2024 yerel seçimleri sonuçlarına yönelik yapılabilecek onlarca irdelemenin şemsiyesi olarak şunu söyleyebiliriz:

Bir seçimden daha fazlası!

Yazı aramızda biz iflah olmaz bir iyimseriz. Ama bu içi boş bir köpüklü iyimserlik değil. Hangi koşullarda olursak olalım mutlaka yapılacak bir şey vardır!

Bu bağlamda seçimden önce şunun altını çizdik:

Siyasette köprüden önce son çıkış diye bir şey yoktur. Her durumdan sonra mutlaka bir yeni çıkış bulunur.

Bunun son somut örneğini 31 Mart’ta yaşadık.

Şimdi bu başarıyı yönetme vakti.

Başarısızlık yetimdir, başarının sahibi çoktur!

CHP’de herkesin gelinen noktada payı var. Kim payını olduğundan büyük görüp bunun karşılığını istemeye kalkarsa, küçülmeye başlamış demektir.

***

Umut her yerde yetişebilen ama zor yetişen bir çiçektir.

Zor yetişir, kolay solar.

Siyaset umut üretme sanatıdır.

Umut, bütün enerjisini başarıya ulaşma inancından alan bir hedef aracıdır.

Umut çiçeği her yerde açar, en güzeli sandıkta açandır.

Umut, yürekle beynin en güçlü işbirliğidir.

Umut, örgütlenme biçiminin en insani olanıdır.

Umut, toplumsal yaşamın ruhudur.

Umut, paylaştıkça çoğalır...

Umut, son kullanma tarihi olmayan bir ruh gıdasıdır.

Umut, bütün engellerin korktuğu en güçlü atlama tahtasıdır.

Umut, güneşin sözcük halidir.

Umut, bazen yorgunluk yapar ama bu, enerji veren bir yorgunluktur.

Umut, terk etme duygusu olmayan bir beraberliktir. Ancak sen terk edersen ayrılır.

Son yıllarda katıldığımız konferanslarda genç kuşaklar ülkenin durumunu, geleceğini sorunca şu yanıtı verirdik:

“Sevgili gençler size daha güzel bir ülke bırakmak isterdik. Çok çabaladık, olmadı. Ama size uğrunda mücadele edeceğiniz bir ülke bırakıyoruz. Sakın bunu küçümsemeyin. Çevremizdeki ülkelere bakınca ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.”

Yazı aramızda bunu söylerken mevcut durumun kötü olması inandırıcılığımızı zorlardı.

Ta ki dün akşama dek!

Artık değiştirebiliriz duygusu daha yüksek!

Artık psikolojik üstünlük el değiştirdi.

Artık bahar sadece ilk açan mevsim çiçeklerinden ibaret değil.

Artık CHP sadece kent merkezlerinin oy verdiği bir parti değil.

Artık CHP sadece kıyılara sıkışmış bir parti değil.

Başta vurguladığımız gibi bir seçimden daha ötesini yaşıyoruz.

***

Sonuçların söylediği bir şey daha var: Artık CHP herkesin oy verebildiği bir parti.

Buna seçim günü dolaştığımız sandıklarda da tanık olduk.

Orta yaşı hayli geçmiş iri kıyım bir kişi ile selamlaştık. Şöyle dedi:

“Ben Cemil Çiçek’in şoförlüğünü yaptım. Kazanmanızı çok istiyorum...”

Bir başka kişi büyük bir sır verecekmiş gibi yaklaştı, şöyle fısıldadı:

“Ben sağdan ancak İYİ Parti’ye kadar gelebildim. Düşüncemi değiştirmeyeceğim ama oyum size!”

Gelinen noktada CHP’nin açılımına şu da oturuyor:

Cumhuriyet herkes partisi!

Umutla bitirelim...

İnsan umutları kadar gençtir!

Yeni kuşaklarla paylaştığımız mücadele mirasının bir ucundan tutmaya devam edeceğiz.

Merhaba 2028!