‘Fener Ol’ kampanyası kulübü aydınlığa çıkarır mı bilinmez. Fenerbahçe bu kampanyayla rakiplerinden bazılarına malzeme verdi. Zengin başkanın böyle bir kampanya başlatması bizim toplumumuzda yadırganır. Çünkü zenginin paraya ihtiyacı olmaz derler. Demek ki kulübün durumu çok vahim. Hatta vahimden de öte. Ali Koç, tek başına yetişememiş olmalı. Kampanya umarım tutar, tutmazsa ayıkla o zaman pirincin taşını. Çünkü geçmişte eski başkan Aziz Yıldırım’ın yapmak istediği ama başarılı olamadığı birçok kampanya vardı. F.Bahçe taraftarı görevden kaçmaz. Kombine dediniz aldılar, forma dediniz aldılar. Destek istediniz verdiler, hem de en kötü günlerde. Şimdi de kampanyaya katılıyorlar. Yeni sezonda yapılacak hataların asla affı olmaz. Taraftar bu seneki gibi öyle sessiz kalmaz. Unutulmamalı ki; 20 yıl kulübe aralıksız hizmet veren Aziz Yıldırım’ın bileti yarım saat içinde üyelerin oylarıyla kesildi. Hem de kimselerin beklemediği oy farkıyla. Ali Koç ve ekibinin bu durumu göz önünde bulundurarak çok dikkatli olmaları gerekiyor.

Yabancıları daha kaliteli
İstanbul’daki ilk maçı Ankaragücü 3-1 kazanmıştı. Başkent ekibinin başında o gün hepimizin çok yakından tanıdığı İsmail Kartal bulunuyordu. Haftalar sonra İsmail Hoca kaybedilen Sivasspor maçı sonra yaptığı açıklamalardan dolayı gönderildi. Ne söylemişti acaba Kartal? “Kulüp personeli ve futbolcular uzun zamandır para alamıyorlar. Yönetimi göreve çağırıyorum.” Hepsi bu kadar. Ne var bunda? Hak aramak suç mu? Hem A.Gücü başkanı hem yönetim İsmail Hoca’ya ayıp etmiştir. İsmail Kartal bu kulüpten böyle gönderilmeyi hiç hak etmedi. Kartal, başkent ekibini 6 yıl sonra PTT 1. Lig’den Süper Lig’e yeniden taşıyan teknik direktördür. Şimdi takımın başında Mustafa Kaplan var. Ara transferde yasakları kalkınca kulüp 15 kadar futbolcuyu kadrosuna kattı. Aldıkları özellikle yabancı oyuncuların F.Bahçeli yabancılardan çok daha kaliteli olduğunu söylemeliyim. Sarı-Lacivertliler aylar oldu çıkış yolu arıyor. Ama bu takımın hâlâ haftalardır ateş hattında olması yenilir yutulur değil.

İlkyarı tek kale oynandı!
Maçın oynandığı Eryaman Stadı bu yıl hizmete girdi. Kapasitesi 22 bin civarında. Hem Ankaragücü hem de G.Birliği bu statta oynuyor. Türk futbolunun kahrını çeken tarihi 19 Mayıs Stadı’nın ise yıkımına başlandı. Futbolda tek kale oynadığınız maçlar vardır ama golü bulamazsınız. Rakip hiçbir şey yapmaz, bir uzun top yakalar ve golü atar. Ankaragücü-Fenerbahçe maçının ilkyarısında böyle bir durum söz konusuydu. Fenerbahçe, büyük yüzdeyle mücadele etti, topu hep ayağında tuttu, sağlı sollu atak geliştirdi, sayısız kornerler attı fakat, kendisi için önemli olan golü bir türlü bulamadı. Ankaragücü’nün fileleri havalandırdığı pozisyonda Tolgay’ın meşin yuvarlağı ıskalaması başkent ekibine golü hazırladı diyebilirim. Fenerbahçe, iyi mi oynadı? Eski maçlara göre kötü değildi. Gol atamaması tabii ki sıkıntı. Sezon başından beri bu eksikliği hep hissediliyor. Slimani’nin isminin üzeri çizilince sadece Soldado kaldı. Ancak, bu İspanyol da çok iyi bir golcü değil. Moses, 55 dakika nasıl sahada kaldı? Valbuena daha önce alınamaz mıydı? Eljif Elmas, neden kulübede oturdu? Ersun Yanal, dün itibarıyla sınıfta kalmıştır. Hasan Ali, o golü atmasa teknik adamın hali ne olacaktı acaba? Hasan Ali, hem Fenerbahçe’yi, hem hocayı kurtardı hatta ipten aldı. Beşiktaş’a da golü vardı Hasan’ın. 1 puan kötünün iyisi. O da olmayabilirdi. Son dakikalar içinde yaşanan gerginlikler tabii ki hoş değil. Bunları tasvip etmiyorum keşke olmasaydı.