Hesaplaşma ZamanıKişilik ParçalanmasıÖğretmenlere Duyuru

24 Eylül 2012 Pazartesi
\n

\n\n\n

Recep Tayyip Erdoğanın imam hatiplerin terörist ve anarşist yetiştirmediğineilişkin ifadelerinin yakın geçmişle bağlantısı var:

\n

1960’ların sonuna doğru dönemin Milli Birlik Komitesi üyesi Osman Köksal laik okullarda yetişen gençlere haksızlık yapıldığını aktarmak üzere dönemin Cumhurbaşkanı Cevdet Sunaya çıkar. Genelkurmay Başkanlığından Çankaya Köşküne çıkmış olan Sunay,Ne haksızlığıder, bugünkü okullar birer anarşi yuvası haline geldi. Bu okullardan yetişen gençlere memleket idaresi teslim edilemez. On yıl sonra bunların hepsi işbaşına geçecekler. Onlara nasıl güvenebiliriz? Hem biz laik okullara karşı imam hatip okullarını bir alternatif olarak düşünüyoruz. Devletin kilit mevkilerine yerleştireceğimiz kişileri bu okullarda yetiştireceğiz.

\n

Kanlı Pazar olayı da Sunayın cumhurbaşkanlığı dönemine denk gelir. İstanbula gelen ABD 6. Filosunu kınamak üzere öğrenci ve işçiler 16 Şubat 1969 Pazar günü bir yürüyüş düzenlerler. Komünizmle Mücadele Derneği ile Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) üyeleri ise,komünistlere ders vermeküzere kıble olarak 6. Filoyu alarak tekbirlerle cihat namazı kılar ve 6. Filoyu protesto edenlerin üzerine yürürler. 2 kişi öldürülür, yüzlerce kişi yaralanır.

\n

Bundan sonra süreç çok hızlanır: 12 Mart cuntası döneminde, bağımsız Türkiyeiçin çırpınan gençler, yine Sunay cumhurbaşkanı iken asılırlar. 70-80 arası toplum ayrıştırılır, birbirine düşman edilir. Ardından 12 Eylül 1980 darbesi gelir. ABDden icazet almış generaller, solu ve Cumhuriyetçileri postal altında çiğnerken din derslerini de okullarda zorunlu tutarlar. 1990-2000 arasında ise ülkenin en değerli laik aydınları, aralarında çok sayıda imam hatip okulu mezunu kişilerin de bulunduğu çetelerce öldürülürler.

\n

Ve 2003, istenen olur: Sunayın övdüğü imam-hatipliler ve MTTB üyeleri, devletin kilit mevkilerine otururlar.

\n

Bugün Sunayın halefi olan komutanlar, ordunun üst düzeyinin çoğunluğu zindanlara atılmıştır. Eğitim tümüyle imam hatipleştirilme yolundadır. Laik, demokratik cumhuriyetin köküne kibrit suyu dökülmüştür. Tam bağımlı, piyasa sever, ılımlı İslam federasyonunun ilanı için son tuğla da tıpkı Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bazı bakanlar gibi bir zamanlar MTTBde görev yapmış olan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tarafından atılmaktadır:

\n

Ulusçuluk ayrıştırıcı kültürdür. Hesaplaşacağız.

\n

1923 Cumhuriyeti ile hesaplaşma bugün başlamadı. İşbirlikçi sivil asker bürokrat ve siyasetçilerin katkılarıyla epeydir sürüyordu. Şimdilik onlar başarmış gözüküyorlar. Şimdilik!

\n

\n\n\n

\n\n\n

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, savcı ve yargıçlık sınavını iptal ettirdikten sonra polis memurluğu sınavlarına el attı. Israrla diyor ki:

\n

Devlet yönetimindekicemaatleryapılanmasının; kamu yönetiminin tümünde ve bu arada Milli Eğitim Bakanlığında da yoğun ve yaygın olduğu bilinmektedir. Ülkemizde cemaatler odaklı kamu yönetimi yapılanması AKP iktidarlarıyla birlikte önemli ölçüde egemen hale gelmiş durumdadır.

\n

Öte yanda da Kemal Kılıçdaroğlunun CHPye danışman yaptığı ilahiyatçı Muhammed Çakmak, önümüzdeki günlerde Konyada parti tarafından yapılması düşünülen mütedeyyin entelektüeller toplantısıiçin çalışmalarını sürdüyor. Çakmakın, Kartın tehlike olarak gördüğü cemaatlere, özellikle de Gülen cemaatine ilişkin görüşleri ise şöyle:

\n

Türkiyede hiçbir inanç grubu tanınmadan eleştirilmemeli ve linç edilmemelidir. Gülen hareketi önemli ve yetişmiş insan potansiyelini Türkiyeye kazandırmıştır ki bu da Türkiyenin gücüdür. Türkiyenin bir büyük gelecek projesidir. Dolayısıyla Gülen hareketini Türkiyede yanlış bir yere koymanın büyük vicdansızlık olduğunu düşünüyorum. Bu hareketin bu ülkenin çocuklarına yaptığı büyük katkıları görmeden, bu hareket hakkında olumsuz kanaatlere sahip insanların bu hareketi yakından tanıdıkça kanaatlerinin değişeceğini ümit ediyorum.(Akşam gazetesi, 22 Ağustos 2012)

\n

Geçen hafta Oslo tartışmasında da görüldü, CHP çok ciddi bir kişilik parçalanması yaşıyor.

\n

Üstelik, bu parçalanmanın içeriden bilerek ve isteyerek yapıldığı kanısı da giderek güçleniyor.

\n

\n\n\n\n\n

İLKSAN, sınıf öğretmenlerinin maaşından zorunlu para kesiyor, en az 10 tam yıl üye aidatı ödeyen sınıf öğretmenine de emekli yardımıyapıyordu. Ancak ilkokul öğretmenleri, ortaokul veya liselere atandığında ya da istifa ettiğinde sandığın emeklilik yardımından faydalanamıyordu.

\n

Avukat Halil Sevinç, emekli yardımı için belirlenensandık üyesiyken emekli olma şartınıniptali için Danıştaya başvurmuştu. Karar olumlu çıktı.

\n

Hükümet, toplusözleşme görüşmelerinde İLKSANa üyeliğin gönüllülük esasına dayandırılması önerisini kabul etmiş gözüküyor. Dahası, sandığın olanaklarından ortaokul ve lise öğretmenlerinin de faydalandırılması düşünülüyor.

\n

Öğretmenlere duyurulur.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

IMF Defteri 27 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları