Işıl Özgentürk
Işıl Özgentürk isilozgenturk@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Cehaletin Faşizm Hali

12 Ocak 2014 Pazar

Büyük sözlere, derin analizlere gerek yok. Çünkü bilginin, deneyimin olmadığı yani hiç bilmediğimiz bir faşizm türünün ülkeyi adım adım ele geçirmesiyle karşı karşıyayız.
Bu yeni tür faşizmin türünün kaynağı cehalet! Bunun için karşısında şok geçiriyoruz. Bunun için hâlâ halkın desteğini almalarına şaşırıyoruz. Çünkü cehalet onların tabanı, oradan besleniyorlar.
Örneğin, Başbakan şunları söylerken gayet samimi: “Paralar Hazine’den çıkmadı.” Hazine nedir? Kimin vergileriyle oluşur? Vergi nedir? Gerçekten bunları bilmiyor. Bildiği tek şey, kendi servetine ve yandaşlarının servetine girip çıkan. Bu serveti yapmak için de “Müslümanlar tüccar doğmuşlardır” efsane sözünü yeterli bulmaktadır.
Ordu, yargı, medya ayakbağı olmadığı sürece olabilir ama birtakım yasalar işleyip servetin kaynağı sorulduğunda; “Yahu bunlara ne oluyor? Onlara ne bizim servetlerimizden, yandaşlarımıza verdiğimiz ihalelerden” diye celallenip bu ayakbağını ortadan kaldırmaya çalışmaktadırlar.
Bu yeni faşizm için “para” yeni Tanrı’dır ve satın alamayacakları herhangi bir değer yoktur. Cehaletten kırılan seçmen kitlelerini, parayı Allah gibi göstererek satın alırlar. Kimilerine para tonlarla gider, komşusu “Allah verdi” der, kimilerin payına da Allah’a şükredecek kadar pirinç, fasulye ve kömür düşer.
Kitlelerinin büyük çoğunluğu için çocuklarının bedava Kuran kursuna gitmesi önemlidir. Bilirler ki, çocukları milletvekili ya da genel müdür olamayacaktır ama bir cami imamı onların hayallerini fazlasıyla karşılar.
Kitlelerinin önemli bir kısmı da bir zamanlar kente göçmüş, dağ başlarına gecekondu yapmış ve daha sonra seçimler nedeniyle tapu alıp bir gecekondu sahibi olmuştur. Yaşasın bu yeni tür faşizm, onlara “kentsel dönüşüm masalı” kapsamında yedi sekiz ev sahibi olmayı sağlamıştır. Onları ne insan hakları, ne özgürlük ne de haksız yere zindanlarda yatanlar ilgilendirir. Gelsin varaklı mobilyalar! Altın kaplama yemek takımları. Oğlanların altına birer cip, kızlara iyi bir çeyiz.
Bu faşizm türünün seçimle gelmiş bölümünün, icraatları görünür, bilinir ancak seçimle gelmemiş olanlarının maksadı açık saçık anlaşılamamaktadır. Elbette cemaat denilen bu kesim de parayı sever ama çok daha büyük idealleri olduğundan şüphe edilmektedir. Bunların başında, cemaat reisinin bir gün, tüm Müslüman coğrafyasına hâkim olacağı ve bir Ayetullah gibi başa geçeceği söylentisi gelmektedir.
Bu dil bilen, hukuk bilen ve entrika kabiliyeti çok fazla olan cemaatin böyle bir şeye inanması için, yeryüzünde yaşamıyor, başka bir gezegende yaşıyor olması gerekir.
Cemaatin televizyonlarını izlediğinizde reisin gerçekten başka bir dünyada yaşadığı görülmektedir. Ama bu dünyanın karın doyurmadığını bilen cemaat de seçimle gelen gibi karın doyurma ve insanlara bazı nimetler sunmak zorundadır. Bunu da yaptığı bilinmektedir. Tuhaf davranışlar sergilemektedirler. Örneğin cemaate bağımlılığıyla bilinen Koza Altın’ın son olaylardan (aniden iki madenleri yasal nedenlerle kapatıldı) sonra bizlerin “Çalışan Gazeteciler Gününü” kutlaması oldukça manidardır. Bu seçilmişlerle atanmışların savaşı bana Hitler döneminin SS’ler ve Alman ordusunun kapışmasını çağrıştırmakta. Hadi hayırlısı.
Cümlemin başına dönelim, bu bilmediğimiz bir tür faşizm, biz de nasıl mücadele edeceğimizi şaşırmış durumdayız. Ama belli oluyor, seçilmişler daha da bildik bir faşizm noktasına kayacaklar. Muhalif her sesi susturacaklar, sosyal medyayı ele geçirmeye çalışacaklar, muhalif gazetelere baskı artacak. Ve zindanlar daha da dolacak. Bana öyle geliyor, muhalefet partilerinin şaşkın ördek gibi dolaştığını da atlamamak gerekiyor. Sanırım bizi, İspanya iç savaşı sonrası Franco rejimi gibi bir rejim bekliyor. Hani bir an önce olsa da neyle mücadele edeceğimizi bilsek. Bu çok Türkiyeli cehalet faşizmi bizi de şaşırtıyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Başımız dönüyor... 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları