F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım çok uzun bir süredir konuşmuyordu. O bildiğimiz gürleyen, istediği zaman masaya yumruğunu vuran, gerektiğinde soyunma odası basan Yıldırım’dan eser yoktu. Düşünebiliyor musunuz; F.Bahçe’nin hakkı yenecek, Aziz Başkan sessiz kalacak. Bu mümkün mü? Derbi maçta Sarı - Lacivertliler, G.Saray’a 2-1 kaybetti. Aradan çok geçmedi, Sarı - Kırmızılılar galibiyetin keyfini belki de tam manasıyla yaşayamadan, Aziz Yıldırım’ın suskunluğunu bozup kendi televizyonunda yaptığı gündemi değiştirecek açıklamaları yine spor kamuoyunda ‘bomba’ etkisi yarattı. Bu durum üzerine G.Saray haberleri mecburen ikinci sıraya indi. Acaba Aziz başkan bunu bilinçli mi yaptı, tartışılır... Yıldırım, ilk göndermesine ezeli rakibiyle başladı. Sarı - Lacivertlilerin Başkanı, çıktığı FB TV’de, “Fenerbahçe-Galatasaray derbisinde psikolojik üstünlüğün G.Saray’a geçtiği söyleniyor, ne düşünüyorsunuz?” sorusuna gülerek ‘‘Psikolojik üstünlüğün G.Saray’a geçmesi için Sarı - Kırmızılıların bizi 6-0 yenmesi lazım. Şunu unutmasınlar ancak bizi 6-0 yenerlerse üstünlük G.Saray’a geçer. Geçen sezon 0-0 berabere kalarak yarım puanla şampiyon oldular. Üstüne de soyunma odasına ‘mayıs hatırası’ yazdılar’’ yanıtını verdi. Sanırım gündemi değiştirmek için ‘yeterli’ yanıt, öyle değil mi? Yıldırım, G.Saray dışında yine birçok yere göndermelerinde eksik kalmadı, belli içinde çok biriktirmiş. Ama fazla açılmadı, bazılarını, ileriki zamana sakladığından eminim. F.Bahçe Başkanının, halen oynanmakta olan ‘Türkiye Kupası’ maçlarıyla ilgili sözleri dikkatimi çekti. Nedenine gelince; bana göre gereksiz yere oynanan, kulübe külfeti fazla, menfaatı ise hemen hemen hiç olmayan bir kupa. Hele aralara sıkıştırıldığında takımlar için aşırı yorucu oluyor, lig maçı oynuyorsunuz, üç gün sonra kupa sonra yine lig. Ulusal maçları ve Avrupa kupası karşılaşmalarını katmıyorum bile. Futbolcunun dinlenme gibi bir lüksü yok. Mesela; hafta sonu devre arası başlayacak fakat kupa maçları oynanmaya devam edecek. Kulak verin Yıldırım’ın sözlerine; ‘‘Artık yeni dönemde futbol kulüpleri; para kazanma üzerine olan sistem için çalışmalar yapacaktır. Bugün Türkiye Kupası oynuyorsunuz. Herkesi yenersek ne alacağız diye getirttim listeleri. Yanlış söylemeyeyim ama 12 maçta 3 milyon dolara yakın para girecek kasaya. Ben bu sisteme karşıyım. Geçen sene olmadığım için bununla ilgili yorum yapamadım. F.Bahçe 11-12 maç oynuyor, karşılığında 3 milyon para alacak. Biz oyuncularımıza maç başı ödüyoruz. 18 kişilik kadronun her maç maliyeti 250-300 bin Avro’dur, 10 maç olduğu zaman 3 milyon Avro. Alıyorum 3 milyon dolar, harcıyorum 3 milyon Avro. Yani bu sistemin F.Bahçe’ye hiçbir katkısı yok. Ama 3-4 maç oynanıp finale çıkılacak bir sistem olsaydı, tamam. Fakat 11-12 maç oynanıyor, yayınları da buna dahil. Halbuki dediğim gibi olsa, ben hakkımı en azından 500 bine satarım. 10 maçta sadece 5-6 milyon lira naklen yayından gelir. Yani Beşiktaş’ın ve G.Saray’ın elenmesi, prestijin dışında iyi olmuş. Bir kupa alınacak ama kulübe katkısı yok.’’

Seyirci ister istemez bölündü

F.Bahçe-Sivasspor ve F.Bahçe Ülker-G.Saray Medical Park aynı saate denk geldiğinden, Sarı - Lacivertli seyirciler ister istemez bölündü. Bana göre saçma bir durum. Gecikmeli bir kış ayı, dondurucu soğuk var dışarıda. Maç için söylenecek fazla şey yok. Bu kadar üst üste karşılaşmalar çakışırsa olacağı bu. Futbolcuların hemen hepsinin pilleri artık bitmiş vaziyette. Dün gece buna ciddi şekilde tanıklık ettim. Oyun içinde ne koşanı ne mücadele edeni, ne şut atanı ne de pres yapanı gördüm. Taktik falan hak getire, izleyenler için tam bir işkence maçıydı. Hiç keyif almadım. Cristian’ın gollerine sözüm yok. Penaltı kurtaran genç kaleci Mert Günok’a bravo.