Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Hesaplaşma ZamanıKişilik ParçalanmasıÖğretmenlere Duyuru
\n\n\n
Recep Tayyip Erdoğan’ın “imam hatiplerin terörist ve anarşist yetiştirmediğine” ilişkin ifadelerinin yakın geçmişle bağlantısı var:
\n1960’ların sonuna doğru dönemin Milli Birlik Komitesi üyesi Osman Köksal “laik okullarda yetişen gençlere haksızlık yapıldığını” aktarmak üzere dönemin Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’a çıkar. Genelkurmay Başkanlığı’ndan Çankaya Köşkü’ne çıkmış olan Sunay, “Ne haksızlığı” der, “bugünkü okullar birer anarşi yuvası haline geldi. Bu okullardan yetişen gençlere memleket idaresi teslim edilemez. On yıl sonra bunların hepsi işbaşına geçecekler. Onlara nasıl güvenebiliriz? Hem biz laik okullara karşı imam hatip okullarını ‘bir alternatif’ olarak düşünüyoruz. Devletin kilit mevkilerine yerleştireceğimiz kişileri bu okullarda yetiştireceğiz.”
\nKanlı Pazar olayı da Sunay’ın cumhurbaşkanlığı dönemine denk gelir. İstanbul’a gelen ABD 6. Filo’sunu kınamak üzere öğrenci ve işçiler 16 Şubat 1969 Pazar günü bir yürüyüş düzenlerler. Komünizmle Mücadele Derneği ile Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) üyeleri ise, “komünistlere ders vermek” üzere kıble olarak 6. Filo’yu alarak tekbirlerle cihat namazı kılar ve 6. Filo’yu protesto edenlerin üzerine yürürler. 2 kişi öldürülür, yüzlerce kişi yaralanır.
\nBundan sonra süreç çok hızlanır: 12 Mart cuntası döneminde, “bağımsız Türkiye” için çırpınan gençler, yine Sunay cumhurbaşkanı iken asılırlar. 70-80 arası toplum ayrıştırılır, birbirine düşman edilir. Ardından 12 Eylül 1980 darbesi gelir. ABD’den icazet almış generaller, solu ve Cumhuriyetçileri postal altında çiğnerken din derslerini de okullarda zorunlu tutarlar. 1990-2000 arasında ise ülkenin en değerli laik aydınları, aralarında çok sayıda imam hatip okulu mezunu kişilerin de bulunduğu çetelerce öldürülürler.
\nVe 2003, istenen olur: Sunay’ın övdüğü imam-hatipliler ve MTTB üyeleri, devletin kilit mevkilerine otururlar.
\nBugün Sunay’ın halefi olan komutanlar, ordunun üst düzeyinin çoğunluğu zindanlara atılmıştır. Eğitim tümüyle imam hatipleştirilme yolundadır. Laik, demokratik cumhuriyetin köküne kibrit suyu dökülmüştür. Tam bağımlı, piyasa sever, ılımlı İslam federasyonunun ilanı için son tuğla da tıpkı Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bazı bakanlar gibi bir zamanlar MTTB’de görev yapmış olan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tarafından atılmaktadır:
\n“Ulusçuluk ayrıştırıcı kültürdür. Hesaplaşacağız.”
\n1923 Cumhuriyeti ile hesaplaşma bugün başlamadı. İşbirlikçi sivil asker bürokrat ve siyasetçilerin katkılarıyla epeydir sürüyordu. Şimdilik onlar başarmış gözüküyorlar. Şimdilik!
\n\n\n\n
\n\n\n
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, savcı ve yargıçlık sınavını iptal ettirdikten sonra polis memurluğu sınavlarına el attı. Israrla diyor ki:
\n“Devlet yönetimindeki ‘cemaatler’ yapılanmasının; kamu yönetiminin tümünde ve bu arada Milli Eğitim Bakanlığı’nda da yoğun ve yaygın olduğu bilinmektedir. Ülkemizde ‘cemaatler’ odaklı kamu yönetimi yapılanması AKP iktidarlarıyla birlikte önemli ölçüde egemen hale gelmiş durumdadır.”
\nÖte yanda da Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’ye danışman yaptığı ilahiyatçı Muhammed Çakmak, önümüzdeki günlerde Konya’da parti tarafından yapılması düşünülen “mütedeyyin entelektüeller toplantısı” için çalışmalarını sürdüyor. Çakmak’ın, Kart’ın tehlike olarak gördüğü “cemaatler”e, özellikle de Gülen cemaatine ilişkin görüşleri ise şöyle:
\n“Türkiye’de hiçbir inanç grubu tanınmadan eleştirilmemeli ve linç edilmemelidir. Gülen hareketi önemli ve yetişmiş insan potansiyelini Türkiye’ye kazandırmıştır ki bu da Türkiye’nin gücüdür. Türkiye’nin bir büyük gelecek projesidir. Dolayısıyla Gülen hareketini Türkiye’de yanlış bir yere koymanın büyük vicdansızlık olduğunu düşünüyorum. Bu hareketin bu ülkenin çocuklarına yaptığı büyük katkıları görmeden, bu hareket hakkında olumsuz kanaatlere sahip insanların bu hareketi yakından tanıdıkça kanaatlerinin değişeceğini ümit ediyorum.” (Akşam gazetesi, 22 Ağustos 2012)
\nGeçen hafta Oslo tartışmasında da görüldü, CHP çok ciddi bir kişilik parçalanması yaşıyor.
\nÜstelik, bu parçalanmanın içeriden bilerek ve isteyerek yapıldığı kanısı da giderek güçleniyor.
\n\n\n\n\n\n
İLKSAN, sınıf öğretmenlerinin maaşından zorunlu para kesiyor, en az 10 tam yıl üye aidatı ödeyen sınıf öğretmenine de “emekli yardımı” yapıyordu. Ancak ilkokul öğretmenleri, ortaokul veya liselere atandığında ya da istifa ettiğinde sandığın emeklilik yardımından faydalanamıyordu.
\nAvukat Halil Sevinç, emekli yardımı için belirlenen “sandık üyesiyken emekli olma şartının” iptali için Danıştay’a başvurmuştu. Karar olumlu çıktı.
\nHükümet, toplusözleşme görüşmelerinde İLKSAN’a üyeliğin gönüllülük esasına dayandırılması önerisini kabul etmiş gözüküyor. Dahası, sandığın olanaklarından ortaokul ve lise öğretmenlerinin de faydalandırılması düşünülüyor.
\nÖğretmenlere duyurulur.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- Mahruki yine yandı
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!