Işık Kansu
Işık Kansu kansu@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

MarangozhaneTürk-İş Nerede?Küre Dağları

25 Ağustos 2012 Cumartesi
\n\n\n

Müzik Eğitimcileri Derneği (MÜZED), geçen yıl sonunda Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçeri ziyaret edip kendisine sanat eğitimi alanındaki önerilerini iletmişti. Bakan Dinçer, önerilere açık olduğunu söylemiş, Talim Terbiye Kurulu (TTK) Başkanı da, haftada iki saat müzik dersinin ilk ve ortaöğretimde zorunlu ortak dersler arasında yer alması önerilerinin ders çizelgeleri ile değişiklikler söz konusu olduğunda değerlendirileceğini aktarmıştı.

\n

Uygulamada tam tersi oldu. Haftalık zorunlu ders toplamı ilköğretim birinci sınıfta 25ten 26ya; ikinci ve üçüncü sınıflarda 25ten 28e çıkarılırken ilk üç sınıfın müzik ve görsel sanatlar dersleri tek saate düşürüldü; tırpanlandı.

\n

Dört dörtlük medrese eğitimi gündemde olduğundan, MÜZED Başkanı Refik Saydamın da dediği gibi asıl amaç, imam hatip ortaokullarının açılması ve yaygınlaştırılması, toplumun ortaçağ sistemine ve emperyalist ülkelerin gereksinimlerine uygun bir kalıba sokulması...

\n

Yeni sistemle, çocuklarımızı bir tür marangozhaneye göndereceğiz...

\n

Refik Saydam ise yeni sistem ile çocuklarımıza biçilen geleceğin çağdaş anlamda bir marangozhane bile olmadığı kanısında:

\n

Yeni sistemin ortaya dökülen ipuçlarından, gelecek kuşaklarımızın emperyalizme bağımlı, dinci, antidemokratik bir yapılanma içinde; laik, demokratik Cumhuriyet hedeflerine, bilime, sanata, aydınlanmaya, Atatürk ilke ve devrimlerine yabancılaştırılmak istendiği; Batıya ucuz işgücü ve cemaatlere boyun eğecek kişiler olarak yetiştirilmesinin hedeflendiği apaçık ortaya çıkmıştır. Derneğimiz, diğer eğitim kuruluşlarıyla, kitle örgütleriyle, tüm halkımızla birlikte daha 4+4+4 sisteminin yasa hazırlıkları döneminden bu yana yapılan işlemin yanlışlığını vurgulamakta, savaşım vermektedir. İnanıyoruz ki toplumumuzun yürüttüğü bu haklı savaşım sonunda, Türkiyenin gereksinmesinden uzak Atatürk ve Cumhuriyet karşıtı girişimler sonuçsuz kalacaktır.

\n\n\n\n\n

Sendikalar etkisiz, emek hareketi durgun, 60 yıllık Türk-İş suskun.

\n

Türk-İş Genel Sekreteri Pevrul Kavlaka göre, yalnızca işçiler değil, toplumun tüm kesimleri sindirildi, susturuldu. Amaç, işverenlerin tüm taleplerinin hayata geçirilmesiydi. Küresel sermaye bunu başardı.

\n

Türk-İşin eleştirilmesine gelince... Kavlak diyor ki:

\n

Bu eleştiriler haklı mı? Evet, haklı Türk-İş, bugün gelinen noktada zaman zaman tarihine, misyonuna, amaçlarına uygun bir refleks gösteremiyor.

\n

Ancak unutmamanız gereken bir şey var. Gözden kaçırmamanız gereken bir gerçek var. Bir yerde umut yoksa, orada eleştiri de olmaz. Bir yerden beklenti yoksa, kimse orayı umursamaz. Kafasını çevirip bakmaz. Bugün Türk-İş eleştiriliyorsa, halkımızın gözü oradadır da ondan. Bugün birileriTürk-İş nerede?diye bağırıyorsa, bizi önemsediğindendir. Sorunların çözümü için adres olarak bizi gördüğündendir. Yani umudu bizdedir. Sihirli kelime umuttur.

\n

Biz, bize inanmış, yıllarca bizimle birlikte olmuş, aidat ödemiş kesimlerin, temsil ettiğimiz kitlenin, Türk-İşe bağlı sendikalarımızın özgüvenini yeniden kazanmamız için yeniden umut olmak, teşkilatımızda enerji yaratmak zorundayız. Güven yaratmalıyız. Bu nedenle diğer bir sihirli kelime güvendir. Herkesin bizimle ilgili umutlarını yeniden yeşertmemiz için güven yaratmak zorundayız. Teşkilatımıza moral vermeliyiz. Davamıza olan inancımızı pekiştirmeliyiz. Dimdik ayakta durmalıyız, bizi yok etmek isteyenlere meydan okumalıyız.

\n

Biz yine Türk-İş nerede?diye bağıralım. Bir gün bir ses duyarız elbet.

\n\n\n\n\n

Evliya Çelebinin Seyahatnamesinde ağaç deryası olarak tanımladığı Küre Dağları, Bartın Çayından başlar, Kızılırmaka değin uzanır.

\n

Çoğu orkide, 157 endemik bitki türü ve nesli tehlike altında olan 59 bitkiyi barındıran Küre Dağları Milli Parkı, birkaç ay önce Türkiyedeki ilk, Avrupada ise PAN Parks (Korunan Alanlar Ağı Parkları) sertifikalı 13. korunan alan oldu.

\n

Küre Dağlarının PAN Park içine alınmasının, bölgede kültürel ve doğaya yönelik değerlerin ve geleneksel mimarinin korunmasının önem kazanması, yöredeki işletmelerin belirli standartlarda ürün geliştirilmesi ve hizmet vermesi ve turizmi artırması açısından yararı olacağı söyleniyor.

\n

Dileriz, üç gün sonra altın buldukdiye o güzelim yöreyi de zehirlemezler...

\n\n\n

Saatli Bomba

\n

Ordunu düşman bellersen... komuta kademesinin çoğunluğunu cezaevine atarsan... ABDnin çıkarı uğruna çevrendeki tüm komşularla köprüleri atarsan... ülkeyi korumakla görevli istihbaratçıları, yabancı ülkelerin gözetiminde ırkçı ayrılıkçı şiddet örgütüyle pazarlığa oturtursan... altına bile bile bomba koydun demektir.

\n

Antepteki bomba, Şemdinlideki kucaklaşma, güdümlü iç savaş saatinin tiktaklarıdır.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları