Işık Kansu
Işık Kansu kansu@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

İnsan Onurunu Korumak İçin Ne Gerek?

03 Aralık 2022 Cumartesi

Muhalefetin hazırladığı değişiklik önerisiyle anayasaya “insan onurunun dokunulmaz olduğu” hükmünün eklenmesi öngörülüyor.

Önerinin gerekçesine bakıldığında hükmün eklenmesinin nedeninin “anayasanın insan onurunu esas alan bir bakış açısı kazanması” olduğu vurgulanıyor. Madde gerekçesi şöyle:

“12. maddenin ilk fıkrasına, insan onurunun dokunulmaz olduğu ve anayasa düzeninin temelini oluşturduğu anlamına gelen bir hüküm eklenmiştir. Öte yandan devletin temel işlevinin insan onurunu korumak ve ona saygı göstermek olduğu ifade edilmiştir.”

Öneri, çağdaş demokratik yönetim anlayışı açısından çok yerindedir ve Türkiye’nin içine bugün sürüklendiği ortaçağcı meşruti monarşi bulamacından sıyrılması açısından olması gerekeni yazıya döken bir belgedir.

Ancak, önerinin soyut düzeyde kalmaması, somuta indirgenmesi gerekir.

Şöyle ki: Türkiye’de yaklaşık 50 yıldır bir anlamda zorla uygulanmakta olan küresel oligarşinin resmi ideolojisi neoliberalizm, yurttaşlarımıza, önerilen anayasa değişikliğine uygun onurlu yaşam koşullarının tam tersini dayatmaktadır.

Paranın, kârın, rantın egemen olduğu bir ekonomi politikası sürdürüldüğü sürece, “insan onurunu korumak” dileği anayasallaştırılsa bile yaşamın içinde bir anlam taşımayacaktır.

Eğer insan onurunu korumayı öngören ve temel ilke sayan bir anayasa yürürlüğe sokulmak isteniyorsa o zaman insan onuruna saygı gösteren bir düzen değişikliği gerekir ki o düzenin de adı, halkın, emek veren ve üreten kesimin istemlerine ve yararına yönelen eşitlikçi ve sosyal adaletçi bir ekonomik-siyasal sistem olmalıdır.

6’lı masanın öngördüğü anayasa değişikliği önerisinin tam ifadesiyle yaşama geçirilmesi ancak böyle gerçekleşebilir.

Gazetemizde geçen hafta, arkadaşımız Rengin Temoçin’in Sosyoloji Mezunları Derneği’nin ayrı toplumsal kesimlerden gençlerin katıldığı bir araştırmanın sonuçlarına ilişkin bir haberi yayımlandı. Habere göre, gençlerin yüzde 90.5’i “Siyasi partiler halkın sorunlarını yeterince ifade edebiliyor mu” sorusuna olumsuz yanıt vermiş. Çok büyük bir oran bu.

İnsan onuruna önem verdiklerinin altını çizen muhalefetin, bu araştırmanın sonucunu değiştirecek somutlukta bir düzen değişikliğinden söz etme kararlılıkları var mıdır, yok mudur?

Gençler başta olmak üzere toplumun büyük kesimi, yaşamını yeniden biçimlendirecek olan bu soruların karşılığını beklemektedir.

VERGİ BAĞIŞIKLIĞI VE BÜTÇE AÇIĞI

Saray düzenine geçildiğinden bu yana göstermelik durumuna gelen bütçe maratonu gelecek hafta başlıyor.

Kendini parlatmayı pek seven Cumhur İttifakı’nın, bütçeyle gelecek yıl almaktan vazgeçtiği vergi miktarı 994.4 milyar lira!

Bu vergi bağışıklığından memur mu, emekli mi, işçi mi, üretici mi yararlanacak?

Kuşkusuz hiçbiri...

Bağışıklık tümüyle sermaye için.

Prof. Dr. Aziz Konukman’ın bir önerisi var:

“İktidar, 994 milyar lira değil de 100 milyar lira muafiyet sağlayacağım diyebilir. O zaman 884 milyar kasada kalır. Bütçe de açık değil, fazla verir.”

Yaparlar mı? 

Yapmazlar. Daha doğrusu yapamazlar!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları