Miyase İlknur

İlhan Selçuk Cumhuriyet’tir

07 Mayıs 2023 Pazar

*Bu yazı gazetemizin 99'uncu yıldönümü için hazırlanan ekte yayımlanmıştır.

Yolları daha okumayı yeni yeni söktüğü yıllarda, hatta o doğmadan önce kesişmişti ömrünü verdiği gazetesiyle. Çocukken her sabah babasına Cumhuriyet gazetesindeki haber ve köşe yazılarını okumak onun göreviydi. Bazen okurken paragrafları atlayarak okuduğunu yıllar sonra itiraf edecekti. 

Doğmadan önce Cumhuriyet’le yolunun kesişmesi biraz eş durumundan kaynaklıdır. İstanbul’un işgali ve Meclis-i Mebusan’ın dağıtılması üzerine esaret altında bağımsız bir gazete çıkarma imkânsızlığını gören Yunus Nadi, gizlice İstanbul’u terk ederek Kuvayı Milliye saflarına katılmak üzere Ankara’ya doğru yola çıkar. 

O yıllarda Milli Mücadele’ye destek için Ankara’ya gidenlerin ilk durağı Geyve’dir. İlçenin yurtsever kaymakamı Hamdi Namık Bey, gelenlerin kimliğini araştırmak için bir karakol yaptırmıştır. Gelenlerin kim olduğunu araştırıyor, meçhul ve şüpheli olanları geri çeviriyor, yurtseverlikleri şüphe götürmeyenlerin iaşelerini, konaklamalarını ve güvenliklerini sağlayarak Ankara’ya ulaştırıyordu. İşte o ateşten günlerden birinde İstanbul’dan gelen arkadaşı Yunus Nadi’yi ise evinde misafir eder. Geyve’de kaymakamlık görevi yanında Mustafa Kemal’in emri ile oluşturduğu milis güçlerinin komutanlığını da yapan Hamdi Bey’in Nadi ailesi ve Cumhuriyet’le yolları ileride de kesişecektir. Bu yurtsever kaymakamın küçük kızı Handan’la evlenerek damadı olan İlhan Selçuk, gazetenin ikinci kurtarıcısı olacaktır. 

(Soldan sağa Oktay Kurtböke, Yaşar Kemal, İlhan Selçuk, Sadun Tanju, Nadir Nadi)

Cumhuriyet gazetesinin tarihi, Yunus Nadi dönemi, Nadir Nadi dönemi ve İlhan Selçuk dönemi olmak üzere üç ayrı döneme ayrılabilir. Ama gazetenin yayın çizgisi göz önüne alındığında İlhan Selçuk’tan önceki dönem ve İlhan Selçuk’tan sonraki dönem diye iki ayrı dönemden söz etmek mümkün.

(İlhan Selçuk ve Fikret Otyam Ankara bürosunda.)

NADİR NADİ'NİN DESTEĞİ

Adını Atatürk’ün koyduğu Cumhuriyet, bir misyon gazetesidir. Gazete, Cumhuriyeti ve Aydınlanma Devrimini savunma ve geniş kitlelere yayma misyonu ile yola koyulmuştur. Bu misyonun yanında gazeteye sol, sosyalist yayın çizgisine geçişin tohumları Cevat Fehmi Başkut’un genel yayın yönetmenliğine getirilmesiyle atılmışsa da asıl 1962 yılında İlhan Selçuk’un gazeteye köşe yazarı olarak katılmasından sonra filizlenmiştir.

İlhan Selçuk’un Cumhuriyet ailesine katılması bizzat Nadir Nadi’nin daveti üzerine olmuştur. Nadir Nadi, Dolmuş adlı mizah dergisinde yazmaya başladığı günlerden itibaren yazılarını beğenerek izlediği İlhan Selçuk’a yazması için teklifte bulunur. 

İlk yazısından itibaren yazıları didik didik edilen ve her yazısında komünizm propagandası yaptığı iddia edilen İlhan Selçuk’un Cumhuriyet’te yazması basında da geniş yankı bulur. Ahmet Emin Yalman Hür Vatan’daki başyazısında “Solcular en ciddi gazetelerin köşelerine kadar sokulmuşlardır” der. Küba yazısı Babıâli’de gümbürtü kopmasına neden olmuş ve  bu çevrelere göre, İlhan Selçuk’un komünist olduğunu tescillemiştir.

Gazete içinde Nadir Nadi dışında İlhan Selçuk’a destek veren ikinci kişi Genel Yayın Yönetmeni Cevat Fehmi Başkut’tur. Ancak Nadi ailesinin tutucu kanadını temsil eden damat Niyazi Nun ile Ankara Büro şefi Ecvet Güresin, İlhan Selçuk’un fikirlerini ve gazeteye getirdiği yazar arkadaşlarından rahatsızdır. Bu gruba göre, Nadir Nadi, İlhan Selçuk ve Yaşar Kemal’in de içinde bulunduğu solcu yazarlar tarafından yanlış yönlendiriliyordu. 

Nadir Nadi’nin İlhan Selçuk’un görüşlerine değer verdiğine kuşku yok. Ancak Nadir Nadi, İlhan Selçuk ve arkadaşlarının gazeteye değer kattığını, başta gençlik ve emekçi sınıfı olmak üzere geniş kitlelerin Cumhuriyet’in okurları arasına katılmasına vesile olmaları nedeniyle desteğini esirgemiyordu. Gazete içinde çıkan krizlerde, özellikle de darbe dönemlerinde İlhan Selçuk’un yazılarından kaynaklı gazeteye kapatma cezaları verilmesini bahane eden bu sağ kanat, İlhan Selçuk’un kellesini isterdi. Nadir Nadi ise her defasında İlhan Selçuk’u feda etmek yerine kendi istifasını vererek ayrılırdı gazeteden.

CUMHURİYET'İN İKİNCİ KURUCUSU OLDU

İlhan Selçuk gazeteye girdiği 1962’den 2010 yılına kadar gazeteye kendi mührünü vurmuştu. Tabii Nadir Nadi’nin de sınırsız desteğiyle. Okur onu, Cumhuriyet gazetesiyle o kadar özdeşleştirmişti ki İlhan Selçuk gazeteden ayrıldığında okur da gazetesiyle vedalaşır ve düşen tiraj nedeniyle her defasında okurlarıyla birlikte daha güçlü olarak geri dönerdi.

Nadir Nadi’nin ölümünden sonra Cumhuriyet’te onun desteklediği yazarları tasfiye etme operasyonunda da bu kez İlhan Selçuk ve arkadaşları Cumhuriyet’ten ayrıldı. Tabi okurları da...

Okur desteğiyle geri döndüklerinde ise onları kötü bir sürpriz bekliyordu. Matbaası, makineleri, daktiloları, hatta masa ve sandalyeleri bile hacizlidir. Artı, bu kez ayrılmak zorunda kalan tasfiyeci liberallerin yüksek kıdem tazminatları da yük olarak yeni yönetimin omuzlarına kalmıştır. Gazetenin kapısına gelen alacaklı bankaların haciz işlemi yapmak için gelen avukatları ve haciz memurlarına gazetenin çalışanları kapıları kilitleyerek karşı koymuşlardır.

İlhan Selçuk ve Berin Nadi, Cumhuriyet Vakfı’nı kurarak gazeteyi kapanmaktan ya da Babıâli’nin atmaca gibi pusuda bekleyen patronlarının eline geçmesine engel olmuştur.

Nice badireler atlatan Cumhuriyet gazetesi bu kez de İlhan Selçuk’un dümene geçmesiyle fırtınaları aşıp limana yanaşmıştır.

Kaç kuşak İlhan Selçuk’un yazılarıyla Cumhuriyet’e bağlanmış, moda akımların peşine düşmemiştir.

O nedenle Cumhuriyet İlhan Selçuk, İlhan Selçuk Cumhuriyet’tir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları