İlhan Selçuk

Öğretmen Scopes

13 Ekim 1982 Çarşamba

PENCERE

Öğretmen Scopes

Amerika’da 1925 yılında “Scopes” adıyla anılan bir dava uzun süre gazetelerin başköşelerinde yer aldı.

Tenesse’de Dayton okulunda öğretmenlik ya­pan John T. Scopes, “evrim kuramını” öğrencile­rine okuttuğu için eyalet yasalarına ve okulun yönetmeliğine aykırı davrandığı gerekçesiyle mahkemeye verilmişti. Ne demekti evrim? Önce denizlerde yoğunlaştıktan, ardından karalarda hayvanlaştıktan sonra uzun bir değişim sonucun­da mı bugünkü durumuna ulaşmıştı insanoğlu? Yoksa (Kutsal Kitap’ta yazıldığı gibi) kafası, elleri, ayakları, saçları, gözleri, kirpikleri ve her yanıyla bugünkü gibi yaratıldıktan sonra mı cen­netten kovulup dünyaya indirilmişti?

ABD federal bir düzeni içeriyordu. Çeşitli bölge yasaları, eğitim koşulları, öğretim vakıflarıyla karmaşık bir yapıya sahipti; öğretmen Scopes, ülkenin en tutucu bölgesinde baltayı taşa vurmuştu. At ya da eşek, bugünkü biçimiyle cennetten yer­yüzüne inmiş olmayabilirdi. Milyonlarca yıl önce at yine at olmayabilirdi; eşek eşek olmayabilirdi; kö­pek köpek olmayabilirdi; ama insan nasıl olur da maymundan türeyebilirdi?

Yalnız Kutsal Kitap’ı değil, insanı da aşağıla­maktı bu görüş; öğretmen Scopes öğrencilere anarşist fikirler aşılıyordu...

*

Yargılama ülke çapında gürültü kopardı. Üç kez Amerika Cumhurbaşkanlığı’na adaylığını koyan ünlü Jenning Bryand siyasal yatırım için davaya avukat olarak katıldı; Kutsal Kitap’ın her sözcüğünün doğru olduğunu savunan yaman bir savunma yaptı.

Amerikan yargılama düzeninde jüri sistemi geçerliydi. Sayın jüri üyeleri “politikacı - avukat Bryand”ın parlak konuşmalarının etkisi altında kaldılar. Küçükten beri bilim - din ayrımını ka­falarında yapamamış jüri üyeleri şaşkınlaştılar. Nasıl oluyordu da şu Scopes adındaki öğretmen Kutsal Kitap’ın yazdıklarını hiçe sayıyordu?

Adem çamurdan yaratılmıştı; Havva da Adem’in kaburga kemiğinden oluşturulmuştu. At attı, eşek eşekti, köpek köpekti, fare fareydi. Jü­rinin sayın üyeleri her pazar kiliseye giderler, papazın söylediklerini özenle dinlerlerdi. Oysa “Doğa Bilimleri” bitki ve hayvan türlerinin değişime uğ­radığını söylüyorlardı. Bu alanda önce Buffon, ardından Lamarck meydana atılmışlardı. Lamarck 19’uncu yüzyılın başında (bütün türler gi­bi) insanın da başka türlerden geldiğini ileri sür­müştü. Yani bugünkü zürafanın boynu bir evrim sonucunda mı öylesine uzamıştı? Atın eskiden tır­nakları mı vardı? İnsan dört ayak üstünde yürüyen maymunsu bir yaratık mıydı?

Öğretmen Scopes, Kutsal Kitap’a ters düş­mekle kalmıyor, eskilerin “eşref-i mahlukat” de­dikleri insana basbayağı sövüyordu.

Hem zenciler neden bir değişim sonunda ka­rarsınlardı? “Habil ile Kabil” kavgası yalan mıy­dı? Adem’le Havva’nın oğullarından Kabil kıs­kançlık yüzünden kardeşi Habil’i öldürmüştü. Bu­nun üzerine Tanrı buyruğuyla derisi kararmıştı. Zencilerin uzun bir evrim sonunda karaderili olduklarına inanan Amerikalı, zenci düşmanlığını nasıl sürdürecekti? O zaman siyahlarla beyazların eşitliğini savunmak gerekmez miydi?

Evrim Kuramı’nın başyapıtını yazan Darwin, saçmalamakla kalmıyordu, günah işliyordu.

*

Tenesse’nin jüri üyeleri öğretmen Scopes’u suçlu buldular. Scopes 100 dolar para cezası yedi.

Bu dava Amerika’da alay konusu oldu.

*

Atatürk’ün 100’üncü doğum yılında “Öğretim Birliği Devrimi”nin ülkemize sağladığı düzeni de­ğiştirerek çifte ölçütlü bir eğitimi yürürlüğe koyduk. Acaba ortaöğretimde doğa bilimleri nasıl okutulacak?

Merak ediyorum.

(13 Ekim 1982 tarihli yazısı)

    



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Patrikhanenin Sicili... 11 Haziran 2012
Mumcu'nun Saptamaları... 7 Haziran 2012

Günün Köşe Yazıları