Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Germania'dan İstanbul'a Sıyırtmak...
Welthauptstadt Germania, demokrasiyi kullanarak, yani seçimlerle iktidara gelen faşizmin ağa babası Adolf Hitler’in Berlin’i yıkıp, yeniden yapmak projesiydi.
\nTüm faşistler gibi megaloman, ancak dâhi yapıcılıktan gaddar yıkıcılığa, benzerleri ve takipçilerinden çok daha geniş vizyon sahibi olan Hitler, bu projeyle Berlin’in adını Germania diye değiştirmekle kalmıyor, “welthauptstadt” unvanıyla dünya başkenti ilan ediyordu.
\nAncak bir özelliği vardı Hitler’in: Germen ırkı bellediği Almanları gerçekten üstün sanır, her işin en iyisini yerli malı yurdun malı faşistlerin yapacağına inanırdı. Düşmanı ABD’nin göbeğinde binlerce Nazi hayranı, yandaşı ve ajanı cirit atarken, Michigan’da adam mı bulamadı, Pennysilvania’da akıl hocası mı yoktu bilinmez, Dünya Başkenti Germania tasarımıyla 31 yaşındaki Alman mimar Albert Speer’i görevlendirmişti.
\n***
\nAlbert Speer, salt dâhi bir mimar değil, Adolf Hitler’in ruh ikizi, sırdaşı, tam güvenine sahip “alter ego”su ve faşist Almanya’nın önce silahlandırma, ardından savaş ekonomisinden sorumlu devlet bakanıydı.
\nHitler ve Speer, 1935 yılından öteye baş başa sabahladıkları gecelerde, kocaman bir masaya yayılan plan, proje, bir süre sonra da devasa maketler üstünde yeni Dünya Başkenti Germania’yı kuruyorlardı. Düşünün ki iki kafadar, oldukça ileri görüşlüydüler. Zaferi III. Reich ordularının kazanacağına emin, ancak Berlin’in savaş sırasında nasılsa yıkılacağı fikrinden yola çıkıyordu yeni kent hayalleri. (İstanbul için de “nasılsa depremle yıkılacak” fikrinden yola çıkılıyor, bildiğiniz gibi…)
\nHitler’le ilgili belgesellerde belki izlemiş, şaşırmış ve bir anlam verememişsinizdir: Almanya’nın yenilgisi aklı başında herkes ve Nazi komutanlar için bile kesindir. Berlin’de taş taş üstünde kalmaz ve Führer’in bizzat kendisi yeraltına saray boyutlarında kazılmış sığınaklarda “kral köstebek” gibi yaşarken, geceleri bir adamla bir kovuğa çekilir, ne idüğü belirsiz planlar üstünde çalışır. İşte o planlar Germania tasarımları, Hitler’in yanındaki adam da Albert Speer’dir. İkili öylesine tutkuyla bağlıdır ki projeye, memleket giderken elden, bombalar yağarken tepelerine, kuracakları yeni kentin devasa maketini indiremedikleri sığınaklarda \tbile çizili planını tartışmaya devam ederler. Zaten \tçılgınlığın da başka adı yok! Neyse, biz devam edelim öykümüze…
\nHitler, kendisine bilerek ya da bilmeden benzeyen diğer görgüsüzler gibi sadece gördüğünün daha büyüğünü isteyen bir megalomandı. O yıllarda Dubai ve Abu Dhabi olmadığından, kafayı Paris, Roma gibi tarihi kentlerin anıtsal mimarisine takmıştı. Oralarda devasa ne anıt varsa, daha büyük benzerleri -tıpkı New İstanbul(lar)’da daha uzun gökdelenler istendiği gibi- Berlin’in yerini alacak Germania’da kurulsun istiyordu.
\n***
\n“Generalbauinspektor” unvanıyla III. Reich’ın baş mimarı ilan ettiği Albert Speer, bir sürü plan yaptı. Germania projesine göre yeni başkent, bir ucundan ötekine ortasından geçen, “k’anal” diyebileceğiniz devasa genişlikte bir anayolun çevresinde düzenleniyordu. Anayolun bir ucunda Roma’daki Panteon’dan esinlenen, ama daha büyük bir anıt yükselecekti. Kubbesi, 200 metre yüksekliği ve 250 metre çapıyla Vatikan’daki San Pietro kubbesinden 16 kat büyük olacaktı. Öbür ucuna ise Paris’teki Zafer Anıtı’nın iki katı büyüklüğündeki kopyası dikilecekti.
\nGermania projesinin ilk ayağı, 1936 Olimpiyatları’nın yapıldığı muazzam stadyumla gerçekleşti. Hitler’in istediği ikinci “şansölyelik” sarayı da tamamlandı, ancak 1945 yılında Kızıl Ordu tarafından yıkıldı.
\nİkinci Dünya Savaşı’nın sonunda Hitler’in Berlin’i yıkma hayali düşman bombardımanları sayesinde gerçekleşmiş bulunuyordu. Ama Germania projesinden günümüze bir stadyum, 68 km’lik bir otoban, birkaç anıt ve Alman devlet arşivlerine, yukarda fotoğrafını gördüğünüz maket kaldı.
\nBazı araştırmacılara göre eğer Germania kurulsaydı, Berlin’in bataklık zemini kullanılacak malzeme ağırlığını çekemeyecek ve birkaç yıl içinde zaten batacaktı!
\nYa İstanbul?
\nYa yıkılacak ya batacak da… “New” projeler mi batıracak, yoksa deprem mi yıkacak, zaman gösterir ancak.
\n\n\n‘G’ NOKTASI
\n\n\nKâtip Çelebi’nin “Cihannüma” adıyla bilinen elyazması, 1654 yılında saraya teslim edildikten 75 yıl sonra İbrahim Müteferrika’nın eklediği bilgilerle ilk kez matbaada basıldı. Osmanlı’nın coğrafya ve astronomi haritalarını içeren bu görkemli eser, 360 yıldır dünyanın gözlerini kamaştırıyor, ufkumuzu kültür zenginliğine açıyor. Orhan Koloğlu, Mustafa Kaçar, Bülent Özükan ve Murat Öneş’in yorumlarıyla Boyut Yayıncılık’tan çıkan son (2008) baskısı, Kitab-ı Cihannüma’nın üç yüz küsur yıllık evriminin çağdaş halkası ve çok şık bir kitap. Gönül ister ki tüm okulların birer kitaplığı olsun ve çocuklar, gençler böyle kitaplara ulaşabilsinler.
\n\n\n“Tanrı mahvına
\nkarar verdiğini
\nönce delirtir
\nsonra yok eder.”
\nEURIPIDES
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
- Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Antalya'ya turizm eleştirisi
- FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen öldü
En Çok Okunan Haberler
- Apocularla ülkücüleri kucaklaştıran adam!
- Hayatını kaybetti!
- Mansur Yavaş'tan TBMM'ye flaş çağrı!
- TÜİK ekim ayı enflasyon verilerini açıkladı
- Mardin, Batman ve Halfeti'ye kayyum atandı!
- İşte Belediye Başkanı'nı öldüren saldırganın ifadesi!
- 'Erken seçim' çağrısı: CHP tarih verdi
- AKP'den kayyum için ilk açıklama
- Bülent Arınç'tan dikkat çeken çıkış
- Serdar Ortaç son malını da satışa çıkardı!