Maç öncesi Fenerbahçe-Ajax paketini hazırlıyorum. Haberler tamam, sayfamızın tasarımcısı Ersin Öztekin mizampajı yapıyor. Ersin’in eline kimse su dökemez. Neyse, sayfa bitti bitecek, arkadaşlardan biri “Ağabey Aziz Yıldırım yine size sallamış” diyor. Hedefte yine bizler varız. Ses tonu fazla yüksek. Açıklamaları zehir zemberek... Sayfayı bozuyoruz. En önemli sözü “Aleyhimizde yazanları stada sokmayacağım.” Bu resmen tehdit. Yıllar öncesinde başkan Yıldırım’la tartışmam olmuştu. O günü dün gibi anımsarım. Bana bir haberimden dolayı “Seni mahkemelerde süründüreceğim” demişti. Aziz Yıldırım aynı Aziz Yıldırım. Basında bazı kesime tavırları aynı. Oysa bizim çizgimizi iyi bilir, nedense son zamanlarda hedefte olanlardan biri de biziz. Başkanlar hep haklı, onların hiç suçu yok değil mi? Hadi neyse.. Olan biz emekçilere oluyor. Dün Yıldırım’ın Türkiye Spor Yazarları Derneği Başkanı Oğuz Tongsir’le bir görüşmesi vardı. Ne oldu, görüşme nasıl geçti bilmiyorum ama stat kapısına geldiğimde endişeliydim. Çünkü biliyordum geçmişte uyguladığı listeden isim çizmeyi. Nitekim 5 meslektaşımızı dün stada sokmadı! Çok yıpratılıyoruz, bu böyle sürmemeli.

89’da imdada yetişti
Geçelim sahadaki mücadeleye. Birisi koşuyor, çabalıyor, pozisyona giriyor; diğeri çaresiz gol yememenin peşinde. Aradaki fark “uçurum” gibi. Ajax’ın gücü, enerjisi mükemmel. Fenerbahçe güçsüz ne yaptığını bilmeden mücadele ediyor. Markovic’in yanında keşke birkaç Markovic daha olsaydı. Diego’nun, Nani’nin, Josef’in hali ne öyle? Rakipten hangi futbolcu topu ayağına alsa en az üç kişiyi peşine takıyor. Gökhan’ın dönüşüne sevindim. Seyirci mi tek kelimeyle harika, takım haftalardır kötü oynarken bu taraftarın tribünleri doldurması her kulübe nasip olmaz. Demek ki bu sevgi başka bir şey. Fernandao’nun son dakikada attığı gol olmasaydı yine kötü bir bitiriş yapacaktık. Brezilyalı çıktı sahneye, Terraneo’yu da Pereira’yı da adeta ipten aldı! Şimdi pazar günkü Galatasaray derbisini bekleyelim. Bakalım bu dev maçta Ajax galibiyetinin devamı gelecek mi?