Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Sağlam Cinayet
Sütçü öldü.
Yeşilçam’ın yıldızları bir bir sönüyor. Yeni kuşak Süheyl Eğriboz’u tanır mı acaba? Rahmetli ne dayak yerdi Cüneyt Arkın’dan. O dayak yedikçe biz nasıl sevinirdik. Çocukça. Nasıl alkışlardık avuçlarımız kızarıncaya dek. Utanmadan. Sonra büyüdük. Lakin utanma duygusunu yitirmiş çocuklar gibiyiz hâlâ. Bütün toplum. Topyekûn. Toplumsal travmanın zirvesinde koşuşturuyoruz.
İstisnasız tüm bireyleri dayak yemiş bir toplumdan ne beklenir ki? Okulda ya öğretmenden ya da abilerimizden dayak yerdik, evde aile büyüklerinden. Hâlâ kadınlarımız kocalarından, polislerimiz amirlerinden, erlerimiz subaylarından, bakanlarımız başbakanlardan dayak yemiyor mu? Ülkem insanı dayak yemeyen adamı adam yerine koymuyor. Hâlâ. Para, güç ve iktidar zayıfı, yoksulu nihayetinde ötekileştirdiği her kesimi acımasızca ezmiyor mu? Utanma, arlanma diye bir duygu devlette yokken bireylerde nasıl olsun ki? Toplumsal vicdan diye bir şey vardı bir zamanlar, artık ahlak kitaplarında bile kalmadı.
Sahi dayağı kanıksamış, faili meçhullere, kadın cinayetlerine duyarsızlaşmış, hırsızlığa ve yolsuzluğa kayıtsız kalan bir toplumdan ne beklenir? Kardeşler üst katta tekme tokat birbirine girmiş tepinirken biz aşağıda televizyon seyrediyoruz istifimizi bozmadan. Devlet orta yerinden cart diye ikiye yarılırken, paralel yapılar bürokrasiden yargıya, oradan da medyaya uzanırken benim seyircim hâlâ oturmuş dizi ya da yarışma izliyor. Biz de televizyon programları veya dizi eleştirileri yazmaya çalışıyoruz.
Ne yazalım? Adından başka hiçbir şeyi tarafsız olmayan ve sürekli kavga edilen tartışma programlarını mı? Yoksa hükümetle cemaat arasında sıkışıp kalan paralel medyanın haber bültenlerini mi? En iyisi toplumsal cinnet getiren ülkemizin “Cinayet”e bakışını ele alalım.
Bu hafta Kanal D’de yeni bir dizi başladı. Adı “Cinayet”. Amerikalılar “Forbrydelsen” adlı Danimarka dizisinden “The Killing” adıyla uyarlamışlardı. Yani bizimkisi bir nevi uyarlamanın uyarlaması. Her zaman özgün hikâyelerden yanayım, ama “Suskunlar”ın birinci sezonunda olduğu gibi orijinalinden daha iyi uyarlamalar olunca da kabulümdür. Aslında Cinayet de iyi bir uyarlama. Oyuncu kadrosu (Nurgül Yeşilçay, Engin Altan Düzyatan, Uğur Polat, Şükran Ovalı, Ahmet Mümtaz Taylan ve Goncagül Sunar) güçlü. Yapım ve çekim ekibi de sağlam. Behzat Ç. ekibi yine iyi bir iş çıkarmış, ama hikâye ve sahneler neredeyse “The Killing”den birebir alınmış. Sorun da burada başlıyor.
Aslında hikâye günümüz Türkiye’sine çok uygun. Kızlı erkekli evlerde eğlence âlemine dalan genç bir kız hunharca bir cinayete kurban gider. Acılı anne baba ve zehir hafiyelerimiz katilin peşine düşer. Şüphelilerin arasında belediye başkan adayı, güçlü ve zengin siyasiler de vardır. Fakat “Cinayet”in yapımcıları gündemde olan bu toplumsal travmayı derinleştirme ve hikâyeyi Türkçe söyleme yerine gelişmiş toplumlardaki yalnızlaşma ve yabancılaşma sorunsalını birebir uyarlamayı seçmişler. Nitekim cinayetleri kanıksamış seyircimiz de katil peşinde koşan bir polisiyeye uzak duruyor. Cinayet üzerinden kurgulanmış bir gerilime kendini kaptıramıyor.
Dayak yemiş toplumların kaderidir. Gülmek ve ağlamaktan başka tüm duygularını yitirmeye başlar. Bu yüzden dram ve komedi çok tutar bu ülkelerde. Ağlamayı ve gülmeyi iyi bilir çünkü. Bir de inanmayı. Falcıya, büyüye ve komplo teorilerine hakikatmiş gibi inanıp bağlanmayı sever bu tür seyirci. Bu yüzdendir Kurtlar Vadisi aşkı, Şefkat Tepe çılgınlığı. Hamasi kahramanlar beklemekten başka çaresi kalmamıştır çünkü.
Oysa iyi yapılan ve kendi topraklarımızdan çıkan (bkz. Ahmet Ümit romanları) kaliteli ve politik polisiyeler lazım bizim seyirciye. Anlatın hırsızlığı, yolsuzluğu ve iktidar rantını, bakın seyirci nasıl izliyor. Bu ülkede oynanan siyasi oyunları sergileyin de nasıl anlatırsanız anlatın önemli değil. İsterseniz gerilim veya casusluk türünde, isterseniz polisiye olarak. İsterseniz trajikomik. Bakın o zaman nasıl reyting rekorları kırıyorsunuz.
Lakin korku var ya korku... O büyük siyasi korku...
Sağlam irade lazım o korkuyu yenmek için.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- İstanbul'da aile katliamı
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- 250 bin TL'nin getirisi ne kadar?
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!
- Hedefteki teğmenlerle ilgili yeni gelişme!
- Türk ordusunun Kubilaysızlaştırılması
- 'Açız' diye bağırdı, yaka paça dışarı atıldı!
- İstanbul'un 7 ilçesinde yarın su kesintisi uygulanacak