Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Ederim Ezber
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Adnan Menderes’in gömütüne çiçek bırakırken dedi ki:
\n“Ezber bozuyoruz.”
\nBir CHP liderinin, DP lideri Menderes’in gömütünü, hele de “ezber bozuyoruz” diyerek ziyareti, son derece doğru olan ve CHP’nin geçmişte de izlediği “idamlara karşı çıkma” çizgisinin ötesinde bir anlam ifade eder.
\nO anlamın ne olduğunu, CHP PM üyesi Gülsüm Bilgehan Toker daha iyi bilir. Babası Metin Toker’i, Menderes yönetimi muhalif yazılar yazdığı için hapsetmişti.
\nO anlamın ne olduğunu, CHP PM üyesi Metin Feyzioğlu daha iyi bilir. Dedesi, dönemin SBF Dekanı Turhan Feyzioğlu kovuşturmaya uğratılmış ve üniversiteden istifaya zorlanmıştı.
\nO anlamın ne olduğunu CHP Genel Başkan Yardımcısı Sencer Ayata ile PM üyesi Hurşit Güneş daha iyi bilir. Ayata’nın kayınpederi, Hurşit Güneş’in babası Turan Güneş, Menderes döneminde, basına ispat hakkı tanınmasını istediği için Demokrat Parti üyeliğinden çıkarılmıştı.
\nMenderes döneminde Türkiye’nin tıpkı bugün olduğu gibi bir çoğunluk diktasına sokulduğunu, ikili anlaşmalarla tümüyle Amerika’nın güdümü altına girildiğini, aydınların baskılandığını, gazetecilerin içeriye atıldığını, halkın “Vatan Cephesi’nden olanlar, olmayanlar” diye ikiye bölündüğünü onlar anlatamazlarsa, yakın tarih kitapları anlatır.
\nTarihten ders almak isteyen bilmiyorsa eğer, öğrenememişse eğer, alır okur. Bugünün ezberine kanmaz.
\n\n\n\n
CHP’nin Kürt Toplantısı
\n\n\n\n
Bir grup CHP yöneticisi, geçen günlerde Cengiz Çandar, Osman Kavala, Fuat Keyman gibi, kendilerine “liberal sol aydın” tanımı yakıştırılanlarla Kürt sorununun tartışıldığı bir toplantı gerçekleştirmişti.
\nBu toplantıya öncülük edenlerden CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülseren Onanç ile görüştük. Okurlarımıza Onanç ile yaptığımız söyleşiyi yorumsuz aktarıyoruz:
\n- Görüşmenin sonucu ne oldu?
\n- Herkes çok mutluydu, konunun çok konuşulması gerektiğine inanıyorlardı. Siyasetin konuşularak değil, şiddet dilinin üzerinden gittiğini söylediler. Bu konunun CHP tarafından daha çok benimsenmesi, inisiyatif alarak iktidarı çözüme zorlaması yolunda görüş birliğine varıldı.
\n- Nasıl bir çözüm yani?
\n- Çözümün alt başlıklarını konuşmadık ama, örneğin sivil anayasa sürecinin yavaş gittiği, tekrar kimi başlıkların görüşülmesi gerektiği ele alındı.
\n- Örneğin hangi başlıklar?
\n- İşte bu vatandaşlık meselesi. Anayasanın tümünde yavaşlama var. AKP’nin çok da yeni anayasa yapmak gibi bir önceliği olmadığını, görüntüde söylediğini aktardılar.
\n- “Vatandaşlık meselesi” dediğinizden, örneğin Türk sözcüğünün anayasadan çıkarılmasını mı anlayacağız?
\n- O spesifik detayı konuşmadık. Politikanın içeriğini konuşmadık bu detaylarda. İçerik açısından öneriler yoktu.
\n- Görüşmeye çağrılan isimlerin seçimi nasıl oldu?
\n- Bu konuda rapor yazmış, düşünmüş, köşe yazarlığı konusunda bilgimiz olan kişiler oldu. Biraz da arkadaşlarımız tabii. Ulaşabilme konusunda da bizim için en kolaylar oldu. İlk toplantı öyle gelişti.
\n- Dışişleri Bakanı Davutoğlu, “Uluslaşma ile hesaplayacağız” dedi. Bu konuda da bir toplantı düşünüyor musunuz?
\n- Bu hafta da Kürt sorunu ve dış politika üzerinde konuşmayı düşünüyoruz. Gazetenizden Ali Sirmen’i de çağırdık. Dışişleri Bakanı ne demişti, dediniz?
\n- “Uluslaşma ile hesaplaşacağız” dedi.
\n- Tabii bunlar daha çok politik konular, biz daha teknik konuların nasıl çözülebileceğini aramak istiyoruz. Bu söylediğiniz çok ideolojik bir konu. İdelojik konuda bizim parti içinde bir çizgimiz var. Bizim sorgulama sürecinde bize bir şey katmaz. Biz tıkanmış olan, en acil sorunlar nasıl çözülebilir ona bakıyoruz. Her gün 10 şehit veriyor ülke, bu kan nasıl durur, onu arıyoruz.
\n- Kürt sorununa bakış da bir ideolojik konu değil mi?
\n- Eşit vatandaşlık perspektifinden bakarsınız eğer, yani her şey ideolojiktir. Aslında bir sürü talep Türklerin de talebi. İfade özgürlüğü Türkiye’nin genel sorunu. Demokrasi ve insan hakları sorunu. Bu süreçleri bizim yaşanır hale getirmemiz lazım. Ciddi bir dikta rejimi devam ediyor, bu iklimi Kürt için de, Türk için de ne kadar demokratik kılabilirsek; çözümü o kadar hızlandırabiliriz.
\n\n\n\n
Bu Çağda
\n\n\n\n
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi üyeliğine, Türkiye’den TİHAK Başkanı Muzaffer İlhan Erdost’un değil de ABD Dışişleri Bakanlığı’nın “uluslararası cesur kadın” seçtiği Şafak Pavey’in uygun görüldüğünü yazmıştık.
\nErdost’tan mektup geldi. Diyor ki:
\n“Zarif, ince, çokdilli, çok renkli, sanırım çok şey bilen saygın bir hanımefendi ile yarıköylülüğü zırh gibi kuşanmış beni karşı karşıya koyduğun için, sana gücendim dersem, bilmem gücenir misin? İnsan hakları savaşçısıyım, ama yarış atı hiç olmadım. Hele insan haklarının, insan hakları tabelaları altında haklandığı bu ülkede ve bu çağda. Üstelik yan ceplerine konan zarflarla ‘âkıl’leşenlerin göğümüzü ve göğsümüzü kararttığı şu zor günlerde!”
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- Mahruki yine yandı
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- 2 kişiyi öldüren Servet Bozkurt yakalandı!