Kumarhanelerde temkinli oynayan kumarbazların sloganı “Her zaman kasa kazanır” sözü doğru bir saptamadır. Zira kasa kazanamazsa kumarhane batar. O nedenle kuralları, yani oyuncuların kazanma olasılığını algoritmalarla kasanın sahibi belirler. Kasa asla işi şansa bırakmaz. Şanstan medet uman kasa değil masadaki kumarbazlardır.

Türkiye’de kasanın sahibi malum. Her alanda, her sektörde yasal olsun olmasın tüm kazançlar bu kasada toplanıyor. Kasanın sahibi de işini şansa bırakmamak için oyunun kurallarını, algoritmalarını sürekli kendi lehine değiştiriyor.

Kasa bir süredir kaybetme riski ile karşı karşıya. Oyunun kurallarını değiştirmesine rağmen oluşturduğu algoritmaların farkına varan masadaki oyuncuların karşı hamleleriyle kaybettiği de oldu.

Bu kez masanın eli daha da güçlü. Bir kere masadaki oyuncuların sayısı arttı. Masayı dağıtmak, birbirine düşürmek için atılan nifak tohumları bugüne kadar işe yaramadı. Ama son bir haftadır masada eski uyum yok.

Altı masadan söz ediyoruz elbette.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen siyaset yasağı ve hapis cezasından sonra yaşananlar masaya umut bağlayanların keyfini kaçırdı.

Bu saatten sonra “kim haklı, kim haksız, önce kim başlattı, kim kime ihanet etti” sorularının bir anlamı yok. Bu sürecin çok kötü yönetildiği ortada. Ama artık bu yaşanan süreci hasarsız bir şekilde atlatmak için kimse birbirine fatura uzatmasın.

Türkiye’nin bu talan düzeninden, bu keyfi yönetimden, bu hanedan rejiminden, hukuku paspas yapan şahıs cumhuriyetinden kurtulmak için eli böğründe seçimi bekleyen milyonlar, bu yaşanan tartışmaların bir an önce son bulmasını ve iktidar hedefine odaklanmasını istiyor.

Masadaki oyuncular aldıkları sorumluluğun bilinciyle beyaz bir sayfa açarak yeniden umutları yeşertmeli. Birbirlerini yaralayıcı, hamlelerden özenle kaçınmalı.

Kasa sahibi korkuyor, hem de çok korkuyor. Masadaki oyuncuları korkutmaya yeltenmesi kendi korkusundan. Eğer bu kez de kasa kazanırsa masadaki tüm oyuncular bunun altında kalır. Sokağa çıkacak yüzleri kalmaz. Fatura da tek kişiye değil tümüne çıkar.

Allah aşkına yerel seçimlerde kaybedince çılgına dönen kasa bir kez daha kaybedebilir. İnanın hiç zor bir olasılık değil. Masa kazanınca hangi oyuncunun düğmeye bastığının önemi yok. Herkes kazanır.

Karşılıklı laf sokmalar, karşılıklı hamleler ve bunlara alkış tutan medyadaki aday lobilerinin goygoyculuğu sadece kasaya hizmet eder.

Masada olmamasına rağmen eski HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın yaptığı açıklama, gelişmeleri kaygıyla izleyen milyonlarca seçmenin duygularına tercüman oldu. Son derece sağduyulu ve aklıselim sahibi her insanın altına imza atacağı bir metin.

Unutulmasın ki kurtuluş yok tek başına. Ya hep beraber ya hiçbirimiz, deyip kasa sahibinin hilelerini, hamlelerini boşa çıkaracak önlemleri almalı.

MUHALİF BASINA İMAMOĞLU TARİFESİ

Seçim yaklaştıkça Saray’ın muhalifleri sindirme, korkutma ve saf dışı bırakma hamleleri arka arkaya geliyor.

Halk TV, TELE1 ve Fox TV’ye kesilen cezaların tek amacı, seçim arefesinde muhalefetin mesajlarının kamuoyuna ulaşmasını engellemek. Televizyonların ceza kotasını doldurtup yayın haklarını askıya almak.

Ayşenur Arslan’ı Ergenekon sürecinde CNN Türk’ten kovdurtan iktidar şimdi de mimiklerini bahane ederek verdiği üç ayrı ceza ile Halk TV’den kovdurtmaya çalışıyor.

Emre Kongar ve Merdan Yanardağ’ın programına verilen ceza TELE1’in seçim süreci boyunca karartılmasını sağlamak.

Bu yasaklama, cezalandırma, siyasetten men etme cezalarının işe yarayacağını sanıyorlar. İşe yaramadığını gördüklerinde kendileri için iş işten geçmiş olacak.