Başbakan Davutoğlu’nun ilk sınır ötesi demeç harekâtında verdiği mesajlar, portatif tezkerenin ana amacını da ortaya koydu.
Bizimkilerde nakarat bayramda da değişmemiş görünüyor:
Devrilmeden Esad, bizim işler kesat!
Davutoğlu’nun CNN International’ın Ortadoğu’yu iyi bilen muhabiri Christiane Amanpour’a verdiği röportajda başlığa çıkan konu “Esad şartı” idi. Davutoğlu’nun bu demeci tezkerenin ekleri arasına “ana gerekçe” başlığı altında konabilir.
Başbakan, kara harekâtına Türkiye’nin destek verip vermeyeceği konusu konuşulurken “Plan ayrıca Esad rejimini geriletirse, bu sizin bir diğer şartınız mı” sorusuna şu karşılığı veriyor:
“Tabii ki tabii ki. Çünkü biz Esad’ın bu vahşi politikalarıyla Şam’da kaldığı sürece, IŞİD gitse bile yerine bir başka radikal grubun geleceğine inanıyoruz... Sınırımızda insanları Türkiye’ye doğru süren rejimi daha fazla istemiyoruz.”
Davutoğlu, önce hedefi açıklıyor, sonra o hedefin ne kadar doğru olduğunu anlatmak için gerekçeler sıralıyor. Bir başka anlatımla, sapla samanı birbirine karıştırıp “Biz bunu elmalarla armutları birbirinden ayırmak için yapıyoruz” diyor.

***

Dünyadaki Suriye’ye ilişkin algı şu:
IŞİD adlı, kamera önünde bıçakla insan kafası kesen vahşi bir örgüt Suriye’nin belli bölgelerinde egemenlik kurdu. Bunun devam etmesi, Irak’ı da içine alacak şekilde devletleşmesi durumunda felaket olur. Bu gidişi önlemek için diktatör ruhlu Esad rejimi dahil, bölgedeki güçlerle de işbirliği yapılabilir.
Bunun devamında 4 yıldır devam eden Esad’ın yalnızlaştırılması politikasının bırakılması gerektiği konuşuluyor, “Esad’ın elini kim sıkacak” sorusu soruluyor.
Bu soru çengeli dolaşırken Davutoğlu, ABD kanalı aracılığıyla dünyaya diyor ki:
Biz IŞİD mişid bilmeyiz. Esad’ı devirme hedefi içermeyen hiçbir girişimin içinde yer almayız. IŞİD’i güçlendiriyorsunuz iddialarına da kulak asmayız...
Önceki gün bu sütunlarda tezkerenin içeriği ve hedefiyle ilgili belirsizliklerin adım adım yolda ortaya çıkacağına dikkat çekmiş, Ortadoğu’da çözümlerin değil sorunların parçası haline gelme olasılığımızı vurgulamıştık.
Sağ olsun, Davutoğlu bizim merakımızı kısa sürede giderdi. Stratejik Derinlik kitabında aslan payını verdiği, sürekli “kadim coğrafya” diye niteliği Ortadoğu’da rol modelden daha üst bir role niyetlendiğini açıkladı.

***

Davutoğlu’nun, Esad’ı devirme hedefi olursa kara harekâtına katılırız demecinin tartışıldığı saatlerde, Suriye’nin kuzeyinden yine bomba, kuşatma, yıkım, göç haberleri geliyordu. Bunun devamında da özellikle Kobani’de yaşananları protesto için Türkiye’nin dört bir yanında yapılan eylemlere ilişkin haberler vardı. Hangi yön olursa olsun sınırlarımızın öte yakasında yaşanan bir krizin beri yakasını da anında etkilediğinin somut bir göstergesi yaşanıyordu.
Davutoğlu, “Neden Esad şartı” sorusuna kendi mantığı içinde şu karşılığı veriyor:
Esad kaldığı sürece, IŞİD gider başka örgüt gelir!
Düz mantıkla haklı görünüyor. Ancak Davutoğlu’nun yaklaşımını devam ettirirsek şu da bir gerçek:
Diktatörlükleri kazıdığınızda, altta ne varsa o üste çıkar. Esad rejiminin bir altındaki yapının ne olduğunu “Özgür Suriye Ordusu” ile gördük. Bu tabloda Esad gider yerine başka Esad gelir!
Davutoğlu’nun demeci gösteriyor ki, AKP tezkereyi beline, Esad’ı diline dolayıp Suriye’de rejim avına çıkma niyetinde.
Bu tür avlar tehlikelidir. Bir bakmışsınız, ava giderken av olmuşsunuz, terör belasını içinizde bulmuşsunuz!