Ulusal Bağımsızlık Savaşı bir varoluş eylemiydi. 1923 devrimi de bir var ediş çabası ve atılımıdır.

Yeni Gün gazetesi, bağımsızlık savaşçısı Yunus Nadi’nin varoluşa omuz verme aracıydı. Adını kurtarıcı ve kurucu halk önderi Atatürk’ün adını verdiği Cumhuriyet gazetesiyse, var edişin yayın organıdır.

98 yıldır yaşayan ve yaşatılan Cumhuriyet gazetesi, adaşı olan halk yönetiminin, hem insan, hem de toplum yararını gözeten yanıyla evrimleşmesi inancının yayın organıdır. Varoluşunun temeli, Cumhuriyet ilkeleridir.

1923 devriminin ürünü olarak Cumhuriyet gazetesi, bugüne bağımsız çizgisi, birikimli yazarları, bilinçli okurları, çalışanları ve kendisine gönül dolusu katkı sunan destekçileri ile gelmiştir.

Bu durum, dünyada eşi benzeri pek olmayan bir örgütlenme ve yaşatma uğraşısıdır. Gazetemiz gücünü, yine eşi ve benzeri görülmemiş bir varoluş eylemi sonucu gerçekleştirilen var ediş güdüsünden alır.

Var ediş güdüsü, kişilere bağlı gibi görünse de özünde başarılmış halk hareketinin geleceğe taşınan kuşakaşkın aktarımıyla ilintilidir. Bu güdü, vazgeçilemez bir sorumluluk, görev, ödev olarak elden ele, kuşaktan kuşağa taşınır. Güvenilir, kutsal bir kalıt olarak omuzlara yüklenir ve zorluklarına bakılmadan içtenlikle yürütülür.

Cumhuriyet gazetesinin, tıpkı adaşı halk yönetimi gibi, bağımsızlık tutkusu ve ilkeleri yüzünden başına gelmedik kalmamıştır. Dara düşürülmüş, içten ve dıştan kötü niyetli girişimlerle taşlanmak, ele geçirilmek, sinsi oyunlarla batırılmak bile istenmiş, çalışanları ve yazarları saldırılara uğramış, can vermiştir.

Gazetemiz, tüm bu olumsuzluklara karşın Cumhuriyet Vakfı, okurları, çalışanları ve destekçileri ile bugün dimdik ayaktadır.

Gazetemizin bugün törenle açılacak olan Ankara’daki binası da var ediş tutkusu ve yükümlülüğünün bir kanıtıdır.

Kutlu olsun...

TURAN EMEKSİZ UNUTULMAZ

Turan Emeksiz, tıpkı Gezi eylemlerinde yitirdiğimiz çocuklarımız gibi, öldürüldüğünde 20 yaşındaydı.

Parti devleti zorbalığı ile demokrasiyi yok sayan Demokrat Parti iktidarına karşı düzenlenen eylemde polis kurşunu ile öldürülmüştü.

Büstü, demokrasi şehidi olarak Eminönü Halk Eğitim Merkezi’nin hemen yanında küçük bir köşede, Atatürk maskının altında bir alçakgönüllü demokrasi simgesi olarak duruyordu.

Ta ki AKP iktidara gelene kadar...

AKP, Eminönü Halk Eğitim Merkezi’ni, kurucularının başında Saray’daki AKP’li ile AKP döneminde TBMM Başkanlığı’na getirilen İsmail Kahraman’ın da bulunduğu Birlik Vakfı ve Milli Türk Talebe Birliği’ne verdi.

Turan Emeksiz’in büstü, işte o gündür bugündür ortada yok. Nerededir bilinmiyor.

Yakın geçmişte AKP ile ortak etkinlikler düzenleyen Adnan Menderes Dernekler Federasyonu’nun geçen günlerde düzenlediği iftar yemeğine CHP’li yetkililerin de en üst düzeyde katıldığını okuyunca, ister istemez Turan Emeksiz ve onun büstünün öyküsü düştü aklımıza...

Turan Emeksiz unutulur mu? Gezi eyleminde yitirdiğimiz çocuklarımız unutulur mu?

Unutulmaz!

KARADENİZ GEZİSİ

Kemal Kılıçdaroğlu, “Yola çıktım” dese de...

Ekrem İmamoğlu’nun Karadeniz gezisi, yakın geleceğe yönelik varlık gösterme, vazgeçmeme ve gözardı edilememezlik çıkışıdır.

Dikkat edin, “Aday değilim” demiyor. “Gündemimde önümüzdeki seçimde değişim var” diyor, “6’lı masanın neferiyim” diyor.

ELEŞTİRİ

Muhalefet partilerinin yöneticileri, kendilerinin yanlış adımlarını eleştiren gazetecileri “Ne yaptığımızı anlayamıyorlar” diye değerlendiriyorlarmış.

Nagehan Alçı’yı gazeteciden sayarsanız, çok doğal olarak gazetecilerin ne yaptığını anlayamazsınız.