Mehmet Çoban
Mehmet Çoban teleformat2012@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Dizi Günlüğü 2

18 Mayıs 2014 Pazar

Geçen yazıda bir dizi setinde geçen yaşanmış bir olayı anlatmıştık.
Yarım kaldı. Devam etmek zor. Aklım Soma’da, kalbim madende, kalemim dizi setinde gidip geliyor. Aslında şimdi Soma günlüklerinin belgeselini yapma zamanı. Acının belgeselini. 40 liraya yevmiyeyle çalışan emekçilerin kara filmini, ölümün soğuk belgeselini çekmek lazım.
Yandaş kamu spotuna dönen televizyonları karartıp sinemada, meydanlarda, sokakta toplansak kendi filmlerimizi, belgesellerimizi izlesek nasıl olur? Vicdanımızın sesini dinlesek, acının filmini seyretsek hep birlikte. İsyan devşirsek çaresizlikten.
Lakin hiçbir şey olmamış gibi yine o televizyonlar o siyasileri gösteriyor. Yine herkes ekran başında ülkemin kaderini seyrediyor
Ve biz dizi setinde günlük tutuyoruz. Nerede kalmıştık?
Çaycıdan başlayıp set amirine geçmiş, oradan sanat ve görüntü yönetmenine uğramış, sonra da bilumum şeflerin estirdiği sert, ama içi boş rüzgârları anlatıp en son yönetmene gelip bitirmiştik trajikomik set hikâyelerinin birinci bölümünü. Evet, yönetmen hışımla dışarı fırlamıştı. Star yani esas kız veya esas oğlan gelmemişti sete. Yönetmen esip gürlüyordu. Ortaya söyleniyormuş gibi yapıyor, ama yapım grubuna giydiriyordu. “Ben anlamam kardeşim, buradaki insanlar 7/24 köpek gibi çalışıyor.
Bu insanlara yazık günah
değil mi? Yarım saat içinde şu oyuncuyu getirdiniz, getirdiniz. Yoksa paydos ediyorum. Yapımcıyı mı, yoksa kanalı mı ararsınız ben bilmem. O orospu (erkekse pezevenk) yarım saat içinde sete geldi geldi, yoksa paydos!” Bu esen rüzgâra karşı yapım sorumlusu (daha doğrusu yapımcının istihbarat şefi) ilkin yönetmenden habersiz yapımcıya telefonda gelişmeleri aktarıyor, sonra da hiçbir şey olmamış gibi gelip yönetmeni yalıyor: “Haklısınız hocam, sizin gibi bir yönetmene bu yapılmamalı.”
Ve bekleyiş başlıyor, fakat star gelmiyor. Beklemekten yorulan ve setteki homurdanmalardan ürken yönetmen ofisteki genel koordinatörü arayıp ezile büzüle, “Hayatım bir sıkıntı yok, her şey kontrolümün altında, merak etmeyin. Ama siz onu bir ararsınız, bir an önce gelmesini sağlarsanız iyi olur.”
Aradan 5 saat geçiyor, set hâlâ “star”ı bekliyor. Ve nihayet sonunda starımız teşrif ediyor. İşte o an yönetmen ne yapıyor biliyor musunuz? Tüm set ekibini 5 saat bekleten starı ayakta karşılıyor: “Ooo, canım hoş geldin...” Star yönetmenin yavşaklığını sahte bir tebessümle geçiştirip sanki geç kalan o değilmiş gibi yardımcı yönetmeni haşlamaya başlıyor: “Ne var kardeşim beş dakikada bir zırt pırt arıyorsunuz, geldik işte!” Herkes suskun. Sonra hiçbir şey olmamış gibi çekimlere başlanıyor. Tam o an yönetmenin telefonu çalıyor. Arayan yapımcı: “Hocam oyuncunuzu gönderdik, aksaklık için özür dileriz hocam. Bir daha böyle bir aksaklık olmaması konusunda kendisini sert bir şekilde uyardım, siz merak etmeyin hocam.”
Şaşkınlık içindeki seti bırakıp biz yapımcının ofisine geçiyoruz. O sırada yapımcıyı kanal yetkilisi arıyor: “Ahmet Bey ne olacak bu dizinin hali? Reytingler de kötüleşti, zaten başrol oyuncunuz da yönetmenden şikâyetçi. (Belli ki star kanalı arayıp şikâyet etmiş. Böylece starın kanalın önerdiği bir oyuncu veya kanaldaki yetkililerden biriyle organik ilişkide olduğunu anlamış oluyoruz.) Bu yönetmeni nereden buldunuz ya? Geldiğinden beri dizi yerlerde sürünüyor.” Yapımcının suratı ketçap yemiş Ayşen Guruda suratına dönüyor. Çağırıyor genel koordinatörünü: “Hemen şu pezevengi gönderin. Yerine de geçen ay kovduğumuz yönetmeni geri çağırın.” Yani dizi sektöründe evlilik 3 ay, kan davası da 6 hafta sürüyormuş.
Yönetmenin kovulma tebliği o bölümün son sahnesinde telefonla iletilirken ben Soma günlüklerini yazmak için setten kaçıyorum. Daha kanal yetkilisinin siyasi komiserle konuşmalarını anlatacaktım, ama siz onu “Alo Fatih” tapelerinden zaten biliyorsunuz
Birileri şu dizi setinin trajikomik belgeselini yapsa ne iyi olur. Televizyon seyircisinin, seçmenin ve nihayetinde ülkem insanının profilini daha iyi anlarız.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Burada Laf Yok 2 Mart 2015
Beş Kardeş 22 Şubat 2015
Aşk, Tanrı ve Ceza 15 Şubat 2015

Günün Köşe Yazıları