Fenerbahçe hafta arasında Barcelona’yla Euroleauge maçı oynadı. Tribünler yine tıklımdı. Mücadeleyi izleyenler arasında futbol takımından Skrtel ve Lens de vardı. Lens şaşırdı. Yöneticilere “Biz niye hep boş tribünler önünde oynuyoruz” diye sordu. Bazıları kem küm etti, bazıları da “daha önceden doluyordu” demekle yetindi. Lens kardeşim; sizin maçlarınıza seyircinin gelmemesinin başlıca nedeni takımın istenilen oyunu sergileyememesi, lige, Avrupa’ya erken havlu atması ve bazı taraftar gruplarının Aziz Yıldırım’la kavgası. Sen hatırlamazsın, Fenerbahçe maçlarını 40-50 binlere oynuyordu. Şimdi beş bini bulmuyor. Yıldızlar topluluğu adı altında gelenlerin tamamına yakını fiyasko çıktı. Hocalar değişiyor. İstikrar yok. Ama basketbol takımındaki durum futboldan çok farklı. Bir kere bu takımın başında dünyaca ünlü koç Obradovic var. Herkes karşısında ceketini ilikliyor. Futbolun başına böyle birisi geçmedi. Oyunculara gelince (Datome, Dixon, Vesely, Udoh, Bogdanovic, Sloukas) her biri kişilikli ve işlerini profesyonelce yapıyorlar. Parkeye çıktıklarında kaybetmek üzere oldukları maçı çeviriyorlar. Topu kapmak, topu çalmak için kendilerini yere atıyorlar, formaları ıslanıyor. İşte Fenerbahçe’de salonlar bu yüzden doluyor. Kombineler bu yüzden sezon öncesi bitiyor. Durum bundan ibaret Jeremain Lens. Eğer yeni sezonda takımda kalırsan bazı şeyleri şimdikinden daha net görüp anlama fırsatın olur.

İndirim geliyor
Seyircinin inanılmaz düşüşünü, sporcu yakınlarını tribünlere çağırarak doldurmaya çalışan Fenerbahçe yönetimi, evinde oynayacağı Rize, Antalya, Trabzonspor ve Medipol Başakşehir (kupa) maçları için biletlerde indirime gitme kararı almış. Tribünlere olumlu yansıması olur mu sanmıyorum ama Trabzon maçı; kulüpler arasında yaşananlardan, Başakşehir maçı da kupa yarı final rövanş ayağı olmasından dolayı önemli.
Akhisar, bugün sezonun son maçı olsaydı ligde kalacaktı. Ancak yarını belli değil. Futbolları çok etkisiz. Tolunay Kafkas gitti, Okan Buruk geldi. Kan değişimi şu an itibarıyla işe yaramamış görünüyor. Fenerbahçe için “Istırapbahçe” ifadesini kullanabilirim. Bu takımı izlemek işkence. Görünüyor ki bu işkence 6-7 hafta daha devam edecek. Lens’in kornerinden gelen topuna Lopez ters vuruş yaparak kendi ağlarını sarsmasa, ilk 45 dakikadaki mücadelede pozisyonları bir tarafa bırakalım, bu golü de göremeyecektik. Nerede bir gün önceki Trabzon-Beşiktaş maçı, nerede dün geceki Fenerbahçe-Akhisar karşılaşması. Arada dağlar kadar fark vardı. Bir yanda tarih yaşandı, bir yanda da seyircinin ve futbolun olmadığı hüsran. Hakem Halil Umut Meler’in penaltı kararı tartışmasız doğru, De Souza’nın golü ise tamamen şansa dayalıydı. Dick Advocaat’ın oyuncu değişikliğine gitmemesi beni şaşırttı doğrusu. Gecenin kapanışını Lens yaptı.