Suriye'yi İstikrarsızlaştırma YerineKaybederken...Yanık Ülke

10 Eylül 2012 Pazartesi
\n\n\n

CHP, geçen dönem parti meclisi üyeliği yapan Prof. Dr. Hüseyin Pazarcıdan yeterince yararlanıyor mu, bilinmez. Bildiğimiz bir şey varsa, o da Prof. Pazarcının uluslararası hukuk alanında bugün ülkemizin en bilgili ve deneyimli bilim insanlarının başında geldiğidir.

\n

Prof. Pazarcıya, AKPnin Suriye politikasını sorduk. Satırbaşları ile şunları söyledi:

\n

- Türk halkının bu işin dışında kalması zorlaştı. Özellikle Hatayda Suriyeden gelen sığınmacıların davranışları karışıklık yaratır oldu.

\n

- Suriyedeki Kürtler, Esad rejimine karşı muhalif pozisyonda olmadılar. Esad da bunun hediyesini onlara verdi ve Suriye Kürtlerini Türkiyeye karşı kullanmaya başladı.

\n

- Esadı değiştirmek isteyen ABD, bunu Türkiyeden yararlanarak yapmayı düşündü. Kendisine dev aynasında gören AKP iktidarı, Bölgede oyun kurucu olacağızhevesiyle bataklığa saplandı.

\n

- Esad giderse yerine kimin geleceği belli değil. Halihazırda bu ülkede 15 ayrı muhalif grup olduğu ve bu grupların birbiriyle çatıştığı ortada. Yapılması gereken Suriyeyi istikrarsızlaştırma, muhalifleri destekleme yerine ortamı yumuşatacak, çözüm bulmaya yardımcı olacak bir yaklaşım sergilemekti. Bu, zamanında yapılmadı.

\n

- Bundan sonra, Suriyede bir yumuşama, tarafların birbirlerini anlama ortamı sağlamak için çaba gösterme yönünde bir politika değişikliği belki mümkün. Özellikle Suriyeye yakın duran; Rusya, İran ve Çin nezdinde girişimlerde bulunarak bölgedeki tansiyonu düşürmek de belki mümkün.Belkidiyorum, çünkü bunları sağlamak artık kolay olmayabilir.

\n\n\n

Fezleke Düzenlerim Sonra...

\n\n\n

CHPli Atilla Kart, bademciğin yönetimindeki ÖSYMnin sınavlardaki yolsuzlukların üstüne üstüne gidiyor. Açıkçası, yargıçlık ve savcılık sınavının iptali, Kartın ısrarlı tutumunun bir sonucudur.

\n

Karta göre pervasızlık ve yolsuzluk yüzünden sınavı iptal etmek zorunda kaldılar. Ama yeterli değil:

\n

Asıl failleri ve sorumluları ortaya çıkarmaları gerekiyor. Örneğin, bu arada açığa alma işlemlerinin uygulanması gerekiyor. Ancak bütün tespitlere rağmen fail ve sorumlulara ulaşmak mümkün olmamıştır. Çünkü ÖSYM bünyesindekiler korunuyor, himaye ediliyor. O soruları bazı kişilere kimlerin, nasıl servis ettiği ÖSYM Başkanlığı tarafından biliniyor, ama o servis edenler soruşturulmuyor.

\n

Bir de olayın savcılık tarafı var. Kart, olayla ilgili suç duyurusunda bulunduğu Ankara Savcısını aramış. Başvurum ne oldu?diye sormuş. Savcı, Adli tatil girdi arayademiş. Kart, Biz çocukların geleceklerini ilgilendiren örgütsel bir olaydan söz ediyoruz. Siz bu iddiaları ivedi olarak araştırmak zorundasınız. Yoksa siz hükümetin ajanı konumundaki savcılardan mısınız?diye üstlemiş. Savcı Bana bunu söyleyemezsinizdemiş. Kart, Ben bir tespit yapıyorum sayın savcıdiye devam etmiş:

\n

Alınsanız da, söylediğim bir Türkiye gerçeğidir, artık cumhuriyet savcılarının bir bölümü cumhuriyet savcısı değil, hükümetin ajanıdır. Ajanı istihbari anlamda demiyorum, memur anlamında diyorum. Ast üst ilişkisi içinde görev yapan konumdasınız. Siz ne kadar tepki duyarsanız biz bunları anlatacağız.

\n

Savcı, Kartın sözlerine karşılık olarakBu tür tepkilerinizi aramızda konuştuk zaten, hatta sizin hakkınızda fezleke düzenleyelim mi düzenlemeyelim diye tartıştıkyanıtını vermiş.

\n

Kart, Bakar mısınız tavra?deyip ekledi:

\n

Türkiye, bütün kurumlarıyla tıkanmış durumda. O kurumları asli görevlerini yapmaya, çalıştırmaya çaba gösteriyoruz.

\n\n\n\n\n

AKP döneminde Türkiye, ABnin istemiyle 26 kalkınma ajansı bölgesine bölündü.

\n

Ne işe yarar kalkınma ajansı?

\n

Uluslararası şirketlerin, ulusal piyasaya daha rahat sızmasını, yerel çıkar çevreleri ile daha kolay işbirliği yapabilmesine yarar.

\n

Kalkınma ajansları; bağımsızlık, ulusal sınır, demokratik katılımcılık ve kamu yararı filan dinlemez.

\n

Abdil Celil Öz de işte bu kalkınma ajanslarının Türk kamu yönetimi içindeki yerini doktora tezi yapmış, 2006-2008 yıllarında Çukurova Kalkınma Ajansı Kurucu Genel Sekreterliği görevini üstlenmiş bir valimizdir.

\n

Bugün Amasya Valisi olan Abdil Celil Öz, Beytüşşebaptaki saldırıda şehit olan 10 asker için yaptığı konuşmada, Bu memleketi kazanırken çok şehitler verdik. Kaybederken de mutlaka şehitlerimiz olacaktır demiş, ardından da dilinin sürçtüğünü söylemiştir.

\n

Hangi psikoloğa sorarsanız sorun, dil sürçmesinin aslında bilinçaltında var olanın bir dışavurumu olduğunu söyler.

\n

AKP döneminde cemaat,

\n

imama uydu. Egemenlerin dayatmaları, devletin en küçük hücrelerine değin sızdı.

\n\n\n

Sağımız bomba, solumuz şiddet. Arkamız kurşun, önümüz savaş.

\n

Aklımız yitik, kol-bacak parça parça, yüreğimiz ağılı kan pompalıyor bedene.

\n

Yetişemiyoruz ölümlere, havaya uçurduk geçmişimizi. Yaktık, kurtaramıyoruz geleceğimizi.

\n\n\n

Bayrak

\n

İzmire, kurtuluşunda bayrak yasak.

\n

Sultanımız efendimize göre, İzmir gâvur ya, ondandır..

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

IMF Defteri 27 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları