Şakşakçılar çığlık çığlığa:

“Büyük başkan! Büyük başkan!”

Ne yapmış o büyüttükleri başkan? Hakem dövmüş...

Başkan; büyük AKP kurucusu, büyük AKP milletvekili, Saray’daki büyük buyrukçunun büyük ev sahibi. Balyozla büyük hayat kurtarıcı...

Özenle kollanan, korunan, hatta koçaklanan büyüklerden. Ülkenin gidişatını belirleyen büyük balyozculardan.

Büyüğün canını sıkmışlar, adam dövüyor.

Memleket büyük başkandan ve çevresindeki şakşakçılardan geçilmiyor zaten.

Saraycıların kurduğu büyük vakfın, büyük yurdunda küçük çocuklar büyükler tarafından topluca istismar ediliyor. Büyük çalışma bakanının büyük sözüyle grizu patlamasında “güzelce ölmüş” olan maden işçilerinin yakınları, büyük buyrukçunun büyük adamlarınca tekmeleniyor. Büyük erkekler küçük kadınları öldürmekle, dövmekle kalmıyor; küçücük kız çocukları büyük büyük tarikat üyelerine büyük törenlerle sunuluyor. 

Evine ekmek götüren küçük kuryeyi büyüklerimizin büyük dış ortağının, büyük devlet başkanının büyük oğlu büyük arabası ile eziyor. Emir büyük yerden geliyor; iş büyütülmeden, büyük yabancı uğruna küçük yurttaşın ölümüne göz yumuluyor.

Ne demeye getirmişti büyük buyrukçu: Büyüklenmemden santim ödün yok.

Bir atasözü vardır:

Ekmeğin büyüğü, hamurun çoğundan olur.

Büyüklenenlerin hamuru az. Ekmeğimiz ve insanlık o yüzden küçülüyor.

HELALLEŞME SÜRÜYOR MU?

Saray’daki AKP’li, ulusal ordunun kazandığı zafer üzerine düşman zırhlısına binip yurtdışına kaçan Vahdettin’in köşkünde ulusal ordunun generalleri olması gerekenleri toplayıp Cumhuriyet Bayramı kutluyor.

Cumhuriyeti kurmuş partinin başındaki Kemal Kılıçdaroğlu’ndan ses yok.

Kemal Kılıçdaroğlu gidiyor, yerine Cumhuriyet ilkelerine sadık olacağını söyleyen Özgür Özel geliyor.

CHP’li İzmir belediye başkanı, Vahdettin’e söz söyledi diye soruşturmaya uğruyor.

CHP’den etkin bir tepki yok.

Cumhuriyet düşmanı Şeyh Sait’in adı Diyarbakır’da bir caddeye veriliyor. CHP’nin demeçleriyle ünlü Diyarbakır milletvekilinden ses yok. Özgür Özel ise Şeyh Sait ailesini kastederek “Acılara saygılıyız” demeyi yeğliyor.

Milli eğitim müdürlükleri, Atatürk’e “deccal” diyen Said-i Nursi’yi öğrencilere öven etkinlikler düzenliyor. İçişlerine fazlaca gömülmüş CHP yine tepkisiz.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı ve başta Nurcular olmak üzere tarikat ve cemaatlerle helalleşme tutumu, partinin içine sinmiş gibi gözüküyor...

AKP’NİN SAMİMİYETİ

Yaşamını yitiren Saadet Partili Hasan Bitmez, rahatsızlanıp hastaneye kaldırıldığı bütçe görüşmeleri sırasında, Saray’daki AKP’linin başbakan olur olmaz, 5 Şubat 2004’te oğlunun okuduğu Harvard Kennedy School’da yaptığı konuşmayı anımsattı. Bugün Filistinlileri savunduğunu söyleyen Recep Tayyip Erdoğan 2004’teki o konuşmasında şöyle diyordu:

“İsrail devletinin yaşama hakkını kimsenin tehdit etmesine Türkiye razı olmayacaktır. Türkiye, ABD’nin Irak’ta başarılı olmasını samimiyetle arzu etmektedir. Şu anda yüzde 36’sı Kıbrıs’ın, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yaşam alanıdır; belli bir oranda bu tür toprağı verebiliriz.”

Hasan Bitmez’in konuşmasını bitirdikten sonra rahatsızlanıp yere düşmesi üzerine AKP sıralarından yükselen “Allah’ın gazabı böyle olur işte” diye bağırmaları bir rastlantı olarak kabul edilemez.

SP’li milletvekili, gerçeği dile getirmişti çünkü: 

AKP’nin samimiyeti sayesinde ABD Irak’ta başarılı olmuştu. Sıra gelmişti İsrail için Kıbrıs’tan toprak vermeye...