Kadrolar zengin, oyuncular kaliteli olursa futbolun seyir zevki güzelleşir. Gördüğüm kadarıyla bu sezon keyifli bir o kadar da hakem hatalarıyla dolu maçlar izleyeceğiz. Üçüncü hafta geride kalırken hakemler kararlarıyla yine ön plana çıktı. MHK’nin işi zor. Zekeriya Alp Ağabey’le Beşiktaş’tan hukukum var. İyi bir dost, iyi bir arkadaştır. Daha önce de bu mevkiye gelmişti. Bu ikinci gelişi. Sanırım bir kez daha başı ağrımaz. Buradan futbolcular için de serzenişim olacak. Hakemlere hiç yardımcı olmuyorlar. Hakem düdüğünü ağzına götürdüğünde hepsi etrafını sarıyor. Doğru çaldın.. Yanlış çaldın gibi.. Avrupa’da hangi futbolcu hakemin yanına yaklaşabiliyor? Hakem hataları ve hakem-futbolcu diyalogları asgariye inerse mücadeleler doruklara tırmanır, o zaman bizler çirkinlikleri değil sahadaki artıları yazarız. Doğrusu da bu. F.Bahçe- Trabzon karşılaşması haftanın en çok merak edilen 90 dakikasıydı. Şunu hemen söylemeliyim ki kulüplerin başına geçen iki yeni başkan futbolumuza renk kattı. En başta kavgaya son verdiler, birbirlerine zeytin dalı uzattılar. Burası çok önemli. Hem Ali Koç’u, hem Ahmet Ağaoğlu’nu alkışlıyorum. Yıllarca bu kavgalardan bıkmış usanmıştık. Olaylara profesyonelce yaklaşmanın farkı işte. Taraftarlar da gün gelir başkan ve yöneticilerini örnek alıp dost olurlar. Temennilerimiz bu yönde. Saracoğlu’nda şölen havası vardı. Bilet fiyatları uçmuş olsa da (85 ile 660 TL) bu Sarı-Lacivertli taraftarlara geri adım attırmadı. 12. adamı her defasında kutlamaktan yoruldum. Kulüp taraftarı dediğin böyle olmalı. 5 yıldır şampiyonluğa açlar ama her çorbada tuzları bulunuyor. Adil Rami’den sonra Gustavo Fenerbahçe’ye hayırlı olsun. Orta bölgedeki oyuncu sayısı bu Brezilyalıyla 10’a yükseldi. Kimler gidecek acaba?

Hızlı başladı...
Büyük randevuda Fenerbahçe daha oyunun başında farka gidebilirdi. 8 dakika içinde 6 net pozisyonu vardı. Hepsini harcadılar. En az 3’ünü atsalar maç biterdi. Aradan 10 dakika geçti Rodrigues çıktı sahneye. Tolga’nın, Muriç’in, Deniz’in yapamadıklarını, Fildişi Sahilli Rodrigues yaptı ve golünü attı. Fenerbahçe iyi oynuyordu. Yiğidi öldürüp hakkını verelim. Futbol, gol oyunudur, yakaladıklarını atacaksın. Trabzon tek pozisyonda beraberliği sağladı. Maçın gidişatı değişti, Karadeniz ekibi oyuna ortak oldu. Bu kez Bordo-Mavililer kaçırma yarışına girdi. Üst seviyede bir mücadele izledik. Pozisyonları zengindi. Golleri güzeldi. Keşke zaman zaman sertlikler olmasaydı. Bir de hakem Fırat Aydınus, kaleci Uğurcan’a vakit geçirmesi için o kadar şans tanımasaydı. İkinci yarıya hızlı giren yine Fenerbahçe’ydi, Trabzon kalesinde pozisyonlar buldu. Ancak konuk ekip daha dengeli bir oyun ortaya koydu. Sarı-Lacivertlilerin baskısını kırıp, rakip kalede girişimlerde bulundu. Yüksek tempolu dakikalar, iki takım futbolcularının yorgunluğu sonrası kendini daha durağan bir maça bıraktı. Ersun Yanal ve Ünal Karaman, değişikliklerle skoru değiştirmeyi hesap etse de istedikleri olmadı, gece 1-1 sonuçlandı. Fenerbahçe, yeni transferleriyle bu oyununu daha da geliştireceğe benziyor, isteyen bir takım var sahada, ilerleyen haftalar için umut veriyorlar.