Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

8 Nisan’ın Yıldönümünde...

08 Nisan 2014 Salı

Bugün hukuku halkla birlikte arama mücadelesinde önemli bir yıldönümü. 8 Nisan 2013’te Silivri Cezaevi sınırları içindeki duruşma salonu önüne gelen on binlerce yurttaş, hak, hukuk, adalet istemini haykırmıştı. Bunun karşılığı da cop, gaz, tazyikli su olmuştu...
Önce 13 Aralık 2012’de yüz binlerce kişi Silivri’ye gelmiş, hapisteki yurtseverlerin özgürlük mücadelesine omuz vermişti. O gün Silivri davalarının toplum katında çöküşünü ortaya koyan büyük bir kırılma yaşanmıştı. Soğuk bir kış gününde, hafta içinde, İstanbul’un 100 kilometre ötesindeki bir kırsal alanda, Türkiye’nin dört bir yanından yüz binler toplanmıştı.
Yüz yüze olamasak da hep yürek yüreğe olduğumuzu bildiğimiz insanlar tüm engelleri aşarak bize ulaşmışlardı.
O gün, bizim özgürlüğümüzdü.
Halkın vicdanında özgürlüğü yakalamak her şeye değerdi.
O gün, toplumdan kaçırılarak sürdürülmek istenen davaların gerçek amacının halkın beynine kazındığı gün olmuştu.

***

13 Aralık sonrasındaki ikinci büyük buluşma da 8 Nisan’da yaşanmıştı. Türkiye’nin yine dört bir yanından yola çıkan yurtseverlerin önüne her türlü engel konmuş ama pek çoğu Silivri Cezaevi önüne gelmeyi başarmıştı.
Son birkaç aydır özgürlük buluşmalarında karşılaştığım insanlardan Silivri’ye ulaşma öyküleri dinliyorum. Bazılarını içeride de öğrenmiştim, mektuplarla anlatmışlardı. Yüz yüze dinlemenin tadı elbette başka... O büyük buluşmalarda Silivri’ye doğru yola çıkan otobüslere öylesine engeller çıkarmışlar ki, sadece o yolculuklar bile ayrı belgesel olur. Kentin dışına kadar özel araçlarla gidip ücra bir köşede otobüste buluşanlardan başka bir yere gidiyormuş gibi tabela asıp sonradan rota değiştirenlere kadar pek çok yöntem dinledim...
İlginç olanlardan biri otobüse düğün aracı süsü verenlerdi... Otobüsün ayna kenarlarına havlu bağlamışlar, iki de çeyiz sandığı koyup yola çıkmışlar...
Bugün demir kapılar aralandıysa bunda en önemli pay, hapisteki yurtseverleri unutmayan, her türlü engellemeye karşın onlarla olduğunu gösteren duyarlı insanlarındır.
Hukuku halkla birlikte aramak o insanların katılımıyla vücut bulmuştur.
13 Aralık’ları, 8 Nisan’ları yaratan insanlar bugün içinde bulunduğumuz her türlü olumsuzluğa karşın mücadelenin sürdürülmesi gerektiği inancını diri tutanlardır.

***

Dün bir başka adalet arayışı vardı. Ankara’da faili meşhur bir cinayetle öldürülen Ethem Sarısülük’ün davası görüldü.
Dün, Ankara’nın göbeğinde kalan adliye sarayı başkentlilerden o kadar uzaktaydı ki...
Dün, Ankara’da adalete giden bütün yollar kapalıydı. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi tarafından Maltepe tarafına kadar adliye sarayının tüm kapıları barikatlarla örülüydü. Bütün bunlara rağmen adliye önüne gelebilenler de ayrıca kordon altına alınmıştı.
2 Aralık’ta çekilme kararı alan mahkeme heyeti, bakanlığın da devreye girmesiyle yeniden kürsüdeydi. Avukatların ısrarlı talepleriyle olması gerekende karar kılındı; sanığın duruşmaya getirilmesine karar verildi. Heyetin havası, önceden verilmiş bir kararın bir an önce ilanı yönündeydi. Sarısülük ailesi ve avukatlarının kararlı tutumu, hukuk ışığını bir ölçüde açık tutuyordu.
Yaşadıklarımız gösteriyor ki, nasıl demokrasi halkın katılımıyla güçlenecekse, hukuk da halkın arayışa katılmasıyla güç bulacak.
Ayırmadan tüm hukuksuzluklara karşı çıkma erdemine ulaşmış on binle, gelecek umudumuzun en önemli yapı taşlarıdır.
8 Nisan yolcularına bir kez daha selam olsun...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Umut ve mücadele! 21 Kasım 2024
Yine yeniden BOP! 20 Kasım 2024
Çekin elinizi! 19 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları