Önce sözcük anlamına girelim. Kemale erme deyişini, sözlükteki “olgunlaşma, muradına erme” anlamında kullandık. 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 24 Temmuz’daki Balıkesir mitinginde yol diliyle “vites yükseltti”. 

Kuvayı Milliye Meydanı’ndaki daha önce yapılan mitinglerde alanın dolmama durumuna karşı değişik yöntemlerle “daraltma” yapılırmış. Bu kez alan ağzına kadar doluydu. Alanda CHP bayraklarının çokluğu da dikkat çekiciydi. Kılıçdaroğlu’nun özellikle son iki yıldır çok öne çıkardığı “dostlarımız” ve “Millet İttfakı” tanımları Balıkesir’de yoktu. Bu elbette Cumhur İttifakı kanadını sevince boğacak anlamlar yüklenecek bir durum değil ama dikkat çekici.

Kürsünün arkasında Millet İttifakı yerine “milletin sesi”, CHP yerine de Kılıçdaroğlu vardı.

Alana ise CHP bayrakları hâkimdi.

Sonuç olarak tam bir CHP mitingi idi.

***

CHP kadrolarının iktidara inanması çok önemli. Bu inanç olmazsa tek başına genel başkanın çalışması istenen sonucu vermez. Kılıçdaroğlu her şeyden önce bir zoru başardı ve CHP’nin içini dingin hale getirdi. Ancak CHP gibi partilerde sessizlik bazen çokseslilikten daha tehlikelidir! Bu sürecin devamında CHP kadroları doğal olarak başarı bekliyor. 2019 yerel seçimlerinin genel iktidardaki başarının önsözü olarak kabul edilmesi, “sessiz beklentiyi” öne çıkardı. Bu beklentinin çalışmalara daha fazla katılmaya dönüşmesi başarıya giden yolu açabilir. 

24 Haziran 2023’e 332 gün var. Seçim takvimi fiilen başladı. MHP’nin de sahaya inme kararı 332 günden önce bir “baskın seçim” olasılığını da akla getirmiyor değil. Olasılıklar bir yana, sandık göründü!

Sandık demişken vurgulayalım:

Demokrasilerde ilk sözü meydanlar, son sözü sandıklar söyler!

Meydanların dolu olması elbette önemlidir. Moral güçtür. Ancak asıl olan son sözdür. Yakın geçmişte meydanlar ölçü alınarak yapılan hesaplar oldu. Görüldü ki meydanlar eşittir, sandıklar değil.

Bu gerçeği bir kez daha anımsatmak istiyoruz. 

***

Kılıçdaroğlu’nun birinci tekil şahıs konuşmaya başlaması, iktidara gelince yapacaklarını aynı yöntemle dile getirilmesi, beraberinde doğal olarak cumhurbaşkanı adaylığı tartışmasını da getiriyor. 

Öncelikle şunu vurgulayalım; Kılıçdaroğlu aday belirleme gücünü elinde tutmak zorunda. Aksi halde ülke yönetimine talip olmak bir yana partiyi yönetmekte zorlanır. Kılıçdaroğlu dışında bir adayın Kılıçdaroğlu katında da kabul gördüğü havasının yayılması CHP Genel Merkezi’ni boşaltır. 

Kılıçdaroğlu seçim kiminle alınacaksa onu aday gösterme olgunluğuna çoktan erişti. 

Kendisi aday olmak ister mi?

Kim istemez!

6’lı masadan Kılıçdaroğlu çıkar mı?

Önümüzdeki seçimin yanı sıra bir sonraki seçim de akıllıca hesap edilirse çıkar.

Erdoğan’ın karşısına çıkacak aday parlamenter sistem vaat edecek. Bu yetkileri alıp devredebilmek de kemale ermeyi gerektirir.

Bütün mesele 6’lı masadan da önce toplum katında kabul görmekte. Seçimi seçimden önce kazanabilmekte. 

Balıkesir mitingini “ilk söz” kabul edip “son söz”e, yani sandığa hazırlanmakta...

Erdoğan, “Bay Kemal” diye diye CHP’ye bir unvan kazandırdı. Gidiş o ki bu kadar sınırsız saldırı ile 6’lı masayı da bir arada tutacak!