Portekizli teknik direktör Vitor Pereira’nın farklı kaybedilen Molde maçı sonrası görüşleri şöyleydi; “Hiçbir zaman geçmişe takılıp kalmam, hep geleceğe bakarım. Kazandığım başarılar ortada. Üç kupa almış bir teknik direktörüm.” Sarı-Lacivertlilerin Bursaspor maçına kadar oynadığı karşılaşmalar ve aldığı sonuçları hatırlatmak istedim; F.Bahçe-S.Donetsk (Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme maçı) (0-0) (0-3), F.Bahçe-Eskişehir (2-0), Atramitos (play-off maçı) (3-0) (1-0), Rizespor-F.Bahçe (1-1), F.Bahçe-Antalya (2-1) Kasımpaşa (1-0 ), Molde (Avrupa Ligi ilk maçı) (1-3). Eldeki ‘muhte- şem’ diye adlandırılan malzeme ile alınan sonuçlar bana göre pek iç acıcı değil. Ben birinci hedef Avrupa diyorum. Madem bu kadar transferler yapıldı, tabii ki öncelikle Avrupa arenası olmalı.
Ama daha yolun başında Shaktar’a eleniyorsan, sonra da grup maçlarında çok da tanınmayan Norveç ekibinden kendi saha ve seyircin önünde üç gol birden yiyiyorsan bu gelecek için düşündürücü bir durumdur. Ha, lig maçları da tartışılır. Rize’de zar zor beraberlik, Antalya’yı yenerken gelen gol uzatma dakikasında. Bu golün santrası dahi olmadı. Kasımpaşa’ya karşı alınan galibiyet golü karambolden.. Puanlar ite kaka..Maçlarda futbol sıfır, mücadele yok, kimin ne oynadığı belli değil, gol kısırlığı had safhada. Taraftar tribünde hop oturup hop kalkıyor, tedirginlik diz boyu. Bugün Portekizli hocanın yerinde herhangi bir Türk takımın başında olsaydı, çoktan gönderilmişti. Yalan mı, yalansa söyleyin. Bizim Türk çalıştırıcılara tahammülümüz hiç yok. Yabancıya verdiğimiz şansları ne yazik ki onlara vermiyoruz. Çok sayıda teknik direktörümüz bugün işsiz.

Bir var bir yoklar
Pereira bazı isimleri yedek kulübesine çekmiş. Caner, Persie, Volkan, Fabiano 11’de yok. Masalllara ‘bir varmış bir yokmuş’ diye başlarız ya, aynen öyle... Dün vardılar, bugün yoklar. Portekizli’nin bir oyunu işte. Ya tutarsa... Golün adı Nani, iyi ki var. Pasın hazırlıyıcısı Markovic olumlu transfer. Bursa takımı, o kadar futbolcusunu göndermiş olsa da gördüğüm kadarıyla gücünden çok şey kaybetmemiş. Oyunun her anında vardılar.
Doğrusunu söylemem gerekirse, Yeşil- Beyazlılardan böyle yüksek tempolu futbol beklemiyordum. Bir de gol atmaları takdire şayan bir durum. Robin van Persie’nin F.Bahçe’yi 2-1 öne geçiren golü hoş ancak ortaya konulan futbol hala kafalarda soru işareti. Hakem Barış Şimşek’in bazı kararları tartışılır, trafik polisi gibiydi. Her pozisyona düdük, futbolda avantaj kuralı yok mu! Markovic’e peş peşe yapılan faulleri görmüyor musun? Sonra da bu futbolcuya sarı kartını gösteriyorsun. Pes yani!