İlhan Selçuk

Zamanın Köşeleri...

09 Şubat 2003 Pazar

PENCERE

Zamanın Köşeleri...

Masamın üzerinde bir faks iletisi:

Kimden: Seda Arun.

Gönderme Tarihi: 4 Şubat

Birlikte okuyalım:

Adım Seda Arun, Özdemir Asafın kızıyım.

Özdemir Asaf Türkiyede yaşadığımız durumla ilgili acaba neler yazmış diye tekrar okudum yazdıklarını...

Yazdıklarından ilk okuduğumu sizinle de paylaşmak istedim.

Kitabın adı:

Yuvarlağın Köşeleri - Etikalar.

Bölüm başlığı: Akıldan, Okuldan Yana

Okula ilk başladığımız yıllarda şunları hatırlıyorum, öğretmenlerimizden biri:

- Tanrı o kadar büyük, o kadar büyüktür ki, insan göremez, demişti.

Başka bir öğretmen de:

- Mikrop o kadar küçük, o kadar küçüktür ki insan göremez, demişti.

Başka öğretmenlerimiz de, iyilik, doğruluk, kahramanlık, yüreklilik, vatan, nüfus.. gibi göz ile görülemeyen, el ile tutulamayan kavramlar üzerinde bizi düşünmeye zorlamışlardı.

Sonra, bizlere, görebileceğimiz, tutabileceğimiz, taş, demir, tahta, toprak gibi şeyleri gösterip öğrettiler.

Şimdi bakıyorum da.. görüp öğrendiklerimizden çok göremediklerimiz bizleri bugün de tartışmalara sürüklüyor.

Görülmeyenleri öğretmeye çalışırken bizleri görünenlerle mi oyaladılar yoksa!

Yoksa görülenleri öğretmek isterlerken görülmeyeceklerle mi oyaladılar bizi?

*

Ne tuhaf rastlantı, geçen gün kitaplığımda elime Yuvarlağın Köşeleri geçmişti..

Kapağını açıp bir kez daha baktım, Özdemirin işlek el yazısı:

İlhan Selçuka,

Kelimeler kelimelere insanlarla ulaşırken..

2.12.1961”

Babıâlide Molla Fenari Sokağında Vatan ve Milliyet gazeteleri sağlı sollu yer almışlardı; bu ikisine doğru yürürken, solda, bir evin bodrum katında Sanat Basımevini kurmuştu Özdemir...

Basımevi dediğimiz bir pedal makinesiyle hurufat kasalarıydı; ama, U biçimindeki alçak tavanlı bodrum katı şairlerin, yazarların uğrağıydı.

*

Sonra Özdemir, Cağaloğlundaki basımevini kapatıp, Bebekte tabir caizse bir meyhane açtı...

Neden?..

Soruyu bir yana koyup en iyisi Yuvarlağın Köşelerinden birkaç deyişle yazıyı bitirelim:

Köksüz bir ağaç olmaz, çünkü kökü vardır:

Evet.

Soysuz bir insan olmaz, çünkü soyu vardır:

Hayır.

Bir insan treni kaçırırsa başka bir tren gelir onu alır.

Bir ulus treni kaçırırsa başka bir ulus gelir onu alır.

(9 Şubat 2003 tarihli yazısı)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Patrikhanenin Sicili... 11 Haziran 2012
Mumcu'nun Saptamaları... 7 Haziran 2012

Günün Köşe Yazıları