Kazanımları unutmayın!

26 Ağustos 2024 Pazartesi

Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün başkomutanlığında ateşi yakılan Milli Mücadele’nin en kritik dönemeçlerinden Büyük Taarruz’un bugün 102. yıldönümü. Bu stratejik savaş, 30 Ağustos’ta vatan topraklarını işgal eden yabancı güçlere karşı büyük zaferle sonuçlandı. Büyük Taarruz’la birlikte hem ulusun bağımsızlığı ve kurtuluşu sağlandı hem de Atatürk’ün liderliğinde laik ve modern Türkiye Cumhuriyeti’ne doğru kararlı, sağlam adımlarla ilerlendi. Destansı mücadele tarihe adını altın harflerle yazdırdı.

Birçoğumuz için yıldönümü ya da yaş alımı geçmişte neler yaptık, şimdi neredeyiz, gelecek yolumuz nasıl olmalı sorularının da değerlendirildiği zamanlardır. O nedenle de zaferin yıldönümünde, ülkemiz ne noktada diye de sormak gerekir.

Evet zorlu, çevresinde çatışma, savaşların patlak verdiği bir coğrafyanın içindeyiz. Evet, küresel öngörülemezliklerin arttığı, çok kutuplu sistemde ekonomik daralmanın hızlandığı bir dünyanın parçasıyız. Ama tüm bunlar ülkemizin içinde bulunduğu kriz havasını tam olarak açıklamaya yeterli mi?... Büyük mücadelelerle Atatürk ilkeleri temelinde kurulan demokratik, laik, hukuk devletinin bugün geldiği noktayı nasıl açıklamamız gerekir, ne dersiniz?...

EĞİTİMDE DE KRİZ BÜYÜK

Şöyle bir ülke tablosuna bakalım: “Tek adam” yönetiminin yarattığı sorunlar ortada. Tüketme ve tüketilme noktasında dipsiz kuyulardayız. Ekonomik kriz, yurttaşın içinde bulunduğu darboğaz sürüyor. Doğal kaynakların korunmasında, tarımda yanlış politikalar devam ediyor. Emeklisi, memuru, işçisi, çiftçisi toplumun pek çok kesimi isyanda. Gençler yurtdışına yerleşmek için arayışta, vize kuyruklarında.

Eğitim konusu ayrı bir başlık. Akıl, bilimsellikten uzaklaşan, laik eğitimi del-geç hale getirme arayışında, tarikatlara yol veren bir anlayış kendine alan açıyor. Uzmanların uyarılarına iktidarın kulakları tıkalı. Diyanet, MEB’in gölgesi gibi eğitim alanında her yerde.

MEB’in meslek eğitim hedefleri de ayrı bir tartışma konusu. Taylan Gülkanat imzalı geçen hafta yayımladığımız haberin başlığı “12 yaşında işçi”ydi. Haberde, Mesleki Eğitim Merkezleri’nde (MESEM) bir yılda 12 öğrencinin yaşamını yitirmesine tepkiler sürerken iktidarın mesleki ve Anadolu liseleri bünyesinde ortaokullar açma kararı aldığı aktarıldı. Eğitimcilerin tepkisi dikkat çekiciydi: “Öğrencilere tarikatlara mürit ya da sermayeye köle olmak kalıyor.”

Eylül Barut imzalı haberimizde de Diyanet’in MEB’in eşleştireceği imam hatiplerdeki öğrencilerin, derslerini aldıktan sonra Kuran Eğitim Merkezleri’ne gitmesine yönelik karar aldığı belirtildi. Uygulamaya karşı eğitimcilerden “Yeni müfredat, Öğretmenlik Meslek Kanunu ve seçmeli derslerle okullar dinselleştirilmişti. Çocuklar örgün eğitimden koparılacak” çıkışı gündeme yansıdı.

LİYAKAT SORUNU

Üniversiteler derseniz... “Barınamama” konusundan ücretlere, uzman hocaların olmamasına dev sorunlar yumağı... “Apartman üniversiteler”, yetersiz eğitimle yetişecek gençlerin istihdamda nasıl yer bulacağı tartışmaların odağında.

Geçen hafta iktidarın politikalarının her alanda bilimi yok saydığına ilişkin haber gündeme yansıdı. Merve Kılıç imzalı habere göre Kars’ta bir aile yeni doğan bebeklerinden hastalıkların erken tanısı için topuk kanı alınmasına izin vermedi. Mahkeme ise yöntemleri tartışmalı “alternatif tıpçıyı” referans kabul edip aileyi haklı buldu. Hekimlerin tepkisini aktaralım: “Bebeğin sağlık hakkı hiçe sayıldı. Siyasi karar verildi. Liyakatsiz kadrolarla bambaşka bir yere doğru gidiyoruz.”

Suriye, Afganistan’dan gelen nüfusun demografik yapıya, ulusal güvenliğe etkileri konusu hararetli gündem başlıkları arasında yer alırken son olarak Türkiye ve Irak arasında 15 yaş altı ve 50 yaş üstü Iraklılar için vize serbestisi uygulaması geliverdi...

İşte tüm bunları görüp bir kez daha Büyük Zaferle birlikte açılan çağdaş Cumhuriyet yolunun Aydınlanma devrimleriyle güçlendiğini hatırlamamız gerekmekte. Kazanımların geri döndürülemez olduğunu, gerici girişimlere geçit verilmeyeceğini de...

Yerel seçimlerden zaferle çıkan CHP’nin sokağın sesini duyması, çiftçinin isyanına desteği önemli gelişmeler. Tüzük kurultayına doğru giderken kurucu partinin birlik havasıyla, Atatürk Cumhuriyeti’nin ilkelerinin savunucusu olarak net ve gür sesini duymak seçmendeki güveni de kuşkusuz güçlendirecektir.

İSTANBUL’UN NABZI BU EKTE

Referans gazetesi Cumhuriyet olarak siz değerli okuyucularımızın karşısına yeni içeriklerle çıkıyoruz. Cumhuriyet Ege gibi geçen hafta gazetemizle birlikte İstanbul Eki’mizle karşınızdaydık. Kentin nabzını tutacak, kültür sanattan gezilecek görülecek yerlere, gastronomiye pek çok konuda rehberlik edecek Cumhuriyet İstanbul, 15 günde bir salı günleri gazetenizde...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hepimize ders olsun! 28 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları