CHP Kurultayı ve Türkiye...

03 Eylül 2014 Çarşamba

Uçakta kalkış öncesi duyurular yapılırken gerektiğinde gaz maskesi kullanımının nasıl olacağı anlatıldıktan sonra şu uyarı yapılır:
“Çocuklu yolcuların önce kendi gaz maskelerini takmaları, sonra çocuklarına yardımcı olmaları gerekmektedir.”
Bu uyarı yaşamın her alanına uyarlanabilir. Örneğin ülkeyi yönetme iddiasındaki bir partinin de önce kendi iç düzenini ve hedefini iyi belirlemesi, sonra ülkesine hizmet etmesi gerekir.
Uçakta nasıl kendi hareket gücünüz azaldığında çocuğunuza yardımınız eksik olacaksa, siyasette de partinizin hareket gücü azaldığında hedefe yürümeniz güç olacaktır.
CHP 18. Olağanüstü Kurultayı’na hazırlanırken bu yaşamsal gerçeği bir kez daha paylaşmak istedik.
CHP’nin kurultay sürecinde nasıl bir Türkiye var?
AKP’ye oy veren ve bu gidişin öyle ya da böyle parçası haline gelmiş kesimlerin dışında büyük bir umutsuzluk hâkim. Daha doğru anlatımla, Türkiye’nin öteki yarısında “Bu iş bitti, tepemizdeki artık istediğini yapar... Bakalım neyi getirecek neyi götürecek” anlayışı hâkim.
10 Ağustos’un yankıları sürerken bu tür karamsarlıklar olabilir, diye düşünmek iyimserlik olur. Bu kez umutsuzluğun daha kalıcı hale gelme tehlikesi seziliyor.

***

CHP Kurultayı toplumdaki bu görüntünün dışında düşünülemez.
Olağanüstü kurultay umutsuzluk, karamsarlık, durgunluk zincirini kırabilir mi?
AKP’nin “havada ikmal” şeklinde geçen kurultayının ardından ortaya çıkan yeni hükümet tablosu dikkate alınınca bu sorunun yanıtını şöyle vermek gerekiyor:
Kırmak zorunda...
Hem kendisi hem Türkiye için...
Kurultay öncesi medyanın CHP’ye yakın uzak tüm yelpazesinde yer alan haberler, yorumlar daha çok parti içine ve partinin çizgisine yönelik. Elbette bunu yadırgamamak gerekir. Başta vurguladığımız gibi CHP’nin öncelikli yapması gereken, iç düzenini en iyi hale getirmek. Ama hemen devamında da iktidar için mutlak seçenek olduğunu göstermek. Özünde biri ötekinden kopuk değil.
Son 10 günlük Anadolu gözlemlerinden de edindiğim izlenim o ki; CHP’nin tabanında da, örgüt kadrolarında da temel beklenti, kurultaydan güçlenerek çıkılması ve devamında partinin tamamen dışa dönük hale gelmesi.
Bu şöyle de tarif edilebilir:
Kurultaydan, bir taraf ötekini yendi duygusu değil, CHP Genel Merkezi 2015 seçimine hangi kadro ile hazırlanacağını belirledi görünümü çıkmalı.
Bunun başlıca yolu da partiden kimsenin dışlanmaması, genel anlatımla “ötekileştirme” olmaması.

***

Girişte sözünü ettiğimiz olumsuz duygular, bir başka açıdan bakıldığında AKP iktidarının “başarılı” olduğu alanlardan birisi. Siyasal mücadelede senin gibi düşünmeyenlerin iradesini etkilemek çok önemli bir kazanma ilkesidir. Rakibinizin tabanı, önümüzdeki seçimi ve her seçimi sizin kazanacağınızı kabul etmiş ve değil zafer kazanmak, sandığa gitmekle gitmemek arasında bir duyguya sıkışmış...
Bu durum sizin yarışa çok önde başlamanız, hatta başlarken zaferinizi ilan etmeniz anlamına gelir.
Kırılması gereken ana zincir budur.
Son 3 seçim için “en önemli seçim bu” tanımı yapıldı, ama önceki bütün seçimlerin toplamından önemli olan 2015 seçimleridir.
Burada en ağır sorumluluk CHP’nindir.
Demokrasilerde halka kızılmaz. CHP’nin başta sandığa gitmek-gitmemek ikilemine girenler olmak üzere toplumun tüm kesimlerine umut veren bir gelecek üretmesi gerekiyor.
Bu anlamda kurultay, 2015 seçimlerine hazırlığın başlangıcı havasında olmalıdır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Emek en cüce değerdir! 1 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları