Mine Söğüt
Mine Söğüt minesogut@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Ve halk yok olur...

23 Ağustos 2017 Çarşamba

Demokrasiye gerçekten kıymet verilen bir ülkede;
“Kimse kimsenin hayat tarzına karışamaz” lafını ancak herhangi bir hayat tarzının dayatılmadığı ideolojileri savunanlar sarf edebilir.
Bu söylemi, dini bir hayat tarzının dayatıldığı bir ideolojiyi savunanlar sarf ettiği zaman...
Sosyolojiden, psikolojiden ve tarihten ve bir de takıyyeden azıcık haberi olan herkes bilir ki bu, niyeti ve hedefi belli bir tuzaktır.
Bu tuzağı önceden gören ve gerçekten demokrat olan aklı başında halklar;
Takıyyeci ideolojiler iktidarı ele geçirip kendi hayat tarzlarını diğerlerine dayatmasınlar diye...
Dini sembolleri ve fikirleri kullanarak kamu hizmetlerinde yetki ve etki sahibi olmayı yasalarla kontrol altına alan, gerekirse engelleyen sistemleri desteklerler. Bu sistemlerin temeli “laiklik”e dayanır.
Ve laiklik, birilerinin iddia ettiği gibi antidemokratik bir uygulama değildir.
Demokrasinin, antidemokratik saldırılara karşı zırhıdır.
Dinle devlet işlerini birbirinden ayırdığınız zaman dine hakaret etmiş olmazsınız.
Sadece dinin iktidar olma hevesini kursağında bırakmış olursunuz.
Dinle devlet işlerinin birbirine karıştırılmasına izin verdiğinizdeyse...
İşte bugün olduğunuz gibi olursunuz.
Çocuklarınızı okullarda kız erkek ayrı sınıflara tıkmaya çalışırlar.
Evrim teorisi başta olmak üzere akılcı düşünceye ve bilime ahmakça savaş açarlar.
Her gün gazetelerde “şortlu kadına saldırı”, “mini etekli kıza taciz” diye haberler görmeye başlarsınız.
Başınızı kapatmazsınız ama daha çok eve kapanırsınız.
Tarikatlar devlet katlarında fink atar.
Siz sokağa çıkamaz olursunuz.
Hâkimler, savcılar, doktorlar, öğretmenler, bakanlar, başbakanlar, cumhurbaşkanları...
Hepsi işini kamu yararına değil, kendi inancına ve ihtiyacına göre yapma hakları varmış gibi davranırlar.
Hapisler akademisyenlerle, gazetecilerle, politikacılarla dolar taşar.
Siz suskunlaşırsınız, iktidarın sesi arşa çıkar.
Bu ülkeyi düşe kalka bugünlere getiren ve adına demokrasi denen şey yıkılmaz bir kale değildir.
İçinden laikliği çekip çıkarırsanız çöker.
Siz de altında kalırsınız.
Bu ülkede şu anda gemi azıya almış bir iktidar her şeyi yeniden kendine göre yorumluyorsa;
Eğitimden eğlenceye, hukuktan bilime her yere burnunu sokuyorsa;
Ahlakın kitabını en baştan yazıyorsa;
Ve çağdaşlığa karşı yürüttüğü bu soğuk savaşa, her geçen gün yeni bir cephe daha katıyorsa...
Ve Halk Eğitim merkezlerindeki halkoyunları kurslarını bile ortadan kaldırıp onların yerini dini eğitim veren kurslarla dolduruyorsa...
Bunun sebebi bir zamanlar bu ülkede Halkevlerini kuranların hayalleriyle...
Bugün Halk Eğitim merkezlerini yönetenlerin hayalleri arasında dağlar kadar fark olmasıdır.

***

Demokrasi...
Halkın kendi kendisini yönetmesidir.
Ama bazen de halkın kendi kendisini yok etmesidir.

Demokrasilerde halk hata yaparsa çoğulculuk biter, ortalık bir adama kalır.
O adam da çıkar şöyle der:
“Geç o işleri. Bir tane ‘evet’ fazla olursa bu iş bitiyor. Demokrasi bu. Hangisi daha fazla çıkarsa mesele onun lehine bitmiştir.”
Adam böyle der...
Racon keser...
Ve halk yok olur.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yanık saraylar 4 Ağustos 2021
Patron çıldırdı 30 Temmuz 2021

Günün Köşe Yazıları