Bitania despotluğunun veliahtı Beşteber Sisikovski, Mikronezya ile Bitania arasında gidip gelen İstibdat vapurunda daha fazla barındıramadığı eşcins yavuklusu Azam Varak’ı ne yapmış etmiş, Bitania Sarayı’ndaki maiyetine “hizmetli” atamıştı. 

Küplere binen karısı Salamura Şamarov’u da “Seni boşarım, karıya bak kocasını erkeğe kaptırdı derler!” şantajıyla susturmayı bile başarmıştı. 

Ne var ki Azam Varak, Beşteber’e tutulmadan önce Betonit Saray’da Mikronezya İmaniyet İşleri Reisi’ne hizmet ediyordu. Yoksul Mikronlara damacana, ağaç budağı, şişe, canlı cansız ve dahi uçan kaçan ne varsa cimayı serbest kılan; evli barklı, torunlu tosunlu Alyoşa Ersaltz’ın da hemcins gözdesiydi. 

Ve Yol dininin başpapazı Alyoşa Ersaltz, Bitania’ya kaçan yavuklunun hasretiyle yanıp tutuşuyordu. Bir kulpunu bulup kendisini Bitania’ya davet ettirdi. Ziyareti sırasında Azam Varak’ı görebilmeyi umuyordu. 

Nitekim istediği oldu.

Başpapaz Ersaltz, alayı valayla ayak bastığı Bitania’da tabii ki eski Mikronezya sığınmacısı veliaht Sisikovski tarafından karşılandı. Beşteber’in yanında da elbette en yakın maiyeti, papaz Alyoşa’nın hemşerisi Azam Varak vardı.

Üçü birlikte Britanya’nın Bitania’ya armağanı bir Bentley’e binip saraya doğru yola çıktılar. Şoför, suikast olasılığına karşı Bentley’i çok hızlı sürüyordu. Ansızın önlerine çıkan bir öküz, hem arabanın hem de hayvanın telefiyle sonuçlandı.

Devrilen arabadan hafif yaralı çıkan şoför, arka koltuktaki Beşteber’i de kurtardı. Ancak Alyoşa Ersaltz ile Azam Varak ortada yok; anlaşılan yerlerinden fırlamış, kim bilir nereye düşmüşlerdi. 

Beşteber ile şoför, kayıpları aramaya başladılar. Bulmakta da gecikmediler. Çalıların arasına yumuşak iniş yapmışlardı. Ancak Azam Varak, Alyoşa Ersaltz’ın altında kalmış ve her ikisi de keyifli bir hararet içinde soluk soluğaydılar.

Mikronezya İmaniyet İşleri Reisi, veliaht Beşteber’in şaşkın bakışlarını üzerinde hissetti. İstifini bozmadan başını kaldırdı, diliyle cık cık yapıp “Ol’a şükürler olsun!” diye inledi. “Ya gözüne geleydi?”