Işık Kansu
Işık Kansu kansu@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Bize devrimcilik gerek

07 Aralık 2015 Pazartesi

Günlük özel haberleri, yorumları ve dizileri ile atağa geçen “telgrafhane. org” bilgisunar sitesinin genç Genel Yayın Yönetmeni Taylan Özbay, “Atatürkçülüğün Kurtuluş Savaşı” adlı kitabında gardırop Atatürkçülüğüne yönelik ciddi eleştiriler getiriyor.
1923 devriminden ödün vere vere karşıdevrimin doruk noktasına çıkaran ve çıkarmaya devam eden çevreler ve siyasetçilerin okuması gereken kitapta Özbay, Atatürk’ün pek bilinmeyen bir görüşüne de yer vermiş. Atatürk, 1918’de söylemiş şu sözleri:
“Benim elime büyük yetki ve güç geçerse ben sosyal hayatımızda istenilen inkılâbı bir anda bir coup (vuruş) ile yapacağımı zannederim. Zira ben, bazıları gibi, halkı ve ulemayı yavaş yavaş benim görüşlerimin derecesinde görmeye ve düşündürmeye alıştırmak suretiyle bu işin yapılabileceğini kabul etmiyorum ve böyle bir harekete karşı ruhum isyan ediyor. Ben bu kadar yıllık yükseköğrenim gördükten, sosyal ve uygar hayatı inceledikten ve özgürlüğü tatmak için ömür harcadıktan sonra neden halk seviyesine ineyim? Onları kendi seviyeme çıkarırım.”
İdare-i maslahatçılık, gelene ağam gidene paşamcılık, dönme dolapçılık, liboşluk, “yetmez ama”cılık, kof külhanlık, uydurukçuluk, popülistlik, merkez sağcılık ile yetinenler karşısında Atatürk’ün akılcı, bağımsızlıkçı devrimciliğini diri tutmak gerekiyor.

Sıra kıdem tazminatında
Emeğin haklarını adım adım izleyen Şükrü Karaman uyarıyor: “Kıdem tazminatı fonuna ilişkin yasa bu dönemde Meclis’ten çıkabilir.
Çünkü hem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın Ulusal İstihdam Stratejisi’nde hem de 2015 Ekimi’nde yayımlanan Orta Vadeli Program’da kıdem tazminatı fonun kurulacağı açıkça ilan ediliyor. Eğer fon kurulursa emekçinin alacağı kıdem tazminatı miktarı azalacak, alabilme koşulları zorlaşacak. Yani yürürlükteki sistem yok edilecek, yerine yepyeni bir fon gelecek.”

Haftada bir buluşmak dileğiyle...
20 yılı aşkın bir süredir okurlarımızla olduğumuz Ankara Kulisi köşesi, tasarruf gerekçesiyle haftada bire indi. Karikatürist dostum Murat Sayın da çizgileriyle bu köşede olamayacak. Kendisine şimdiye değin harcadığı bilinç dolu emeği için çok teşekkür ediyorum.
Bundan böyle her hafta yalnızca cumartesi günleri buluşmak dileğiyle...

Haiti depremi yardımları nerede?
Diyanet İşleri Başkanlığı genel bütçeye bağlı bir kamu kuruluşu. Türkiye Diyanet Vakfı ise yasalara göre özel hukuk kişisi.
Makamına oturduğundan bu yana şeyhülislam tavrına bürünen Mehmet Görmez’in sorumluluğundaki Diyanet İşleri Başkanlığı bu ayrımı hiçe sayıyor.
CHP milletvekili Bülent Kuşoğlu, Diyanet İşleri Başkanlığı ile Türkiye Diyanet Vakfı bütçeleri arasında ayrım gözetilmediğini saptamış bulunuyor.
Dahası var... Bülent Kuşoğlu, 2010’da gerçekleşen Haiti depremi için toplanan 5.8 milyon Türk Lirası ile 520 bin Avro’nun, bu ülkeye gönderilmeyip Türkiye Diyanet Vakfı’na aktarıldığını belgeleriyle belirlemiş ve diyor ki:
“Bir yardım için toplanan paraların vakfa aktarılması bir devlet skandalıdır. Vatandaş da istismar ediliyor, devlet de istismar ediliyor. Tam bir yolsuzluk ve rezalet örneği.”
Bunun üstüne bir de vekâlet yoluyla kesilen kurban paralarının, hac ve umre işlemleri için vakfa aktarılanların, yurtdışındaki vatandaşların Hac ve Umre ziyaretlerinden elde edilen gelirlerin ne olduğunu eklediğinizde...
Çürümenin ve çürütmenin toplamı çıkıyor karşınıza.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları