtimine verdiği önemi selamlamış, bunca olumsuzluğun ortasında üzerinde durmaya değer bulduğumuzu vurgulamıştık. Aileler bu sorumluluklarının arkasını getirmeli ve eğitimdeki gidişe müdahil olmalı.
Gündemde iki konu var; türbanın ilköğretime inmesi ve okulların imam hatipleştirilmesi... Öyle ki, tümüyle imam hatibe çevrilemeyen okullar da ikiye bölünüyor, bir bölümü bunun için ayrılıyor.
Bu iki konu laikliğin erozyona uğramaması açısından önemli. Yine bununla bağlantılı olarak eğitimin içeriği, niteliği ve hedefleri bakımından da önemli.
Sistemi rayına oturmuş demokratik bir ülkede, bizim ailelere yüklemeye çalıştığımız sorumluluk devletindir. Devlet eğer devletse, yurttaşına en ideal eğitimi vermek, onu yaşama hazırlamak zorundadır.
Türkiye’nin geldiği noktada eğitimin rayına oturabilmesi için ailelerin sürece daha etkin katılması gerekiyor. Türkiye’yi geleceğe taşıyacak olan gerçek lokomotif eğitimdir. Bu nedenle, eğitimden yapılan her tasarruf, gerçekte israftır!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Özgen Acarkeoloji! 7 Kasım 2024
Hedef CHP! 6 Kasım 2024
Değişimin 1. yılı! 5 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları