Derbide ezeli rakiplerin maçları son 25 yıldır olaylarıyla, hakem kararlarıyla, kazananıyla, kaybedeniyle hep gündem oluşturmuştur. Beni en çok sevindiren, sokak olaylarının en asgariye inmesi. Bunda en büyük etken, caydırıcı kanunlar ve güvenlik güçlerinin aldığı daha sıkı önlemler. Maç uğruna çok canların yandığını anımsarım. Taraftarı ateşleyen hep yöneticilerdir. Çok konuşuyorlar, gereksiz konuşuyorlar. Sözlerin nerelere gittiğini bilmiyorlar. Farkına varmadan ortamı geriyorlar. Neyi paylaşamıyorsunuz? Teknik direktörler için de aynısı geçerli. Değişim için beklentim yok. Bir insan 7’sinde neyse, 70’inde de aynıdır. İşte Fatih Terim’in durumu ortada. Terim, geçen ve bu sezon başı olmak üzere takımını kaç maçta yalnız bıraktı biliyorsunuz değil mi? Zararı kime? Takıma ve taraftara. Bir türlü profesyonel olamadık. Hep amatör kaldık.
Bir diğer kanayan yaramız hakemler. Anormal hatalar yapıyorlar. Takımların kaderiyle oynuyorlar, emeklerini gasp ediyorlar. Bu hatalar sadece bize mahsus. TFF Başkanı da yönetimi de MHK de VAR da yanlış yapıyor. Hepsi suçlu. Hani VAR çözüm olacaktı? Korkunun ecele faydası yok. Takımları büyük - küçük diye ayırmayın. Çalın gördüğünüzü; olsun, bitsin. “Bunları yapmayacaksanız o zaman neden hakemliği tercih ettiniz” diye sizlere sormak hakkım. Avrupa’da bir günden bir güne kulüp başkanının, yöneticilerin ya da maçları yöneten hakemlerin tartışıldığını duydunuz mu? PFDK, Ali Koç’a 30 gün hak mahrumiyeti verdi. Ceza, 2 gün sonra Tahkim Kurulu’nca kaldırıldı. Birinin “ak” dediğine diğeri “kara” demiş. İki kurul da hukukçulardan oluşuyor. Bu Ali Koç’un maça gidip gitmeme meselesi değil. Bu Türk yargısının geldiği son noktadır.

Ne şiş ne kebap yandı
Galatasaray’da Seri ve Andone, yabancı kontenjanına takıldı. Andone bana göre sahada olmalıydı. Hatalı karar. F.Bahçe’de Isla iyileşti, sağ beke geçti. Ozan asıl yerine döndü. Derbi maçlar kolay geçmez. Dün gece de öyle oldu. İki taraf da öncelikle hata yapmamaya çalıştı. Temkinliydiler. Mücadelede keyif aldığımız bölümler olmadı değil. Top F.Bahçe’nin ayağında daha fazla kaldı. Ancak hücum zenginliği G.Saray’dan yanaydı. Saydım, ilk 35 dakikada genç Altay Bayındır, 4 net golü önlemiş. Altay’ın yaşı 21. Gençlere güvenelim, şans verelim. Futbolumuzun geleceği yabancılarda değil, gençlerdedir. Oyun içinde birkaç tartışmalı pozisyonlar vardı. Cüneyt Çakır, bunları sakince çözdü. Çakır bıraktığında ne olacak?. Tansiyonu yüksek maçları kim yönetecek? Cüneyt Hocaya hem ülkemizde hem de Avrupa’da çok alıştık. Şu ana kadar ikinci bir Cüneyt Çakır var mı? Yok. Derbiden gol sesi çıkmadı. Sevinen yok. G.Saray yine F.Bahçe’yi yenemedi. İki taraf futbolcularının sahadan dostça ayrılmaları gelecek için güzel bir mesaj. Ersun Hocam aklıma takıldığı için soruyorum. 46. dakikada oyuna aldığın Deniz Türüç’ü neden çıkardın? Söylediklerini mi yapmadı? Hepimiz şaşırdık da...