Mine G. Kırıkkanat
Mine G. Kırıkkanat kirikkanat@mgkmedya.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Germania'dan İstanbul'a Sıyırtmak...

15 Mayıs 2011 Pazar
\n\n\n

Welthauptstadt Germania, demokrasiyi kullanarak, yani seçimlerle iktidara gelen faşizmin ağa babası Adolf Hitlerin Berlini yıkıp, yeniden yapmak projesiydi.

\n

Tüm faşistler gibi megaloman, ancak dâhi yapıcılıktan gaddar yıkıcılığa, benzerleri ve takipçilerinden çok daha geniş vizyon sahibi olan Hitler, bu projeyle Berlinin adını Germania diye değiştirmekle kalmıyor, welthauptstadtunvanıyla dünya başkenti ilan ediyordu.

\n

Ancak bir özelliği vardı Hitlerin: Germen ırkı bellediği Almanları gerçekten üstün sanır, her işin en iyisini yerli malı yurdun malı faşistlerin yapacağına inanırdı. Düşmanı ABDnin göbeğinde binlerce Nazi hayranı, yandaşı ve ajanı cirit atarken, Michiganda adam mı bulamadı, Pennysilvaniada akıl hocası mı yoktu bilinmez, Dünya Başkenti Germania tasarımıyla 31 yaşındaki Alman mimar Albert Speeri görevlendirmişti.

\n

***

\n

Albert Speer, salt dâhi bir mimar değil, Adolf Hitlerin ruh ikizi, sırdaşı, tam güvenine sahip alter egosu ve faşist Almanyanın önce silahlandırma, ardından savaş ekonomisinden sorumlu devlet bakanıydı.

\n

Hitler ve Speer, 1935 yılından öteye baş başa sabahladıkları gecelerde, kocaman bir masaya yayılan plan, proje, bir süre sonra da devasa maketler üstünde yeni Dünya Başkenti Germaniayı kuruyorlardı. Düşünün ki iki kafadar, oldukça ileri görüşlüydüler. Zaferi III. Reich ordularının kazanacağına emin, ancak Berlinin savaş sırasında nasılsa yıkılacağı fikrinden yola çıkıyordu yeni kent hayalleri. (İstanbul için de nasılsa depremle yıkılacak fikrinden yola çıkılıyor, bildiğiniz gibi)

\n

Hitlerle ilgili belgesellerde belki izlemiş, şaşırmış ve bir anlam verememişsinizdir: Almanyanın yenilgisi aklı başında herkes ve Nazi komutanlar için bile kesindir. Berlinde taş taş üstünde kalmaz ve Führerin bizzat kendisi yeraltına saray boyutlarında kazılmış sığınaklarda kral köstebek gibi yaşarken, geceleri bir adamla bir kovuğa çekilir, ne idüğü belirsiz planlar üstünde çalışır. İşte o planlar Germania tasarımları, Hitlerin yanındaki adam da Albert Speerdir. İkili öylesine tutkuyla bağlıdır ki projeye, memleket giderken elden, bombalar yağarken tepelerine, kuracakları yeni kentin devasa maketini indiremedikleri sığınaklarda \tbile çizili planını tartışmaya devam ederler. Zaten \tçılgınlığın da başka adı yok! Neyse, biz devam edelim öykümüze

\n

Hitler, kendisine bilerek ya da bilmeden benzeyen diğer görgüsüzler gibi sadece gördüğünün daha büyüğünü isteyen bir megalomandı. O yıllarda Dubai ve Abu Dhabi olmadığından, kafayı Paris, Roma gibi tarihi kentlerin anıtsal mimarisine takmıştı. Oralarda devasa ne anıt varsa, daha büyük benzerleri -tıpkı New İstanbul(lar)da daha uzun gökdelenler istendiği gibi- Berlinin yerini alacak Germaniada kurulsun istiyordu.

\n

***

\n

Generalbauinspektor unvanıyla III. Reichın baş mimarı ilan ettiği Albert Speer, bir sürü plan yaptı. Germania projesine göre yeni başkent, bir ucundan ötekine ortasından geçen, kanal diyebileceğiniz devasa genişlikte bir anayolun çevresinde düzenleniyordu. Anayolun bir ucunda Romadaki Panteondan esinlenen, ama daha büyük bir anıt yükselecekti. Kubbesi, 200 metre yüksekliği ve 250 metre çapıyla Vatikandaki San Pietro kubbesinden 16 kat büyük olacaktı. Öbür ucuna ise Paristeki Zafer Anıtının iki katı büyüklüğündeki kopyası dikilecekti.

\n

Germania projesinin ilk ayağı, 1936 Olimpiyatlarının yapıldığı muazzam stadyumla gerçekleşti. Hitlerin istediği ikinci şansölyeliksarayı da tamamlandı, ancak 1945 yılında Kızıl Ordu tarafından yıkıldı.

\n

İkinci Dünya Savaşının sonunda Hitlerin Berlini yıkma hayali düşman bombardımanları sayesinde gerçekleşmiş bulunuyordu. Ama Germania projesinden günümüze bir stadyum, 68 kmlik bir otoban, birkaç anıt ve Alman devlet arşivlerine, yukarda fotoğrafını gördüğünüz maket kaldı.

\n

Bazı araştırmacılara göre eğer Germania kurulsaydı, Berlinin bataklık zemini kullanılacak malzeme ağırlığını çekemeyecek ve birkaç yıl içinde zaten batacaktı!

\n

Ya İstanbul?

\n

Ya yıkılacak ya batacak daNewprojeler mi batıracak, yoksa deprem mi yıkacak, zaman gösterir ancak.

\n\n\n

‘G’ NOKTASI

\n\n\n

Kâtip Çelebinin Cihannümaadıyla bilinen elyazması, 1654 yılında saraya teslim edildikten 75 yıl sonra İbrahim Müteferrikanın eklediği bilgilerle ilk kez matbaada basıldı. Osmanlının coğrafya ve astronomi haritalarını içeren bu görkemli eser, 360 yıldır dünyanın gözlerini kamaştırıyor, ufkumuzu kültür zenginliğine açıyor. Orhan Koloğlu, Mustafa Kaçar, Bülent Özükan ve Murat Öneşin yorumlarıyla Boyut Yayıncılıktan çıkan son (2008) baskısı, Kitab-ı Cihannümanın üç yüz küsur yıllık evriminin çağdaş halkası ve çok şık bir kitap. Gönül ister ki tüm okulların birer kitaplığı olsun ve çocuklar, gençler böyle kitaplara ulaşabilsinler.

\n\n\n

Tanrı mahvına

\n

karar verdiğini

\n

önce delirtir

\n

sonra yok eder.”

\n

EURIPIDES

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Avamgart Türkiye 3 Kasım 2024
Ceza ödüldür bazen 2 Kasım 2024
Cumhuriyete doğru 27 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları