İlhan Selçuk

İlkel Dünya Üzerinde Din...

11 Ekim 1996 Cuma

PENCERE

İlkel Dünya \t\t\tÜzerinde Din...

Batı dünyasıyla İslam arasında gittikçe derinleşen bir uygarlık savaşımı var?..

Haçlı Seferlerinden bu yana, iki dinsel dünyanın pek barışık olmadığı biliniyor. Türklerin dışında bü­tün İslam ümmeti, vaktiyle Hıristiyanların sömürgeleştirdiği toplumlardan oluşur. Uzak Asyadan Afri­kanın Batı ucuna değin uçsuz bucaksız bir coğraf­yanın tüm yeraltı ve yerüstü kaynaklarını sömüren Hıristiyanlar, kapitalizmin sanayi uygarlığına ulaştı­lar.

Ne var ki bu işi özellikle İslama düşmanlık olsundiye yapmadılar.

Yeryüzünde hiçbir ırk, soy, ulus, halk, din kapi­talizmin sömürüsünden kurtulamadı; emperyalizm­inin buyurganlığına başkaldıramadı.

Eskimo, Kızılderili, karaderili, Müslüman, Hindu, Budist yeryüzünde kim varsa, Batılının üstünlüğü­ne karşı direnemedi; kapitalizmin evrenselliği, 21inci yüzyıla girerken, Yeni Dünya Düzeniadı altında yer yuvarlağının tüm enlem ve boylamlarında tek ya­şama biçimi olarak dayatılıyor.

Bu durumda temel çelişkiyi İslam ile Hıristiyanlık arasında aramak yanıltıcı olur.

*

Peki, bu dünyada Türklerin durumu ne?..

Çok ilginç...

Tarih sahnesine geç çıkıyor Türkler, İsadan üç yüzyıl önce Orta Asyada boy gösteriyorlar. Üstelik bu tarihte göçebedirler. Oysa tarım, İsadan 8-9 bin yıl önce başlamış, toplumlar yerleşik düzene geçme olanaklarına kavuşmuşlar. İsadan önce 6250 yılında Anadoluda ilk kent kuruluyor. Türkler tarih sahnesine çıktıktan 1000 yılı aşkın bir süre sonra İslamlaşmaya başlıyorlar. 1071de Malazgirt savaşıy­la Anadoluya göç başlıyor. Ancak Türklerin ilginç yetileri var. Bu nitelikleri olmasaydı, Anadolu ve Rumelideki Hıristiyan halkları nasıl egemenlikleri altına alıp Viyanaya dek Avrupayı yüzlerce yıl yönetebilirlerdi?.. Osmanlı İmparatorluğunun yalnız kı­lıç zoruyla yürüdüğünü söylemek yanılgıdır; her askeri gücün arkasında incelenmesi gereken gerçek­ler yatar.

*

Türkler 1453te İstanbulu fethettiler.

Tarihçilere göre İsadan sonra 476 ile 1453 arası, Ortaçağdır. 1453 ile 1789 arası Yeniçağdiye adl­andırılıyor. Çünkü fetihle birlikte Avrupaya kaçan Bizanslı sanatçılar ve bilim adamları Rönesansın itici gücünü Batıda oluşturdular. Yeniçağda Röne­sansla birlikte Reformve Aydınlanma DevrimiBatı uygarlığını yarattı.

Ne var ki Avrupa 1453ten beri İstanbulu unutamadı. Yunanistan için Konstantinopol Megali İdeanın gereğidir. Birinci Dünya Savaşından sonra Batı, fır­satı yakalamıştı. Osmanlı İmparatorluğunun İslam coğrafyasındaki tüm mülkünü paylaşırken Türk­leri Avrupadan kovacak, İstanbulu Müslümanların buyruğundan kurtaracaktı.

Avrupa, İstanbulu 16 Mart 1920de işgal etti.

6 Ekim 1923te İstanbul kurtarıldı.

İstanbulun işgal altında kaldığı yaklaşık 3 yıl, han­gi iki çağın arasındaki parantezdir?..

İstanbul Türklerin eline düştü diye Yeniçağaçı­lıyorsa, üzerinde düşünmek gerekir: Atatürkün İs­tanbulu 1923te yeniden Hıristiyanların elinden kurtarması da yeni bir çağın başlangıcı mıydı?..

Bu soruya yanıt ararken güncel bir olayı da yaşı­yoruz. Ortadoğuda dinler açısından iki büyük kut­sal kent var:

Biri İstanbul...

Öteki Kudüs!..

Dünya Kudüsteki Mescid-i Aksanın altına tünel kazılıyor diye hop oturup hop kalkıyor...

İnsanlık ilkel mi ilkel...

(11 Ekim 1996 tarihli yazısı)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Patrikhanenin Sicili... 11 Haziran 2012
Mumcu'nun Saptamaları... 7 Haziran 2012

Günün Köşe Yazıları