Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Merkez Sağdaki Yükselme
Geçmişte “Asena” olarak tanınan Meral Akşener’in, partisini merkez sağın yükselen hareketi yapmaya yönelik bir siyasi atak yaptığı gözleniyor.
İYİ Parti, MHP’yi büyük ölçüde eritti. Hep güçlüden yana durmuş sağ seçmenin, iktidarda seçeneksiz gördüğü AKP’yi ufak ufak tırtıklıyor. Ama en önemlisi, CHP seçmenine de selam göndermeye özel önem veriyor.
Saray’ın uygulamalarını Abdülhamit’in zorbaca yönetimine benzetmek, Atatürk’ün “Gençliğe Hitabesi”ne özel vurgu yapmak ve benzeri çıkışlar, açık seçik CHP’nin tabanına yönelen eylemler gibi gözüküyor.
Çeşitli araştırma şirketlerinin soruşturmalarına bakılacak olursa, İYİ Parti yükselişte.
Bu başarının ardında, ne derseniz deyin, kendi içinde dengeli, tutarlı bir siyaset yatıyor.
KIZIL AY!
Kızılay’da olup bitenler, geçen hafta TBMM’de tartışıldı. İşte dile getirilen birkaç sav:
- Kurban için alınan bedellerin bir kısmının kimi dernek ve vakıflara gönderildiği.
- Yardım paralarıyla lüks yalılar kiralandığı.
- Kızılay içinde şirketlerde yandaşlara ballı maaşlar verildiği.
- Suriyeli derneklere yüklü yardımlar gönderildiği.
- Yalnızca birkaç ay içinde 200’ün üzerinde Kızılay mülkünün satışa çıkarıldığı.
Anlaşılan Kızılay, iktidar yandaşlarına yardım derneği konumunu genişletmiş.
NEOLİBERALİZM KARŞITLIĞI
Yeni bir dünya ve Türkiye düzeni kurulabileceğine inanmak için “Neoliberalizme karşıyım” demek, işin başlangıcı sayılabilir.
Ancak bu sözün havada kalmaması için özünü geliştirmek, uygulamaya dönük somut tasarımlar, inandırıcı hazırlık ve söylemler geliştirmek gerektiği çok açık.
Neoliberalizme karşı olmak, 5’li ihale çetesine eleştiri getirmenin ötesinde, özelleştirmeye ilişkin ciddi bir karşıt tutum almayı zorunlu kılar örneğin.
Yalnızca elektrik zamlarından vazgeçilmesi için direnmek, işin özünden kaçınmak sayılabilir. Çünkü işin özü ve zamların asıl nedeni, elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilmiş olması ve enerji dağıtımından kâr edilmesidir.
Neoliberal karşıtı; enerjinin yanı sıra, sağlık gibi, eğitim gibi temel kamu hizmetlerinin kamu eliyle yürütülmesinden yanadır ve burada hiçbir esneklik gösteremez. Merkez Bankası’nın özerkliğini, son dönemde nedense hiç gündeme taşınmayan üniversite özerkliği, TRT’nin özerkliği gibi de algılayamaz.
Merkez Bankası’nın özerk ya da bağımsız kılınması, kimilerinin kulağına bir özgürlük simgesi gibi gelebilir ancak bu uygulama halis muhlis bir sömürgeci küreselleşme dayatmasıdır. Neoliberal karşıtı kamucular, ulusal paranın ve ulusal ekonominin kalesi diye gördükleri Merkez Bankası’nın neoliberal kurgu içinde “bağımsızlaşması”nı, küresel sömürgecilik ağına uyumlu hale gelmesi ve onun istekleri doğrultusunda davranması olarak tanımlarlar.
Neoliberal karşıtlığı, hiç yalpa yapmadan halkın çıkarlarından yana planlı, programlı, tutarlı bir düşünce ve siyasi çizgi ister.
Peynir gemisinin lafla yelken açtığı sularda zayıf bir soluk olarak kalamaz.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
-
Ekonomist Atilla Özkan'dan Şok Eden Enflasyon Yorumu!
-
Trump döneminde ABD ve dünya nereye gidiyor?
-
Yurttaşın Ekonomi Çığlığı:
-
'Erken kaos bekliyorum' Fatih Ergin açıkladı!
-
Türkiye’de siyasi ve toplumsal baskı artıyor
-
'Bilirkişi' skandalı kamuoyuna açıklanmıştı:
-
Uğur Mumcusuz 32 yıl: Öldürüldük ey halkım unutma bizi!
-
Doğuma 1 hafta kala bebeklerini kaybettiler!
-
76 kişiye mezar olan otelde son kez arama yapılacak...
-
Özdağ’dan ilk mesaj: ‘Tek endişem Kozinoğlu gibi suikast
En Çok Okunan Haberler
-
Demirören Holding yöneticisine tutuklama!
-
Fark kapanıyor, 4 parti barajı geçiyor!
-
'Erdoğan talimat verdi, Ali Erbaş durdurdu'
-
Erdoğan, Özel'e açtığı davada kaybetti
-
AKP'li milletvekilinden skandal sözler!
-
Gazeteci Meral Kara Delen hayatını kaybetti
-
'Kral Kaybederse' dizisinin Kenan Baran'ı gerçekte kim?
-
Devlet Bahçeli'den flaş 'TÜSİAD' çıkışı
-
Dokuz belediye başkanından Yavaş'a destek
-
Hepsi 92 yaşındaki kadının midesinden çıktı!