Tevhidi Tedrisat (Öğretim Birliği) Yasası, bugün geçerli olan anayasa ile koruma altına alınmış devrim yasalarındandır. Talim Terbiye Kurulu da o yasa gereği, çağdaş ve bilimsel eğitimi tüm Cumhuriyet okullarına yayacak gerekli atılımları gerçekleştirmek üzere kurulmuştur. Yani o da bir devrim kurumudur.

AKP ve kadrosu, Cumhuriyet devrimlerini yok ederek meşruti monarşi bulamacı bir dikta düzeni oluştururken devrimin kurumlarını birer karşıdevrim yapısına dönüştürmüştür.

En iyi örnek Talim Terbiye Kurulu’nun bugünkü yönetiminden verilebilir:

Talim Terbiye Kurulu’nun iki başkan yardımcısı, imam ve ilahiyat okullarından gelmektedirler.

Başkan Yardımcısı Hüseyin Korkut, kısa adıyla İmam Hatipliler Derneği olan ÖNDER’in eski başkanlarındandır ve şu anda da ÖNDER’in başkanlar kurulu üyesidir.

ÖNDER’in “şiar”larında Ulusal Kurtuluş Savaşı sonrası dönem şöyle anlatılır:

“...zaferin baş döndüren hissiyle Kabil’in ahlakına meyletti bazı kardeşler. Vehim ve vesveseyle birleşince öfke, kendi kardeşlerinin haysiyetine ve iffetine yeltendiler. Parlamento gruplarında alınan kararlarla nice aydınlık yüz karanlığa mahkûm edildi. Adaletin ve merhametin menbaı olan mekteplerin kapıları kilitlendi. Adaleti tesis için teşekkül eden genel kurul salonlarında hakaret ve aşağılama Meclis tutanaklarına girdi. Zamanın Habilleri, kardeşleri(!) tarafından önce kamusal alandan kovuldu. Bin yıla yayılması planlanan zulmün katsayıları dayanılmaz oldu. İmam hatip liselerinin yarım asrı aşan adalet arayışı nihayet son buldu.”

İşte bu kafa, çocuklarımızın eğitim programlarını, kitaplarını, geleceğini belirliyor!

İNATÇI MUHALEFET

TBMM’de yer almamasına karşın Halkın Kurtuluş Partisi (HKP), son yıllarda kararlı ve inatçı bir muhalefet biçimi sürdürüyor. Özellikle CHP’nin 6’lı masadaki tutucu partileri gücendirmemek gerekçesiyle üzerine gitmekten uzak durduğu kimi gerici gelişmeler başta olmak üzere birçok iktidar uygulamasına karşı etkin ve kutlanması gereken bir hukuk mücadelesi veriyor. Yargının yandaşlaştığı bugünkü ortamda bile ısrarlı ve sağlam hukuk metinleri ile başarılı da oluyor.

Yaklaşık 10 yıldır 350’yi aşkın dava açan ve suç duyurusunda bulunan HKP’nin en son başvuruları arasında şu konular sayılabilir:

- İmam Halil Konakcı’nın kadınlara yönelik “Sokaklar, kasap dükkânı gibi. Et görmekten içimiz dışımıza çıkıyor artık” sözleri hakkında suç duyurusu.

- Saray İletişim Başkanı Fahrettin Altun ile eşi Fatmanur Altun’un çift maaş alması üzerine yapılan başvuru.

- Ankara Adliyesi içinde Kuran kursu açan idari sorumlular hakkında suç duyurusu.

- Emine Erdoğan’ın yazdığı iddia edilen kitabın basım ve tanıtımı için Kültür Bakanlığı’nın yaptığı 975 bin liralık harcama hakkında yapılan başvuru.

HKP, titizlikle izlediği başvurularının kiminden sonuç da alabildi. Bunların başında, sahte diplomalı güreşçi Hamza Yerlikaya’nın Vakıflar Bankası Yönetim Kurulu üyesi yapılmasına karşı yürüttüğü ve başarıyla sonuçlandırdığı hukuksal mücadele geliyor. 

HKP, Recep Tayyip Erdoğan’ın diplomasının olup olmadığına ilişkin başvurularında da epey ilerleme sağladı.

Olumlu bir sonuç alır, diplomasızlık kanıtlanırsa eğer, Saray’daki AKP’linin önümüzdeki seçimlerdeki adaylığı suya düşebilir.