Terzi kendi söküğünü nasıl dikemezse Bitania seçimlerine başarılı bir müdahaleyle müttefik müstebit yoldaşı Mukteber Sisikovski’yi yeniden tahta çıkaran Valdemir Potin de şahsi mülkü Makronezya’da zor günler geçirmişti.

Hatta sadık bendelerinden sandığı Makron komutan Piro Kajun, İngilizlerden aldığı bir sandık sterlin karşılığında başkent Makronia’ya saldırmaya kalktığında Potin’in gölgesi Ezya arşipeline düşen tartışılmaz despot tahtı bile sallanmıştı, diyebiliriz. 

Neyse ki Ayıboğan Valdemir, dayıları da boğmasını bilirdi. Epeyce terlemiş ama alttan alıp bağışlar gibi yaptığı Piro Kojun’u da sonunda berhava edebilmişti. 

Hadsiz rakibinden kalanların kaşıkla toplandığı suikastın üstünden bir hafta geçip adada her şey normale dönmüştü ki yoldaş başbakanı Premyer Ministr, huzuruna çıkıp devasa Makronezya’yı üçe bölen saat farklılıklarının kaldırılmasını talep etti.  

“Yoldaş Potin, güzel adamızın bir ucuna uçuyorum, evi arıyorum, herkes uyuyor. Geçen gün zatınızı sabahın 4’ünde uyandırdım çünkü öğleden sonra 4 sanıyordum. Doğum gününü kutlamak için Mikronezya müstebiti Muktedir Makropiç’i aradım, meğer dün doğmuş... Çin Politbüro’sundaki yoldaşlara mutlu yıllar diledim, meğer Çin yılbaşı yarınmış!” 

Premyer Ministr’ın sözünü hiç kesmeden dinleyen Valdemir Potin, başını anlayışla sallayıp: “Aslında bunlar küçük şeyler” derken içini çekti. “Benim başıma ne geldiğini bilsen... Hani Piro Kajun’un içinde olduğu uçağın düştüğü gün var ya? Baş sağlığı dilemek için ailesini aradım, meğer uçak henüz havalanmamış!”