Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Devleti çökerttiler, yenisini koyamadılar!

15 Ağustos 2021 Pazar

28 Temmuz’da başlayan orman yangınlarına Van’dan Karadeniz’e uzanan sel felaketleri eklendi. Toplum birbirinden vahim iki duruma kilitlendi:

1- Böylesine büyük bir felaketle karşılaşmış olmanın şaşkınlığı.

2- İktidarın mücadeleyi yürütmede, yaraları sarmada, organize olma, olanakları kullanma yetersizliği!

Biri ötekinden beter.

Gerek sel felaketinin gerekse orman yangınlarının temel nedeni akıldan ve bilimden uzaklaşıp her şeyi para, ihale olarak görmek!

Bugün olayın bu yönünden çok felaketin başlamasından sonraki süreci sütuna yatıralım.

***

Karşı karşıya kaldığımız tablonun özeti şu:

İktidar, intikam hırsından ideolojik bakışa kadar pek çok nedenle devletin bütün temel kurumlarını çökertti. Bunun için şeytanın aklına gelmeyecek yöntemler kullandı. 

Kurumu ele geçirmesi olanaksız mı? 

Paralelini kurup mevcudu çökertti.

Kurum vazgeçilmez bir işleve mi sahip?

Üst yönetimini kendileştirdi, tabanı ve gövdeyi kullandı.

15 gündür bunun örneklerini veriyoruz.

Yangın ve sel felaketinin çok büyümesinin bir nedeni de önlem alma, anında müdahale etme reflekslerinin yok olması.

İktidarın beğenmediği Türkiye’de pek çok eksiğine karşın devletin organize olma gücü vardı. Bu, Emniyet Asayiş Yardımlaşma (EMASYA) protokolünden Kozmik Oda’daki seferberliğe kadar olabildiğince geniş bir yelpazeyi içeriyordu. 

Bunların tümü yakın tarihimizin ciddi kilometre taşlarını oluşturan olaylar ekseninde devre dışı kaldı. Örneğin Toroslar’da büyük bir felaket yaşandığında Eğirdir Komando Birliği’nin görevi bellidir. Oradaki sorumlu, üzerine düşeni bilir. Bugün öyle bir durum yok. Üst bürokrasisinin tek nakaratı şu:

Allah reisimize, sarayımıza zeval vermesin!

Oradan bir talimat gelmeden hareket etmeleri de elbette olanaksız.

Devlet olarak baktığımızda ormanlarımız nasıl yanıyorsa, evlerimiz, köprülerimiz selin önünde kâğıttan yapılmış gibi sürüklenip gidiyorsa...

Şu anda Dışişleri kurumumuz da yanıyor...

Eğitimimiz de selin önüne kapılmış gidiyor...

Bir Dışişleri Bakanı düşünün ki izlenen dış politikadan haberi yok. Erdoğan-Biden görüşmesinde Dışişleri’nin tercümanı yok. Saray sülalesinden özel bir kişi bunu yapıyor!

Bir Milli Eğitim Bakanı düşünün ki, aylardır istifa edemedi. Okulların açılmasına günler kala affedildi! Yerine gelenin eğitime nasıl baktığı değil, hangi tarikata nasıl baktığı konuşuluyor!

Tarım ve Orman Bakanı sorumluluk alanını unutmuş, HES yatırımcısı iş insanlarının mağduriyetini dillendiriyor!

***

AKP iktidarının ilk yıllarında devlet FETÖ kadrolarına emanet edilmişti. 2010’da başlayan iktidarı paylaşma savaşı 2016’da patladı. 

AKP’nin ideolojisi de dağıldığı, elde sadece iktidarı bırakmama inadı kaldığı için üst yönetimde de sadece koltuk hırsı olanlar var!

Saray, yola çıktıklarının çoğuyla yolları ayırdı, yolda bulduklarıyla yürüyor! FETÖ kadrolarından bir bölümüyle barışmış olması da yeni yapı kurmaya yetmiyor.

Bir saatin dişlileri arasında bağ yoksa, saat çalışsa bile doğruyu göstermez. Şu anda kimi kurumlar ayakta olsa bile kurumlar arası bağlar koptuğu için deyim yerindeyse boşa dönüyor.

Kurumlar çöktüyse, yerine bir şey konamadıysa devlet nasıl ayakta duruyor?

Milletle...

Miletin kendini ve devletini yaşatma iradesiyle...

Dayanacağımız nokta da bu zaten...

Sellerimizden, küllerimizden yeniden doğacağız, devletimizi yeniden inşa edeceğiz!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hedef CHP! 6 Kasım 2024
Değişimin 1. yılı! 5 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları