\n

Yıl 1999, günlerden 14 Aralık. Yer Pendik Stadı. Pendikspor-Fenerbahçe takımları arasında ‘kupa maçı’ oynanıyor. Sarı - Lacivertlilerde rakip 2. Lig’den olunca ‘zayıf’ tanımlaması yapılıyor. Fenerbahçe’nin başında teknik direktör Zeman var. 11 sahaya çıktıktan sonra hoca kulübeye geçip sigarasını yakıyor. Öyle rahat ki.. Kadro yedek oyunculardan kurulu. 11 şöyle; Rüştü, Erkan, Abdullah, Güvenç, Alpay, Kemalettin, Moshoeu, Ogün, Metin Diyadin, Boliç, Tufan. Maç başlıyor, Sarı - Lacivertliler Metin Diyadin’in attığı golle 1-0 öne geçiyor. Sonra Seçkin penaltıdan skora denge getiriyor, ardından Mustafa, Pendik adına bir gol daha atıyor. Durum 2-1 oluyor. Dakikalar azalmış, futbolcular şaşkın, tribünlerden ıslıklar yükseliyor. Hakem bitiş düdüğünü çaldığında oyunun kazananı Pendik. Fenerbahçe kupadan eleniyor. Bir tarafta o günün parasıyla 200 milyarlık Pendik takımı diğer yanda 25 trilyonluk F.Bahçe. Şaka gibi. Bu maç ‘Kara bir leke’ olarak tarihe geçti. Maç sonunda ortalık karıştı, olaylar çıktı, bir gün sonra taraftarlar idmanı basarak Dereağzı Tesisleri’nde kaleci Rüştü’yü tartakladılar. Pendikli futbolcular günlerce medyanın manşetlerinden inmedi, başkan oyuncuların her birine ‘ev’ sözü vermişti ama bazıları almış bazıları hâlâ almamış öğrendiğim kadarıyla.

Yıl 2012.. Tam 13 yıl sonra yollar yeniden kesişti. Fenerbahçeli yönetici Turgut Acar, kurada Pendik’i çektiğinde gülüşmeler olmuştu salonda. Bu da çok doğaldı, çünkü kimin aklına gelirdi uzun bir aradan sonra bu iki takımın kupada eşleşeceği. Doğrusu ilginç bir tesadüf. Belediyenin önemli desteği var Pendikspor Kulübü’ne. Liginde son dört maçtan üçünü kazanma başarısı göstermiş Pendikspor. Başkan Sami Bayram’la ayaküstü bir sohbetimiz oldu. “Kulüp olarak tesisleşmenin ve kurumsallaşmanın başındayız. Bu konuda çok önemli adımlar attık. U-14, U-15, U-16 U-17, U-18 altyapı takımlarımızı oluşturduk. Burada 110 civarında genç yeteneğimiz var. Pendik Spor Okulumuz faaliyetlerine devam ediyor. 270 civarında futbolcu adayımız yetiştiriliyor. A Takımımızda da 28 kişilik bir kadromuz bulunuyor. Toplamda yaklaşık 500’e yakın sporcumuz kulübümüz bünyesinde çalışmalarını sürdürmekte. Göreve geldiğimizde yaklaşık 2,5 milyon TL borç vardı. Bunları ödedik. Herhangi bir sıkıntımız kalmadı. Futbolcularımızın ödemelerini zamanında yapıyoruz. Vadesi geçmiş borcumuz yok. Pendikspor belli bir prensipler çerçevesinde yönetilmektedir. Her şeyimiz düzenli ve şeffaf.” Başkana ‘Maç ne olur?’ diye soruyorum. Yanıtı şöyle oluyor: ‘‘Klişeleşmiş bir ifade olacak belki ama 1-0 olsun ama kazanan biz olalım.”

Dün gece tarih tekerrür etmedi ama F.Bahçe’de uzun süre şans bulamamış kâh kulübüde kâh tribünde oturmuş futbolcuların bazılarında sergiledikleri oyunla forma susamışlığı göremedim. Sanırım Aykut Kocaman da benimle aynı fikirdedir. Krasic geleli epey oldu. Ancak bir ileri gitme yok. Hani bu adam fiziğiyle, tekniğiyle, süratiyle ortalığı kasıp kavuracaktı? Uçtu paracıklar. Semih gol pasının dışında yine kayıptı. Egemen savunmanın toparlayıcısı oldu. Sezer, F.Bahçe için büyük kazanç. 1 gol attı, 2 şutu direkten döndü. Yalnız ayağında fazla top tutuyor. Arkadaşlarıyla pas alışverişine girmiyor. Daha çok kendine oynuyor. Bu egoistliğinden kurtulması lazım. Salih genç bir oyuncu. Bu maçlar onun için ilaç. Fakat çok zayıf, rüzgâr çıksa uçacak. Bugün değil belki ileride verim alınabilir. Taraftar Recep’i sahada görmek istiyor. Sarı - Lacivertlilerin iki şutundan biri gol oldu. Pendik’in 3 pozisyonunu kaleci Serkan çeldi. Bir topları da direkten döndü. 3 - 4 oyuncuları var ki koy Süper Lig’e takır takır oynasınlar. İlk yarı F.Bahçe için sıkıntılı geçti. Futbol kalitesinin yüksek olmadığı ılık bir kış gecesinde öyle ya da böyle 13 yıl sonra F.Bahçe rövanşı aldı. Pendikspor’un inatçı mücadelesini, kazanma arzusunu yabana atmayalım. Tek eksikleri goldü atamadılar. Atsalardı iş yine karışabilirdi.