Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Boşbakanlık!
Erdoğan’ın paraleli olmaya çalışan Davutoğlu’nun durumu devletin tepesindeki geleneksel tartışmaya yeni bir boyut kazandırdı.
Türkiye’deki parlamenter sistem uygulamada başbakanlık sistemidir. Yürütmenin başı olan Başbakan, devamında Meclis’e de hâkim olur. Bir de Meclis’ten kanun hükmünde kararname (KHK) çıkarma yetkisi aldı mı, tamamdır. O olmasa bile moda deyimle arada bir torba yasa çıkarır, her şeyi içine koyar, Meclis
“hükümet taşeronu” haline gelir.
Yakın tarihimizde başbakanlıkla “kriz” sözcüğü yan yana geldi mi; devamında cumhurbaşkanlığı vardır. Özellikle siyasetten gelen cumhurbaşkanları girişte sözünü ettiğimiz “başbakanlık sisteminin” kıskacına girince hemen yeni arayışlara yönelmişlerdir.
8.Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Köşk’e çıkarken arkasında “sözünden çıkmayacağını sandığı” bir Başbakan bıraktı. Yıldırım Akbulut kısa sürede, Özal’ı “hayal kırıklığına” uğrattı. 1990’lı yılların başındaki Körfez krizinin ana motiflerinden birini Özal-Akbulut gerginliği oluşturdu.
9.Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, “arkama bakmam” diyerek Köşk’e çıktı. Başbakan koltuğuna oturan Tansu Çiller’le arasındaki ipler çok geçmeden gerildi. Demirel’in yetkilerini genişletme ya da geniş yorumlama çabası sonuç vermedi.
***
10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’le dönemin Başbakanı Bülent Ecevit arasındaki yetki dengesine dayalı gerilim, Sezer’in “hukuk devleti” çerçevesini net ve ödünsüz çizmesiyle yankıları bugün de konuşulan sonuçlar doğurdu.
Görev süresinin üçte ikisi AKP iktidarı döneminde geçen Sezer, aynı tutumunu bu süreçte de devam ettirdi. Sezer o günleri kamuoyu ile paylaşmak istese kim bilir kaç manşet çıkar!
Sezer sonrası, yukarıda aktardıklarımızdan farklı gelişti. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, her 100 yasadan birinde varlık göstermeye çalıştığında bile Başbakanlık’a çarptı. Erdoğan, başta vurguladığımız “Başbakanlık sistemini” Gül’e karşı sonuna kadar kullandı. Sözü, “sorumluluk bendeyse, seçmene ben hesap vereceksem, bunun yetkisi de olmalı, kimse karışmamalı” noktasına getirdi.
Erdoğan, 12. olarak Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturunca, Başbakanlık günlerini unuttu. Anayasayı ve yasaları hiçe sayarak fiilen başkanlık sistemini getirdi.
Bunu yaşıyoruz...
***
Davutoğlu, halk diliyle 23 Nisan başbakanı bile değil.
Davutoğlu, Erdoğan’ın yaptığını yapıp, paraleli olmaya çalışıyor, ama ortada sekizden başka bir şey yok.
Erdoğan, sadece Davutoğlu’na değil AKP’ye de darbe yaptı. Parlamentoyu fiilen rafa kaldırdı.
Erdoğan, genel seçimlerde AKP milletvekilleri değil, doğrudan hükmedeceği vekiller istiyor.
İç Güvenlik Paketi (İGP) ikinci kez ertelendi. Bundan Davutoğlu’nun nasıl haberinin olduğu belirsiz.
Davutoğlu, “Bundan sonra torba yasa olmayacak” demeci verdi, bir ay sonra torbayı boynuna geçirdiler.
Davutoğlu, “Yolsuzluk yapan kardeşim bile olsa kolunu keserim” dedi, dilini kestiler.
Davutoğlu, “Şeffaflık esas olacak, tüm yöneticilerimiz mal beyanında bulunacak”
dedi, şeffaflığın önüne bir perde daha çektiler. Başbakanlık, boşbakanlığa döndü...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Mahruki yine yandı
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!