Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Demirören'e Bir Öneri
Türkiye Futbol Federasyonu’nun yeni başkanı Yıldırım Demirören’in çok zor bir dönemde koltuğa oturduğu bilinen bir gerçektir. Bu gerçeği ülkemiz futbolunun hukuksal durumundan daha çok oyunsal açıdan yıpranmış konumuyla ilişkilendirmek istemekteyim. Mahkeme kapılarına düşen futbolumuzun içinde bulunduğu durumdan çıkması kolay olmayabilir ama daha önemlisi bu dönemden az yara alarak çıkmak istenirken güzel oyunun alanlardaki görüntüsünün dibe vurma olasılığıdır.
\nDavalar sürerken futbolumuzun ayağa kalkması için yeni ve köklü değişikliklerle bir eğitim hamlesi yapılabilmelidir. Bu hamle eminim ki, Yıldırım Bey’in başkanlığının ilk döneminde ürünlerini verecektir. Nasıl mı? İster üst düzey futbolcuları ele alın, ister olimpik sporcuları, isterseniz uluslararası düzeyde tanınmış müzisyenleri veya satranç ustalarını… Bunlar üzerine yapılan araştırmalara göre, hepsinin ortak özelliği kendi kendilerini isteklendirecek (motive edecek) çok sıkı bir çalışma izlencesinin içinde olmaları… Dünya çapında bir usta yorumcu (virtüöz) olabilmek için kusursuzluk düzeyinin sürekli yükseltilmesi gerektiğinden, bu yoğun çalışma izlenceleri günümüzde çocukluktan başlamak üzere uygulanabilmelidir.
\n1992 Barcelona Olimpiyatları’nda Çin tramplen atlama takımının 12 yaşındaki üyeleri, ABD ekibinin yirmili yaşlarındaki üyelerinin yaşam boyu yaptıkları kadar antrenman yapmışlardır. Çinli tramplenciler yoğun antrenmanlara dört yaşından itibaren başlıyorlardı. Yine, yirminci yüzyılın keman usta yorumcuları çalışmaya beş yaşında; uluslararası satranç şampiyonları ise yedi yaşında, salt ulusal şampiyonluğu kazananlar ise on yaşında satranca başlıyorlar. Erken başlamak yaşam boyu duyumsanan bir elverişlilik (avantaj) sağlar. Berlin’deki en iyi müzik akademisinin yirmili yaşlardaki en başarılı keman öğrencileri, yaşamları boyunca on bin saat, onları izleyen ikinci sınıf öğrenciler ise ortalama yedi bin beş yüz saat çalışma yapmışlardır.
\nFutbol gibi yarışma duygusunun en üst aşamada olduğu bir spor dalında, en üsttekileri aynı yetenek düzeyindeki rakiplerinden ayıran özellik; erken yaşlardan başlayarak yıllar boyu zorlu antrenman izlencelerini uygulayabilmeleridir. Bu çalışma isteği ve izlenceye bağlılık ise her şeyden önce, engeller karşısında dayanma gücü (azim) gibi fiziksel olduğu kadar duygusal özelliklere de bağlıdır. Kaliteli eğitim ve duygusal gelişme tüm spor dallarının olduğu gibi futbolun da olmazsa olmazıdır. Federasyonun öncülüğünde sözünü etmeye çalıştığım ve değişik alanlardan örnekler vererek açıklamaya çalıştığım gerçek; kulüplerin önüne bir anayasa olarak konulmalıdır…
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Kılıçdaroğlu'na 'Meral Akşener' yanıtı
- Tarihi geçmiş ürün satan zincir market şubesine mühür
- Afyonkarahisar'da feci kaza
- 'Hadi gelin kapatın!'
- Ulaşım durma noktasına geldi!
- Yeni dönem başlıyor: Taksi, otobüs, dolmuş...
- Bir sonraki ve en büyük ekonomik patlama...
- İl başkanı hayatını kaybetti!
- Dünya çapındaki sıralama: Türkiye'den 4 üniversite
- Niğde'deki korkunç cinayetin arkasından yasak aşk çıktı!