Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Şeytandır!
Tümüyle mistik bir dünyada yaşıyoruz artık.
Omzumuzda taşıdığımız, taşımak zorunda olduğumuz melekler var. Ellerini sıcak sudan soğuk suya sokmadan, hiçbir zarara uğrama olasılığı olmadan, dokunulmazlık zırhları içinde yanlışı, doğruyu hep onlar fısıldıyor bize.
Görüntüleri ak, Tanrısal özellikleri pirüpak olmak. Yaradılışları öyle. Kimse onları karalayamıyor; ancak onların ellerinden bırakmak istemedikleri karalama yetkileri sonsuz.
Doğruluk, dürüstlük, lekesizlik, temizlik yalnızca onlarda simgeleniyor. İnsanüstü saydıkları bu nitelikleri kimseye kaptırmamak, bir hale gibi başlarında asılı duruyor.
Sıkıya geldi mi, uçup kaçabilecekleri upuzun kanatlarıyla melekler; sırtında, omzunda, tepesinde oturdukları insanları her an şeytanlaştırabilme yetisi ile donatılmışlar.
Dokunulmazlıklarına dokunulduğunda ölüm beyazı uzun parmakları ile şeytanlaştırılacak olanı, cadılar gibi halk önünde, odun ateşinde yakılması için hedef gösteriyorlar.
Hem de hiç emek harcamadan, sorumluluk üstlenmeden, bulutlar arasında oturdukları yerden kalkmadan, etliye sütlüye karışmadan, ellerini taşın altına koymadan, zorluğa, yükümlülüğe bulaşmadan...
İşlerine gelmediğinde herhangi birisi için o göksel buyruğu dillendirmeleri yetiyor:
-Şeytandır bu! İşte günahkâr şeytan! Saldırın. Parça parça edin, yakın, kavurun.
İnsanın şeytanlaştırıldığı an, o andır. Melek, şeytanlaştırmıştır, kurtuluş yoktur.
Geçmişimizi, geleceğimizi, sağımızı, solumuzu, önümüzü, arkamızı ve de hiç kuşkusuz omzumuzu tüm ağırlıkları ile meleklere bırakmışızdır biz.
Onlar belirlerler yazgımızı. Şeytanlaştırırlar, hiç şeytanlaşmadan. Akça pakça, kirlenmeden.
SIVALI KOLLAR
CHP’nin Mersin mitinginin, erken seçim kampanyasının artık başladığının göstergesi olmanın ötesinde bir anlamı vardı.
Kemal Kılıçdaroğlu, miting sırasında ceketini çıkardı, kolları sıvadı.
İşte o, cumhurbaşkanlığına adaylığın resmiydi...
HANİ AY’A GİDECEKTİK YA!
Saray’daki AKP’li, bu yıl başında “Milli Uzay Programı” tanıtım toplantısında
açıklamıştı:
“2023 sonunda yakın Dünya yörüngesinde ateşleyeceğimiz kendi milli ve özgün hibrit roketimizle Ay’a ulaşarak sert iniş gerçekleştireceğiz.”
CHP’li Ahmet Vehbi Bakıroğlu, bütçe görüşmeleri sırasında “Milli Uzay Programı”nı hazırlayan Türkiye Uzay Ajansı’na ilişkin kimi bilgiler verdi:
Ajansın 2020 faaliyet raporuna göre kurumun personel sayısı yalnızca 27’ymiş. Bunlardan 6’sı kadrolu, 21’i görevlendirmeyle gelmiş.
Bir karşılaştırma yapılabilmesi için sayı vermek gerekirse NASA’nın 17 bin 800, Avrupa Uzay Ajansı’nın da 2 bin 200 çalışanı varmış.
2022 yılı bütçesinde Türkiye Uzay Ajansı’na ayrılan tutar 61 milyon 293 bin liraymış. Yani aşağı yukarı 4.4 milyon dolar. NASA’nın bütçesiyse yaklaşık 20 milyar dolarmış...
Anlayacağınız, Türkiye Uzay Ajansı bu olanaklarla ancak milli ve özgün kibrit roketi yapabilecek. Çocuklar bayramlarda uçursun diye...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Albaya verilen ceza belli oldu!
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- Mahruki yine yandı
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!
- Teğmenlerin avukatlarından açıklama geldi!
- Özel görüşmenin ayrıntılarını açıkladı!
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!