Atiker Konyaspor yedek kulübesine bakıp teknik direktör koltuğunda Aykut Kocaman’ı görürken, aklıma geçen sezonlarda Fenerbahçe’nin başında olduğu yıllar geliyor.. 2010-2011 sezonu şampiyonluğu, UEFA Avrupa Ligi yarıfinali, kazanılan Türkiye Kupası... Bunlara ek olarak Sarı-Lacivertli camiayı derinden sarsan 3 Temmuz sürecindeki tavrı, duruşu.. O dönem, bu kadar badireye rağmen Fenerbahçe katıldığı tüm kulvarlarda hep başa oynamış, şampiyonluk ve kupalar için son ana kadar mücadeleyi bırakmamıştı. Peki şimdi öyle mi... Ne sahada, ne tribünlerde, ne de yönetimde o günlerden hiçbir eser yok. Liderin 10 puan gerisinde kalmış, UEFA Avrupa Ligi’nde Krasnodar’a elenmiş, kalesi olarak görünen Şükrü Saracoğlu’nda her maç boş tribünlere oynayan, taraftarın sürekli “Yönetim istifa” diye bağırdığı, futbolcuları ıslıklanan bir Fenerbahçe.. Yedek kulübesinde mutsuz ve istenmeyen adam Advocaat...
Diğer yanda yeniden Fenerbahçe’nin başına geçmesi söz konusu olan Aykut Kocaman. İki teknik direktör maç öncesi birbirlerine şans dilerken acaba içlerinden neler geçirdi? Fenerbahçe çok yanlış işler yaptı. Başkan Aziz Yıldırım döneminde tam 16 hoca değişmiş. Kulüp tarihinde bir rekor. Alınan ve gönderilen oyuncuların ise haddi hesabı yok. Son iki yıldır futbol takımı taraftarlarına hüsran yaşattı. Aykut hoca gelecekse kararını verirken bir değil birkaç kez düşünmeli. Gelsin isterim, ama Aziz Yıldırım’la anlaşabilecekse... Basın tribününde konuşulan bir iddia da Kocaman’ın A Milli Takımı beklediği yönünde.. Her şeyi sezon sonu net biçimde göreceğiz.
Defalarca sordum yanıtını alamadım. Acaba Fenerbahçe’de suçlu kim? Sarı-Lacivertliler bu yapıyla düzelmez. “Düzelir” dersek kendimizi kandırırız. Dün akşam takımda Mehmet Topal dışında iyi olan ikinci bir isim yoktu. Haliyle mağlubiyet kaçınılmazdı. Aklıma gelmişken; Stoch, Emenike, Karavaev neredeler? Haftalar oldu göremiyorum. Maçta gollere sözüm yok, iki tarafın oynadığı futbol, gösterdikleri mücadele beni hiç doyurmadı.