Eskişehir’e moralli gittik ama dönüşümüz aynı olmadı. Ah Kuntz ah... Maçı film seyreder gibi iki elini birbirine bağladın izledin. Bizler tribünde emin ol senden daha hareketliydik. Bir teknik direktörün görevi gerekli anlarda oyuna müdahale etmektir, takımını kenardan ateşlemektir. Motivasyonu sağlamaktır. Taktiksel değişikliğe gitmektir. Sende bu vasıfların hiçbirini göremedim. Bizim içimizden bir hoca olsaydı bu karşılaşmayı çok samimi söylüyorum rahat kazanırdık. 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’na katılmak adına önemli avantajı kullanamadık. Şimdi uğraş dur. Gidebiliriz de gidemeyebiliriz de. Gidemezsek tabii ki üzülürüm ama beni asıl kahreden 85 milyonluk ülkemizde hâlâ bir golcümüzün olmayışı. Ne kadar acı durum öyle değil mi? 

Bir başka gözüme çarpan husus, bazı oyuncular artık Ay-Yıldızlı ekipteki misyonunu doldurmuş gibi... Mesela Hakan Çalhanoğlu, Merih Demiral, Çağlar Söyüncü. Diğer konu, takımlarında forma şansı bulamayanları alıp 11’de sahaya sürüp, kendi kulüplerinde düzenli oynayanlara şans tanımamak ne kadar doğru? Salı günü oynanacak Hırvatistan-Ermenistan karşılaşması da çok önemli. Buradan çıkacak en iyi sonuç ev sahibinin kazanması olur.